Büşra ÇETİNKAYA/EGEDESONSÖZ - Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2 Ekim'den beri peyderpey açıkladığı tağşiş ve taklit ürünlerin listesi tartışılmaya devam ediyor.

Ürünlerine at ve eşek eti karıştıran firmalara uygulanacak hukuki yaptırımlar yeterli mi değil mi sorusu vatandaşın gündeminde...

Egedesonsöz'e konuşan Avukat İlke Iğnak, at ve eşek eti kaçakçılığı ve hukuki yaptırımları ile ilgili görüşlerini aktardı.

'HALK SAĞLIĞINI TEHLİKEYE ATAN HİÇBİR EYLEM KANUN TARAFINDAN KORUNMAZ'

Iğnak, açıklamasında şunları söyledi:

'At ve eşek eti satışı ve yedirilmesi gibi konular toplum sağlığını ve gıda güvenliğini ciddi anlamda tehdit ediyor. Tek tırnaklı hayvanlardan at ve eşek eti kesimi Türk Ceza Kanunu'nun Bozulmuş veya Değiştirilmiş Gıda Veya İlaç Ticareti Suçu kapsamında değerlendirilmektedir. Halk sağlığı ve güvenliğinin korunması kanunlarla güvence altına alınmıştır. Dolayısıyla tağşiş ve taklit edilmek suretiyle halk sağlığını tehlikeye atan hiçbir eylemin kanun tarafından korunmayacağını ve hiçbir şekilde bu eylemlerin hukuka, ahlaka, toplumun örf ve adetlerine ve inançlarına uygun olmayacağını belirtmek gerekir.'

Asgari ücrette gözler dördüncü toplantıda Asgari ücrette gözler dördüncü toplantıda

'AÇIKLANAN LİSTE CEZALARIN YETERLİ OLMADIĞINI GÖSTERİYOR'
Iğnak, cezaların yeterli olmadığını ve caydırıcı cezai yaptırımların uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Iğnak, '5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 186.maddesi bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaç ticareti suçunu düzenlemektedir. Bu maddeye göre; Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde bozulmuş, değiştirilmiş her tür yenilecek veya içilecek şeyleri veya ilaçları satan, tedarik eden, bulunduran kimseler cezalandırılmaktadır. Tek tırnaklı hayvanlardan at, eşek eti kesimi ve piyasaya sürülmesi bu kapsamda değerlendirilmektedir. İlgili maddeye göre kanun bu suçu bir yıldan beş yıla kadar hapis ve bin 500 güne kadar adlî para cezası ile cezalandırmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayınlanan tağşiş ve taklit ürünleri listesi açıkça bu cezaların yeterli ve caydırıcı olmadığını göstermektedir. Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda ticareti yapan kişi ve firmalar hakkında daha ağır yaptırımların uygulanması gerekmektedir. Bu yaptırımlar kişiler için hapis cezasının üst sınırının artırılmasının yanı sıra firmaların at ve eşek etini ürünlerde karıştırılıp karıştırılmadığı hususunun sıklıkla kontrolü ve tespiti halinde firmaların mühürlenmesi şeklinde caydırıcı önlemler olmalıdır. Kuşkusuz insan sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atacak boyutlara ulaşan, kamuya açık yerlerde gerçekleşen ya da kasıtlı olarak tekrar edilen eylemler şeklinde bu suçun işlenmesi cezayı artırılabilir. Aynı zamanda belirtmek gerekir ki bu şekilde hukuka aykırı eylemler neticesinde zarara uğramış kişilerin manevi tazminat hakkı bulunmaktadır' ifadelerini kullandı.

RESMİ RAKAMLAR AÇIKLANMADI
At ve eşek üretimi ve kaçakçılığına karşı denetimlerin artırılmasına dikkat çeken Iğnak, 'Yıllardan beri süregelen bir konudur ki eşek ve at üretimi ve kaçakçılığı kanun ve yetkili birimler tarafından hep önlenmeye çalışılmıştır. Yetkili birimler tarafından açıklanmış resmi rakamlar olmadan bu kaçakçılığı tüm gerçekçiliği ile ortaya koymak ne yazık ki mümkün olmayacaktır. Bu tür eylemlerin önüne geçilmesi için cezaların caydırıcılığını ve denetimleri artırmak gerek' şeklinde konuştu.

AT VE DOMUZ, 2006'DA KASAPLIK HAYVAN STATÜSÜNE GİRDİ
AK Parti hükümeti 2006'da, o dönemdeki adıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, etlerle ilgili iki tebliğ yayımladı ve 'domuz, yabandomuzu, at ve tavşanı' diğer kasaplık hayvanlar olarak belirledi. Gıda Kodeksi AB'ye uyumlandırılarak at, kasaplık hayvan oldu.

2011'de yayımlanan Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği'nin 4. maddesinde, 'Evcil tırnaklı hayvan: Sığırı, mandayı, bizonu, koyunu, keçiyi, tek tırnaklı hayvanı, deveyi ve domuzu ifade eder' denildi.

2012 tarihli Türk Gıda Kodeksi Et ve Et Ürünleri Tebliği ile ise evcil tırnaklı hayvan etinin kullanım alanları şöyle sıralandı: Emülsifiye et ürünü, jambon, kurutulmuş jambon.