İZMİR – Hürriyet Ege’nin Yazı işleri Müdürü Adnan Kaya’ya röportaj veren ve adaylığının asıl kendisi için sürpriz olduğunu söyleyen Denizli, hiçbir partiden aday olmayı düşünmediğini ancak listelerin belirlendiği son hafta, 7 Nisan Perşembe günü akşamı, Başbakan’ın teklifinin iletildiğini ifade etti. Bir sivil toplum kuruluşunun (İZSİAD) başkanı olarak İzmir’in geleceğini ve değişimini olumlu anlamda etkilemek adına düşünen, proje üreten biri olarak, “İzmir’i sevmek, İzmir için çalışmak demektir” ilkesinden hareketle teklifi kabul ettiğini dile getiren İlknur Denizli, hedeflerini ise şöyle özetledi: “Bizim önümüzdeki dönemde sloganımız; iki ölçek çalışıp, bir ölçek övünmektir. Çalışacağız ki; çocuklarımız da işi-aşı bu kentte bulabilsinler, geleceklerini bu kentte kurabileceklerini düşünsünler. Mutlu olacakları bir İzmir’de yaşasınlar.”
O gün itibariyle böyle bir düşüncem yoktu
- Geçen şubatta ziyaret ettiğiniz AK Parti İzmir İl Başkanı Ömer Cihat Akay size aday adaylığı teklifinde bulunduğunda, “Hiçbir partiden aday olmayı düşünmüyorum” yanıtını vermiştiniz. Geçen süreçte ne değişti?
- O gün kameraların önünde Sayın Akay, AK Parti’de siyaset yapmam için bir davette bulunmuştu.
- Ben bu değerli teklife, onur duyduğumu belirterek, teşekkür ettim ve şunları söyledim: “Siyaset çok farklı ve çok da kolay olmayan bir alan. Bugün itibariyle böyle bir düşüncem yok.”
- Bu sözlerimle o günkü konumumu açıklıkla ortaya koymuştum.
Adaylığım en çok bana sürpriz oldu
* Adaylığınız son güne kadar duyulmadı. Açıklandığında da kimi çevreler için sürpriz oldu. Sizin için de sürpriz oldu mu? Yoksa biliyordunuz ama kimseyle paylaşmadınız mı?
- Doğrusu benim için de sürpriz oldu. Yani çok hızlı gelişti.
- Aday listelerinin belirlendiği son hafta, tam tarihini vermem gerekirse, 7 Nisan Perşembe günü akşamı, Sayın Başbakan’ın adaylık teklifi iletildi.
- O ana kadar bilgim yoktu. Yoksa, bilip de paylaşmamak gibi bir durum söz konusu değil.
- Ayrıca, böyle bir iletişim içinde olsanız hazırlık yapmanız gerekmez mi?
- Yüksek Seçim Kurulu’na teslim etmem gereken diplomamı, cuma günü, mezun olduğum bölümün dekanı olan arkadaşım benim yerime aldı.
- Gördüğünüz gibi esas sürpriz bana olmuş.
Doğrudur, teklif Başbakan’dan geldi
* Adaylık teklifinin bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan geldiği söyleniyor. Doğru mu?
- Adaylık teklifinin Başbakan’dan geldiği doğru. AK Parti’deki çok aşamalı karar alma mekanizmasının başında elbette Başbakan Erdoğan var.
İzmir’i sevmek, İzmir için çalışmak demektir
* Fikrinizi o mu değiştirdi?
- Ben bir sivil toplum kuruluşunun, İZSİAD’ın Yönetim Kurulu Başkanı olarak İzmir’in geleceğini ve değişimini olumlu anlamda etkilemek adına düşünen, kent için proje üreten biriydim.
- Çözüm mekanizmalarını harekete geçirmenin yollarını aradım.
- Başladığım her işte sonuç almaya odaklandım.
- Ama süreç içinde şunu gördüm: İzmir’in çıkarları için ölçeği büyütmemiz gerekiyor.
- Sivil toplum kuruluşundaki birikimimizi ve özgün bakış açımızı Ankara’ya taşımamız gerekiyor.
- İzmir’i bilen, İzmir’i hisseden birilerinin karar mekanizmalarında olması gerekiyor.
- Adaylık teklifi geldiğinde bu düşüncelerimin hepsini tekrar analiz ettim ve dedim ki, İzmir’i sevmek, İzmir için çalışmak demektir. Ve teklifi kabul ettim.
AK Parti’nin cesur ve yenilikçi yapısı var
* Neden AK Parti?
- AK Parti, sosyolojik gelişmeleri yakından takip ediyor.
- Çözümü tabana yaymaya çalışıyor.
- Önerilere açık, cesur ve yenilikçi bir yapısı var.
- Enerjisini halktan alıyor ve Türkiye’nin potansiyelini harekete geçiriyor.
- Projeci ve çalışkan.
- Ben, önümüzdeki süreçte içinde bulunacağım bu bakış açısının Türkiye’ye çok şey katacağına inanıyorum.
- Tüm çabam; İzmir’in daha büyük, daha güçlü ve Türkiye’nin hem ekonomik hem de kültürel anlamda lokomotifi olması için.
- İzmirli olmaktan, İzmir’de yaşamaktan torunlarımın da aynı gururu duymasını istiyorum.
- Türkiye’nin değil, dünyanın güçlü kentleriyle yarışan bir İzmir için çalışacağım.
- Bu anlayışımın örtüştüğü bir siyasi parti AK Parti.
Tercihim nedeniyle hiç olumsuz tepki almadım
* İş dünyasından adaylık ve parti tercihinizle ilgili ne tür tepkiler aldınız?
- Benim için sürpriz olan, iş dünyasındaki arkadaşlarım için sürpriz olmaz mı? Tabii ki oldu.
- Ancak adaylığım noktasında hiç olumsuz tepki almadım.
- Onlar beni çok iyi tanıyorlar. Yıllar içinde nasıl bir duruşum olduğunun, hangi mücadeleleri verdiğimin farkındalar.
- “Ben” değil, “biz” demenin gücünü birlikte hissettiğimiz dostlarımın söylediği söz hep aynıydı.
- İzmir’in sorunlarını ve çözüm önerilerini Ankara’daki siyasi mekanizmalara taşıyacak biri olduğumu ifade ettiler.
- Ben de kendime İzmir-Ankara arasında bir köprü olma rolü biçiyorum ve bu güvene layık olmaya çalışacağım.
- Parti tercihime gelince... Az sayıda arkadaşım dışında herkesten destek aldım.
- Eğer seçilebilirsem, tüm adaylar gibi İzmir milletvekili olacağım. Türkiye için, İzmir için çalışacağım.
“Mesele İzmir ise gerisi teferruat” diyebilmeliyiz
* Sizce İzmir’in başlıca sorunları neler, neden bir türlü çözülemiyor, kişisel çözüm önerileriniz neler? İzmir’e yönelik sizin projeleriniz var mı?
- İzmir sadece burada doğanları değil, başka kentlerden göç edenleri de sarıp sarmalayan, kısa sürede İzmirli yapan bir kent.
- Bu kentte yaşayanlar, İzmirlilikleriyle övünüyorlar.
- Ben diyorum ki, haklı olarak övündüğümüz İzmirimizi daha ileriye götürmenin yollarını bulmalıyız.
- Bir arada olabilmeli ve aynı yere yumruk vurabilmeliyiz.
- “Mesele İzmir ise gerisi teferruattır” diyebilmeliyiz.
- En önemlisi, mutabakata vardığımız konularda harekete geçmeli ve İzmir’i de harekete geçirmenin yollarını aramalıyız.
- İzmir’in bir Barcelona olması hedefimiz varsa, ihtiyaçları artık sadece yerel kaynaklarla çözme boyutu aşılmıştır.
- İzmir için ortaya koyduğumuz planlar, projeler İzmir’in geleceğini yeniden şekillendirecek. Bizim önümüzdeki dönemde sloganımız; iki ölçek çalışıp, bir ölçek övünmektir.
- Çalışacağız ki; çocuklarımız da işi-aşı bu kentte bulabilsinler, geleceklerini bu kentte kurabileceklerini düşünsünler.
- Mutlu olacakları bir İzmir’de yaşasınlar.
Enerjisini çözümde buluşturan bir kent yaratmalıyız
* Seçmene mesajınız nedir?
- Ben İzmirliyim ve kadınım. Dünyaya İzmir’den bakıyorum.
- Ancak bunun tersini de yapıyorum. İzmir’e dışarıdan, başka şehirlerden de bakıyorum. Dünya şehirlerinden de İzmir’i gözlemliyorum.
- Her yönüyle tanıdığım, her yüzünü sevdiğim bir İzmir var.
- Açıkçası; İzmir’i sevmek, İzmir’i hissetmek benim önceliğim.
- Ve ben siyaseti, ‘sorun çözme’ odaklı tarif ediyorum.
- Sorunları teşhis etmek, çözümlerini üretmek, uygulamak ve sonuç almak... Aslolan budur.
- Siyaset böyle işlemelidir. Siyasetin amacı budur. Ben siyasete uzun vadeli bakıyorum. Uzun yola çıktım. Zorlukların farkındayım.
- Özetle söylersem, İzmir önceliğimdir. Kadın duyarlılığı bakışımı belirler.
- Çözüm ararım ve çözüme ortak akılla ulaşılacağına inanırım.
- Bu yolculukta İzmir sevdası ve büyük Türkiye hayali olan çok sayıda yol arkadaşım olacağına inanıyorum.
- Kadınların da sağduyularıyla desteklerini esirgemeyeceklerini umuyorum.
- Enerjisini çözümde buluşturan bir İzmir yaratmalıyız.
- İzmir bizden bunu bekliyor. Çocuklarımız bizden bunu bekliyor.
- Ben bu çözümlerin parçası olmak hedefiyle yola çıkıyorum. İş yapmaya gidiyorum.
Topluma sözü olanların siyasal arenadan uzak durmaları beklenemez
* Başkanlığını yaptığınız İZSİAD üyelerine adaylık tekliflerini neye bağlıyorsunuz?
- İZSİAD, İzmir’in dinamiklerini yakalayan, başarılı bir sivil toplum kuruluşu. Sorunları araştıran, projeler üreten ve çözümlere ulaşan bir kuruluş...
- Sivil toplum örgütleri gönüllülük esasına göre kurulurlar. Bireyler tek başlarına gür çıkmayan seslerini, karar alma mekanizmalarına duyurmak için bir araya gelirler. Bu beraberlik hem sesin daha gür çıkmasını hem de ortak aklın süzgecinden geçerek ülke için, kent için değerli olmasını sağlar.
- Son 15 yılına baktığınızda İZSİAD’ın bu mekanizmayı doğru işlettiğini görürsünüz.
- Bunda, benden önceki başkanların başarılı çalışmalarının önemli payları var. Ayrıca, İzmir’in büyümesiyle doğru orantılı olarak, KOBİ’lerin de sesini duyuracak bir sivil toplum kuruluşuna kavuşması da etkili oldu.
- İZSİAD’lıların, farklı toplumsal kesimlerle sürekli iletişim kuruyor olmaları, siyaset dünyasının da dikkatini çekti.
- Topluma söyleyecek sözü olanların, siyasal arenadan uzak durması beklenemez.
- Üstelik, İZSİAD üyelerinin siyasi partilerin dikkatini çekmesi sadece bu seçime özgü değil. Yerel seçimlerde de çok sayıda İZSİAD üyesi meclislerde görev aldı.
- Bu açıdan bakıldığında İZSİAD’dan çok sayıda milletvekili adayı çıkması doğal bir durum.
- Umuyorum, önümüzdeki dönemde bu sayı daha da artar.
- Eleştiren değil, çözüm için elini taşın altına koyan her sivil toplum kuruluşu Türkiye’nin kazancıdır.
Büyükşehir’de hukukun çözümünü bekleyelim
* Bir dönem görev yaptığınız İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik son operasyonu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Ben, Büyükşehir’de 2.5 yıl süreyle başkan danışmanlığı yaptım. Emeğimle, heyecanımla projeler ürettim, İzmir’e katkıda bulundum.
- Aynı zamanda İZSİAD Başkanı’ydım. 2009 yerel seçimleri öncesi, süreçteki siyasi ortama katılmamak için başkan danışmanlığından istifa ederek ayrıldım.
- Çünkü bir sivil toplum kuruluşunun yöneticisiydim, temsil ettiğim kurumu siyasi yarışın bir parçası yapmak istemedim ve danışmanlık görevinden ayrıldım.
- Ardından, İZSİAD ve yönetiminde bulunduğum diğer sivil toplum örgütleri içinde projeler ürettim, çalıştım.
- Son dönemde yaşananları, Türkiye’nin anayasal bir hukuk devleti olduğu perspektifinden değerlendirmeliyiz.
- Pratik sorunlar yaşansa da hukuk kuralları içinde ve o kurallara tabi olarak yaşamaktayız.
- Çok uzun bir tarihi geçmişimiz var ki, sorunlarımızı hep hukuk içinde çözdük. Yine hukukla çözelim. Hukukun çözümünü bekleyelim.