İZMİR - Türkiye’den yurtdışına ciddi anlamda beyin göçünün olduğuna dikkat çeken Türeli, Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla yurtdışına giden öğrencilerin bir daha Türkiye’ye dönmediğini hatırlatarak gerekli altyapının sağlanması halinde söz konusu öğrencilerin anavatana gönül rahatlığıyla dönmek isteyeceklerini söyledi.
Bazı ülkelerin kalkınmışlık ölçütüne bakıldığında beyin göçünün önüne geçilmesinin de etken olduğunu belirten CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, “Türkiye’den yurt dışına ciddi bir beyin göçü var. Maalesef Türkiye, gelişmesi adına o insanlara yeterince sahip çıkamıyor, onlardan faydalanamıyor. Özellikle yurt dışına yükseköğrenim için giden öğrencilerde bu durum çok belirgin. Tazminatlarını ödeyip oralarda kalmayı tercih ediyorlar. Biz, ülke olarak o insanlarımıza Türkiye’ye döndüklerinde yurtdışında edindikleri birikimlerini kullanacak çalışma altyapısını, maddi ve manevi koşulları sağlarsak dönmelerine fırsat sağlayabiliriz. Dolayısıyla onlar da gelecek kaygısına kapılmadan ülkelerine hizmet eder ve bunun haklı gururunu yaşarlar” dedi.
Genç nüfusumuzu eğitmemiz gerekiyor
Milletvekili Türeli konuşmasında eğitimli genç nüfusun önemine de değinerek “Şimdi, Türkiye’de çok sık tekrarlanan bir husus var. Türkiye'nin en büyük zenginliğinin genç nüfusu olduğu sık sık söyleniyor. Bu doğru tabii, gerçekten de dinamik, genç bir nüfus bir ülkenin gelişmesi için önemli bir potansiyeldir. Bununla birlikte, eğer genç nüfusunuza düzgün bir eğitim verebiliyorsanız ve sonrasında da iş gücü piyasasına sokup istihdam edilebilmesini sağlıyorsanız o zaman genç nüfus zenginlik oluyor, yoksa genç nüfus tek başına bir zenginlik kaynağı değil.” dedi.
Akademisyenler, öğrenciler tedirgin
Komisyon toplantısında ayrıca YÖK ve ÖSYM’yle ilgili açıklamalarda da bulunan Türeli, YÖK’ün Demokles’in kılıcı gibi üniversitelerin üzerine sallandığını söyledi. Üniversitelerin bugün pek çok sorunla boğuşmak zorunda bırakıldığına; akademisyenlerin, öğrencilerin tedirgin olduğuna dikkat çeken Türeli demokratik ve bilimsel üniversite anlayışından giderek uzaklaşıldığını ifade etti. Türeli, “Türkiye’deki yükseköğrenim sistemi çağın gereklerini karşılamaktan uzaktır. Bugün ülkenin birçok yerinde yeni üniversiteler açılmaktadır. Üniversite açmak tabii güzel bir şey ancak aslolan fiziki altyapısı, akademik kadrosu, kütüphanesi ile nitelikli hizmet verebilecek çağdaş üniversiteler kurabilmektir. Bugün Türkiye’de kurulan birçok yeni üniversite bu açılardan çok yetersizdir. Daha da önemlisi üniversiteler demokratik değildir. YÖK antidemokratik yapısıyla Demokles’in kılıcı gibi üniversiteler üzerine sallanmaktadır. Bakın, en demokratik hakları olan protesto hakkını kullanan öğrenciler bugün içeride, cezaevlerinde yargılanmayı bekliyorlar. Böyle bir durum kabul edilebilir bir şey değildir. Eğer demokratik bir toplum yaratacaksak, eğer konuşmalarımızda hep ileri demokrasiden dem vuruyorsak o zaman bunun gereklerini yerine getirmek zorundayız.” dedi.
Eğitimde durum içler acısı
Yüksek öğrenimdeki sorunlar yumağının ilk ve orta öğretimde de mevcut olduğunu belirten Türeli, Türkiye’de kamu eğitim sisteminin adeta çöktüğünü söyledi. Kamu okullarında fiziki altyapı, derslik sayısı, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, ulaşım olanakları gibi göstergeler dikkate alındığında olumsuz bir tablo ile karşılaşıldığının altını çizen Türeli, “Gerekli kaynak kamu okullarına aktarılmamaktadır. Kamuda eğitime ayrılan sabit sermaye yatırımlarının milli gelir içindeki payı 2002 yılında binde 6,1’miş; 2010 yılında binde 4,4’e düşmüş. Bugün birçok okulda öğrenci velilerinden kayıt ücreti gibi, bağış gibi değişik isimler altında toplanan paralarla okulların temel ihtiyaçları karşılanmaya çalışılıyor.” dedi.