Tunç Soyer'den cumhurbaşkanı adaylığı mesajı: Üçüncü bir aday neden olmasın?

Bir televizyon programına katılan önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, programda siyasi hayatına ve gündeme dair açıklamalarda bulundu. 

“ADAY GÖSTERİLMEYİNCE ÇOK ÜZÜLDÜM”
31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde (yerel seçimler) aday gösterilmemesi nedeniyle çok üzüldüğünü belirten Tunç Soyer, “Ben İzmir’i büyük bir aşkla severek çalıştım. Gecemi gündüzüme kattım. Bundan hiç şikayet etmedim, hiç yorulmadım. O nedenle başlarda ‘aşk karşılıksız kaldı’ diye bir duyguya kapılmıştım. Sonra gördüm ki mesele o değil, o aşk devam ediyor, hem de karşılıklı devam ediyor. Ama bir dönem daha görev yapmayı arzu etmiştim. Olmaması nedeniyle çok üzüldüm” diye konuştu.

“SİYASİ ELİTLERDE ‘İZMİR GARANTİ ŞEHİR RAHATLIĞI VAR”
Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) İzmir için ‘biz ne yaparsak yapalım burada seçimi kaybetmeyiz’ algısı olup olmadığı yönündeki soruya Soyer şu sözlerle cevap verdi:"Ben bunu 2019 seçimlerinden önce de söylemiştim. Şöyle bir ironik ifadesi vardı onun: Odun koysan seçilecek yere odun koymak zorunda değilsiniz. Böyle bir algı varsa bile bu bir mecburiyet değil. Neden bunu yapasınız ki? O rahatlığın özellikle siyasal elitlerde olduğunu düşünüyorum. Bunun ipuçlarını hep gördük. Maalesef böyle bir şey var. Ben sadece kendi hissiyatımı paylaştım, onun dışında her şey spekülasyon olur.

CHP'DE ADAY TARTIŞMASI: "ALGILAR OLGULARIN ÖNÜNE GEÇTİ"
Tunç Soyer CHP’deki Cumhurbaşkanı adayı tartışmaları ve Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ın adaylığı hakkında tartışmaları ise; “Bu yarış bir fikir üzerinden olsa eyvallah. Neden onun olması gerektiğine dair bir fikir ortaya konsa belki karşı fikirler ortaya konacak. Ve böylece doğru yol bulunacak. Şu an sadece kişisel bir takım tercihler üzerinden konuşuluyor. Parti içinde İmamoğlu ve Yavaş'ın dışında 3'üncü bir aday neden olmasın ki? Algılar olguların önüne geçti ki günümüz dünyasında bazen içinde yaşadığınız hayatın neredeyse sadece algılardan ibaret olduğu gerçeğini idrak ediyoruz bir an. O kadar çok algılarla boğulmuşuz ki biz o olguyu içinden çıkartıp gerçeği görebilecek noktadan çok uzaklaşıyoruz. Sadece algılar üzerinden hayatı yorumlamaya, algılamaya çalışıyoruz” ifadeleriyle değerlendirdi.