Can Özlü/Egedesonsöz - CHP Örgütlenmeden ve Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap, yarın gerçekleştirilecek olan Cumhuriyet, Demokrasi ve Özgürlük Mitingi’ne destek arayışında bulunmak ve bir dizi etkinlik gerçekleştirmek için İzmir’e geldi.
AMAÇ İZMİR’İ YIPRATMAK
İl Başkanı Tacettin Bayır’ı ziyaret eden, Matkap, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonlar ve örgüt içindeki tartışmalar ile ilgili açıklamalarda bulundu. CHP’li belediyeler üzerinde kurulan baskıların siyasi amaçlı ve itibarsızlaştırmaya yönelik olduğuna dikkat çeken Matkap, İzmir’in baskılara boyun eğmeyeceğini söyledi. Matkap “Aziz Kocaoğlu ve arkadaşlarına yapılan baskı, belediyeleri itibarsızlaştırmaya dönük bir baskıdır. Burada AKP’nin nereye koşmak istedi ortada. AKP’nin derdi belediyelere hükmetmek değil! İzmir Büyükşehir Belediyesi deyince, akla aziz Kocaoğlu geliyor. Kocaoğlu deyince de dürüstlük, tevazu, sabır yetenek, birikim akla geliyor. Mustafa Balbay akla geliyor. En çok da Mustafa Kemal’in Cumhuriyeti akla geliyor. Temel hedefte bu kıskançlık var. İzmirli buna izin vermeyecek. AKP, merkez sağdaki bütün partileri püskürttüler. Şimdi de CHP’ye dönük saldırı peşindeler ama beceremeyecekler” dedi.
“KUVVETLER BİRLİĞİ OLUŞTU!”
Cumhuriyet ve demokrasiye yönelik saldırıların giderek artırıldığını ifade eden Matkap, yarın ki mitingin de bu konulara dikkat çekmek amacıya İzmir’de gerçekleştirileceğini söyledi. İzmir’in, cumhuriyet kazanımları noktasında, ülkenin en değerli illeri arasında yer aldığını söyleyen Matkap “Yarın İzmir’de Cumhuriyet, Demokrasi ve Özgürlük mitingi yapacağız. Son günlerde Mustafa Kemal’in Cumhuriyeti, demokrasi ve özgürlükler üzerinde ciddi oyunlar oynanıyor. Türkiye’nin dikkatini bu noktaya çekmek için İzmir’deyiz. Mustafa Kemal’in cumhuriyetine dönük en üst duyarlılıkların yaşandığı bir kent olduğu için İzmir’i tercih ettik. Büyükşehir Belediyemize yönelik baskılar ve Balbay’ın tutukluluk süresinin bin günü aşması da bu kararda etkili oldu. Sesimizi, İzmir’den tüm ülkeye duyuracağız. 29 Ekim’i bir bahane ile kutlamaktan kaçındı AK Parti. Balolar ve eğlenceler iptal edilebilirdi ama resmi geçitler iptal edilmemeliydi. Bu da onların gizli gündeminin yansıması oldu. Demokrasinin ayakta durması kuvvetler ayrılığından geçer. Ne yazık ki artık kuvvetler ayrılığı, Türkiye’de kuvvetler birliğine dönüştü! Demokrasi askıya atıldı. Türkiye’de örtülü, sivil bir faşizm var. Türkiye’de yargı bağımsızlı yok” diye konuştu.
“KADRO DEĞİŞİMLERİ OLACAK”
Matkap, İl Başkanı Bayır’ın, ilçe örgütleri üzerindeki revizyon çalışmalarını da değerlendirdi. Kongreler öncesi, zorunlu bazı değişikliklerin yapılmasının, örgütü güçlendirmek adına yarar sağlayabileceğini belirten Matkap “Örgütlerimizle dayanışma içindeyiz. Amacımız örgütlerdeki niteliği yükseltmek ve güçlendirmek. Sol partiler, dünyanın her yerinde, gücünü örgütünden ve kadrolarından alır. Bu konuda arzu etiğimiz düzeyde değiliz. Bu nitelikleri düzeltmek adına çabalarımız var. Kurultay aşamasında elimizden gelen iyileştirmeleri yapacağız. Yapılması gereken neyse yapılır. Büyükşehir operasyonuna endeksli bir konu yok. Niteliği yükseltmek adına yaptırımlar uygulanabilir. Bunu parti içi ayrışma nedeni olarak görmemek lazım. Parti içinde tartışmalara neden olan çelişkili tüzük maddelerini de değiştireceğiz” dedi.
“DERSİM MESELESİ YANLIŞ ANLAŞILDI”
Gündemdeki konulara ilişkin de açıklamalarda bulunan matkap sözlerine şöyle sürdürdü: “Geçtiğimiz hafta Dersim konusu ile ilgili bazı tartışmalar yaşandı. Tunceli milletvekilimiz Hüseyin Aygün bu konuda yanlış anlaşıldı ve çelişkileri de kendisi düzeltti. Aslında Sayın Aygün biraz da yeni milletvekili olmasının sıkıntısını yaşadı. Olayların araştırılması için meclis araştırma önergesi verseydi bu tartışmalar yaşanmazdı. AKP de gündemi saptırmak için bu konuya sarıldı. Bunlar konuşulabilir, tartışılabilir ama AK Parti’nin, olayları, CHP’ye yönelik bir saldırı malzemesi olarak kullanması doğru değil. Bildiğimiz tek şey, Ak Parti’nin ülke yönetiminden acilen uzaklaşmasıdır. Çünkü AKP Türkiye’yi Ankara’dan değil, Washington’dan yönetiyor. Türkiye’de sorunların giderek birikme nedeni de bu. Düne kadar kardeşim dediği Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile bugün kanlı bıçaklı. Halk aynı halk, yönetim aynı yönetim, sınırlar aynı sınır. Ne değişti de bu hale gelindi. “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh”un önemi ortaya çıkıyor. İç barışımız bozuk, dış barış da risk altında”