Gazeteciler, çalışma koşullarından şikayetçi

İZMİR -  İGC ve FMD İzmir Şubesi tarafından hazırlanan “Yıpranan Gazeteciler” konulu fotoğraf sergisinin de açıldığı panelde mesleğin önde gelen isimleri sorunları ortaya koydu

 

Dünya Gazetesi Yazarı Ali Ekber Yıldırım’ın moderatörlüğünü yaptığı “Gazetecilerin Çalışma Koşulları” konulu panele Hürriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Tufan Türenç, Ege TV Spor Müdürü Suavi Yardımoğlu, Foto Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi Başkanı Kenan Çimen ve Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi Başkanı Tolga Albay konuşmacı olarak katıldı.

 

Dünya Gazetesi Yazarı Ali Ekber Yıldırım, 10 Ocak 1961’de gazetecilerin çalışma koşullarını düzenleyen ve sosyal güvence sağlayan 212 Sayılı yasanın yürürlüğe girmesinin üzerinden 50 yıl geçtiğini ancak, hakların sürekli tırpanlandığını belirterek, “10 Ocak 1961’de ‘Basın’ gazetesi çıkmıştı. Bugün de 99 gazetecinin tutukluğu olduğu bir ülkede ‘Tutuklu Gazete’ çıkabildi” dedi.

 

Hürriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Tufan Türenç, gazetecilerin ve gazetecilik mesleğinin çok zor bir dönemden geçtiğini belirterek, “Özgür gazetecilik yapamıyoruz. Vatandaşların merak ettiği haberleri vermekte zorlanıyoruz” dedi.

10 Ocak 1961 yılında 212 sayılı basın kanunun yürürlüğe girerek gazetecilere sağladığı haklardan rahatsız olan patronların 11-12-13 Ocak tarihlerinde gazete çıkarmama kararı aldıklarını, bunun üzerine de Abdi İpekçi ve arkadaşlarının bu boykotu kırmak için üç gün boyunca teknik eleman eksikliği gibi bütün zorluklara katlanarak ‘Basın’ isimli gazete çıkardılar. Bu sayede çalışanlara karşı birlik olan gazete sahipleri basın kanunun askeri yönetimin basın kanunun getirdiği hakları tırpanladığını, o tarihten sonra Çalışan Gazeteciler Bayramı olarak kutlanan 10 Ocak’ın Çalışan Gazeteciler Günü olduğunu belirten Türenç, “Bu mücadeleyi verip gazete basmakla kalmayan, sırtında taşıyıp halka ulaştıran Abdi İpekçi’yi rahmetle anıyorum” dedi.

Gazetecilerin en çok hapiste yattığı ülkeler sıralamasında Türkiye’nin birinci olduğunu söyleyen Türenç, “Bugün medyanın yüzde 80’i yandaş. Geri kalan ise ya patronunu düşünerek ya da patronunun telkiniyle özgürce gazetecilik yapamamaktadır. İstenen gazetecilik yapılamıyor? Ama bugünkü ortamda bundan daha fazlasını yapmak olanaksız” dedi. 212 Sayılı yasanın kaldırılması için ciddi çabaların verildiği yönünde duyumlar aldığını da hatırlatan Türenç, Mustafa Balbay’la bir anısını anlattı. Uzun yıllar önce Balbay’la uçakta karşılaştığını ve Balbay’ın kendisine Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi olduğunu söylediğini anlatan Türenç, “Ben de ona her gün izlenimlerini yazmasını tavsiye ettim. Gazetesi yayınlamasa bile yazmaya devam etmesi gerektiğini, bir gün mutlaka yayınlanmaya başlayacağını söyledim. Şimdi düşünüyorum da ona iyilik mi ettim kötülük mü ettim bilmiyorum” dedi.

 

AKP iktidarının bir korku toplumu yarattığını söyleyen Türenç, “İçeri atmak istedikleri kişiye Ergenekon ya da çete yaftasını yapıştırıveriyorlar. İşadamı, sanatçısı herkes korku içinde. Bana göre Tayyip Bey en büyük kötülüğü kendisine ve partisine yapıyor. Dışarıda demokratik görünüp içeride otokratik olma hali uzun süre gitmez. Bunun bedelini kendisi ve partisi eninde sonunda öder. Ana muhalefet partisi lideri yargılamaları eleştirdi diye hakkında fezleke çıkarılıyor. Bu normal değil, anormali yaşıyoruz” dedi.

Türkiye’nin yargı vesayeti altına girdiğini öne süren Türenç, “Silivri’den 14 bin kişi yatıyor. Artık adam alacak yerleri kalmadı. Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Mehmet Haberal yıllardır tutuklu. Ama bu artık infaza dönüştü. Bu böyle gitmez” dedi.

Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi Başkanı Tolga Albay ise yerel gazetecilikteki gelişmeleri değerlendirerek, gazeteciler açısından son bir yılda kayda değer bir gelişmenin olmadığını söyledi. İzmir’de 6 yerel gazeteden sadece iki tanesinin üçten fazla muhabir çalıştırdığını ikisinin ise hiç muhabir çalıştırmadığını belirten Albay, “Ücretler de oldukça düşük. Arkadaşlarımız ortalama yılda 7 gün izin kullanabiliyor bu süre en fazla 10 güne çıkıyor” dedi. Kimsenin şu haberi yapamazsın diye sansür uygulamadığını, devreye oto sansürün girdiğini belirten Albay, “Artık muhabirler hangi haberi yapamayacaklarını, hangi soruyu soramayacaklarını biliyorlar” dedi.

 

Ege Tv Spor Müdürü Suavi Yadımoğlu ise haber uğruna canını ortaya koyan gazetecilerin kendi haklarını savunamaz duruma düştüğünü belirterek, “Her geçen yıl yüzlerce yeni gazetecilik bölümü mezunu çalışmak istiyor. Ama onların çalışacabilecekleri bir yer yok. Artık 10 Ocak’ları kutlamak bile içimizden gelmiyor” dedi.

 

Foto Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi Başkanı Kenan Çimen de foto muhabirliğin zorluklarını anlatarak, “En çok zorlandığımız alan ise iyi fotoğraf çekmek için elimizde bulunması gereken fotoğraf makinelerine sahip olmak. Basit bir hesap yapıldığında bir foto muhabirinin çalışabilmesi için elinde 25-30 bin liralık makine olması gerekiyor. Foto muhabirlerinin aldığı ücretler teknolojiyle yarışmalarına imkan tanımıyor” dedi.

Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır ise gazetecilerin toplumun gelişmesinde çok büyük bir rol oynadığını belirterek, “Ülkemizde siyaset, tarikat ve ticaret üçgeninin gözler önüne seren Uğur Mumcu’nun adının verildiği bu merkezde, gazetecilerin sorunlarıyla ilgili bir panel düzenlemekten onur duyuyorum” dedi.

SERGİ BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
İzmir Gazeteciler Cemiyeti ile Foto Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi’nin işbirliğiyle düzenlenen “Yıpranan Gazeteciler Sergisi’nin açılışını Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır ile panel konuşmacıları birlikte yaptı. FMD İzmir Şubesi Başkanı Kenan Çimen, bir haber sırasında bacağından yaralandığı anı gösteren fotoğrafın da olduğu sergi hakkında davetlilere bilgi verdi. Başkan Sındır gazetecilerin hangi koşullarda çalıştıklarını gösteren bir sergiyi açmaktan onur duyduğunu belirterek, “Belki herkes çalışırken yıpranıyor. Ama gazeteciler daha fazla yıpranıyor. Hatta gazeteciler için hırpalanıyor bile diyebiliriz” dedi.