Kırat’tan İzmir’de ‘ortak liste’ çağrısı ve ‘iç rekabet’ uyarısı!

Ahmet Can KARATAŞ/EGEDESONSÖZ- Türkiye 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlere kilitlenmiş durumda… Partilerde ise bir yandan aday adayları listesi hareketliliği devam ederken, diğer yandan saha ve kampanya çalışmaları sürüyor.

Seçimlere Millet İttifakı ile birlikte katılacak olan Demokrat Parti’de ise heyecan hakim… İzmir İl Başkanı Serdar Faralyalı, yaklaşmakta olan cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri ile İzmir’de yürütülen çalışmalarla ilgili son durumu Egedesonsöz’e yorumladı.

KARARSIZ SEÇMENLERİ MİLLET İTTİFAKI’NA ÇEKMEYE ÇALIŞIYORUZ
Demokrat Parti İzmir teşkilatlarının saha çalışmalarını anlatan Başkan Faralyalı, partisinin Özellikle 2. Bölge’de etkin çalıştığını söylerken sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Teşkilatlarımız çalışmalarında özelikle kararsız olan seçmenleri Millet İttifakı tarafına çekmek için kampanya yürütüyorlar. Bunun için elimizdeki imkânlarımızla sahaya çıkıyoruz. Biliyorsunuz ki aynı anda iki seçim yapılacak. Bunlardan bir tanesi cumhurbaşkanlığı seçimi, bir diğeri ise milletvekilliği seçimleri… Bizim tarafımız belli. Biz Millet İttifakı ile ortak olarak, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde destekliyoruz. Bizim için asıl olan ise parlamenter sisteme geçme amacımızı gerçekleştirebilmek için mecliste Millet İttifakı’nın maksimum sayıda milletvekili kazanması için çalışmak”

SİSTEM BÖLGEDE BİRİNCİ OLAN PARTİYİ ORANTISIZ KAYIRIYOR
2018’de gerçekleştirilen seçimlerden sonra sistemin değiştiğine dikkat çeken Başkan Faralyalı, sistemin Millet İttifakı’nın önüne engel çıkarmak için değiştiğini söyledi. Başkan Faralyalı, “Burada sistemin getirdiği fiili bir durum var. O da her seçim bölgesinin birincisini sistem orantısız olarak kayırıyor. Buna ilaveten. Geçen yıl, Nisan başında iktidar yeni bir seçim kanunu getirdi, bu kanunda değişiklikler yaptı. Bu değişikliğin gerekçesini iyi anlamak lazım... 2018 seçimlerinde yani eski sistemde ittifakların oyları aynı kumbaraya atılıyordu. Ve bu kumbaranın toplamının kaç milletvekili alacağına bakılıyordu. Sonra partiler arasında milletvekili dağılımı yapılıyordu. Bu sistemden Millet İttifakı kazançlı çıktı. O yüzden iktidar bu ortak kumbara, işini kaldırdı ve dedi ki, bundan sonra her partinin kumbarası kendine. Dolayısıyla biz mesela Demokrat Parti olarak bir tane de alsak, bin tane de alsak ve hatta 10 bin tane de oy alsak bunların tamamı Millet İttifakı'nın kumbarasına atılıyordu eskiden. Şimdi ise atılmıyor. Bu da ittifak partilerinin yani Millet İttifakı partilerinin birbirine bir faydası olmasın diye çıkartılmış bir kanun” dedi.

YENİ SİSTEMLE 34 VEKİL KAZANIYORLAR, HAMLE GEREK!
2018 seçimlerinde Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin aldığı oy sayılarının bugünkü sistemle alınmış olması durumunda 17 Milletvekili kaybettiklerini dile getiren Başkan Faralyalı, “Kaybettiğimiz vekilleri ise Cumhur İttifakı kazanıyordu. Bu yeni sistem Cumhur ittifakı lehine toplamda 34 milletvekillik bir fark yaratıyor. Dolayısıyla Millet İttifakı'nın buna bir karşı hamle yapıyor olması lazım… Aklın gerektirdiği karşı hamle iktidarın, yasal düzenlemeyle birbirinden ayırmaya çalıştığı ittifak oylarını yeniden birleştirmek olmalı. Yani ortak liste olmalı. Fakat siyasetin pratikte zorlukları var. Ortak liste yapmak konusunda gayet doğal olarak parti içlerinde yıllarca kendi teşkilatında görev ve yer almış insanlar, milletvekili adaylığında üst sıralarda kendilerine yer arıyorlar tabii. Dolayısıyla ortak liste yapıldığı vakit bir parti belki de başka bir partinin adayını kendi teşkilatındaki çalışanın üzerinde konumlandırmak zorunda kalacak. Bu da parti içerisinde bir huzursuzluk yaratacak. Çalışmalarınızda  bırakın ortak listeyi bir parti seçime tamamen kendi listesiyle giriyor olsa bile o partinin içerisinde huzursuzluk olur. Çünkü neticede 3 bin 500 tane milletvekili adayı olan bir parti 600 tane aday gösterecek ve bunlardan da sadece yüz elli tanesi seçilecek. Nasıl olmasın ki? Her seçilen, her bir kişi için 20 tane seçilemeyen aday olacak. Dolayısıyla böyle bir ortamda muhakkak surette kırgınlıklar, küskünlükler ve bozulmalar olacak. Bu doğal, siyasetin doğasında var bu. Her seçimde olur... Bu seçimde şartlar daha zor. Özellikle cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bize dayattığı 50 + 1 zorunluluğu var” şeklinde konuştu.

2018 ÖRNEĞİ: İYİ PARTİ-CHP ORTAK GİRSEYDİ RAKİPTEN İKİ VEKİL ALIRDI
Demokrat Parti’nin İzmir’de ortak liste ile seçime girip girmeyeceğinin henüz netlik kazanmadığını kaydeden Başkan Halil Faralyalı, İl Başkanı olarak kendisinin ortak listede seçime girmek istediğini söyledi. Başkan Faralyalı, “İzmir ekseninde ortak listeyle mi gireceğimiz yoksa kendi adaylarımızla kendi başımıza mı gireceğimiz henüz net değil. Ancak ben Demokrat Parti İzmir İl Başkanı olarak İzmir'de ortak liste olmasını isterdim. Bir tane rakam vereyim. 2018 seçimlerine baktığınızda şunu göreceksiniz ki, partilerin milletvekili başına aldıkları oylar Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İkinci Bölgede. 7 milletvekili çıkartmış, milletvekili başına 88 bin 588 oy almış. Buna mukabil İYİ Parti, milletvekili başına 168 bin 169 oy almış. Neredeyse 2 katı bir fark var. Yani bir milletvekili çıkartmak için Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir oya ihtiyacı varken bana 2 oy gerekiyor. Burada biz birbirimizle mi rekabet edeceğiz, yoksa karşımızdaki Cumhur İttifakı ile mi rekabet edeceğiz? Kendi içerimizde rekabet etmemiz anlamsız hale geliyor… Geçtiğimiz 2018 seçimlerinde eğer, İYİ Parti ile CHP ortak liste yapmış olsalardı her bölgede birer tane fazladan milletvekili çıkaracaklardı. Yani rakipten 2 milletvekili almış olacaklardı. Dolayısıyla meclisteki aritmetikte sadece İzmir’den dört milletvekillik bir fark sağlanacaktı. Bizim Millet İttifakı olarak ortak bir amacımız var. Parlamentoda, parlamenter sisteme geçiş için ihtiyaç duyduğumuz milletvekili sayısına ulaşmak… Bundan dolayı A partisinin milletvekili sayısı şu kadar az olmuş ya da B Partisinin milletvekili sayısı şu kadar fazla olmuş. Bu ikincil, üçüncül derecede önemli… Birinci derecede önemli olan konu, o ittifakın milletvekili sayısının maksimize edilebilmesi. O yüzden benim tercihim ortak liste yapılması ama siyasetin şartları buna imkân vermeyebilir. O zaman da her parti kendi iddiasını ortaya koyar, kendi mücadelesini verir” ifadelerini kullandı.

KILIÇDAROĞLU'NUN ADAYLIĞININ TOPLUMDA BENİMSENDİĞİNİ GÖRÜYORUZ
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun artık millete kendisini kabul ettirdiğini söyleyen Başkan Faralyalı, “Zaman içerisinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığı yavaş yavaş pişti ve benimsendi. Seçmenler nezdinde biz sahada kendi seçmen tabanımızla da konuştuğumuz zaman, şunu duyduk: “Birinci önceliğimiz Tayyip Erdoğan rejiminden ve zihniyetinden kurtulmak. O yüzden karşımıza koyacağınız her makul adaya oy vermeye razıyız. Birinci tercihimiz, ikinci tercihimiz, üçüncü tercihimiz olabilir ama. Günün sonunda biz muhalefetin adayına oy vereceğiz.” Dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığının toplumda benimsendiğini görüyoruz. Nitekim Mart başında Meral Hanım'ın aldığı tutum ve gösterdiği tepkiye seçmenin verdiği reaksiyon çok hızlı bir şekilde Meral Hanım'la Kemal Bey’i yeniden oturup konuşmaya ve bir yolunu bulup anlaşmaya itti. Bu toplumsal bir talep sayesinde gerçekleşti. Bunlar uzun yıllardır siyaset yapan tecrübeli siyasetçiler oldukları için toplumun nabzını doğru tuttular, doğru okudular. Toplumun beklentisini karşılamak için tekrar bir araya gelip anlaşmanın bir yolunu buldular. Önemli olan da buydu ve bunu başardılar. Dolayısıyla ben, Kemal Bey'in adaylığı konusunda artık insanlarımızın sahaya hangi futbolcu çıkacak, o mu daha iyi oynar, bu mu daha iyi oynar tartışmalarını bitirdiğini düşünüyorum. Milletimiz artık takım kazansın istiyor. Demokrat Parti olarak bizim de kendi seçmenimiz bu yönden bakıyor” dedi.

İKİNCİ BÖLGE’DE OLUMLU DÖNÜŞLER ALIYORUZ
Demokrat Parti adına İzmir değerlendirmesi yapamadığını söyleyen Başkan Serdar Faralyalı, “Bu seçimin kendine has çok özel koşulları var. Kendi listemizde girersek Demokrat Parti olarak şöyle bir zorluğumuz olur. Seçmene gidip Cumhurbaşkanlığı için Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verin ama onun listesine oy vermeyin demek zorunda kalırız. Bize oy verin demek zorunda kalırız. Bu da seçmene izah etmesi zor bir çelişki… Dolayısıyla burada bizim gücümüzü şu anda kullanmamız lazım. CHP’ye antipati duyan ama geçmişte, AKP’ye oy vermiş ancak bu seçimlerde ise yeni bir arayış içerisinde olan seçmenin önüne bizim kendimizi alternatif olarak koyup onların oyunu alabilmemiz lazım. Bu normal bir seçimdeki stratejiden çok farklı bir strateji. Normal bir seçimde Allah ne verdiyse herkesin oyuna talip olup buna göre bir söylemle en yüksek oyu toplamaya çalışırız... Aday bazında farklılaşmak mümkün bu yüzden özellikle ikinci bölge bizim seçmenimizle yüz yüze geldiğimiz zaman seçmenin bize yüzünün güldüğü, bizi hasretle, muhabbetle kucakladığı bir bölge. Orada gördüğümüz ilgiden çok memnun kalıyoruz. Hatta olumlu anlamda sürpriz oluyor” ifadelerini kullandı.