20 yıl önce, mesleğe küsüp yeni bir iş ararken, dönemin belediye başkanının teklifiyle, kendini yeni kurulan İZFAŞ'ın Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü olarak bulan ben, 5'inci ayda ardıma bakmadan kaçmıştım Fuar'dan, fuarcılıktan.
Ve kalben kırık ayrıldığım mesleğime, gazeteciliğe 'allah bir daha ayırmasın' dualarıyla dört elle sarılmıştım.
İşi hiç sevmesem/benimsemesem de, tamamen yeni bir meslek, tamamen yeni yüzlerle karşılaştığım İZFAŞ'ta, o kısacık sürede, büyük büyük dostlukların çatısı çatılmıştı oysa…
İZFAŞ'ın kurucu genel müdürü güzel insan Mehmet Refik Soyer, göbek bağının Kültürpark'a atıldığını düşündüğümüz hayatı Fuar olan Doğan İşleyen, sakin güç Nuray Eyigele, telaş&heyecan perisi İklil Ulueren'le birlikte hem İZFAŞ'ın kurumsal kimliğini oluşturmaya çalışmış, hem her ay yapılan ihtisas fuarlarını, hem de İZFAŞ'ın ilk büyük sınavı İEF'nin hazırlık çalışmalarını yürütmüştük. Anahtar Tanıtım'ın cevval/yaratıcı patronları Hakkı Kesirli ile o yıllardaki ortağı Savaş Ekşi'nin de unutulmayacak katkılarıyla elbet.
Orada kurulan ama 21 yıl geçmesine rağmen en küçük yara almadan tersine demlenerek koyulaşan o dostlukları, bugün yeniden hatırlayıp hatırlatmamın nedeni, Doğan İşleyen'in İZFAŞ'tan Başkan Kocaoğlu'nun isteğiyle ayrılmasıdır ki…
Hatırımda olanlar sadece dostluklar değil, İEF hazırlıklarıdır da aynı zamanda.
Başkan'la İşleyen arasındaki mesaide ne olup bittiğini, Aziz Başkan'ın hangi gerekçelerle İşleyen'in emekliliğini istediğini şu an itibariyle bilmiyorum.
Ayrılığın 'hangi taraf için kayıp' olduğu tartışmasını da açacak değilim.
Endişem, bu kararın tam da 80 yılını devirecek İEF öncesi alınması…
Şimdi diyeceksiniz ki, 'ne var, Ahmet gider Mehmet gelir, Ayşe gider, Fatma gelir; işler yürür…'
Fuarcılığın nasıl meşakkatli, nasıl ince ve karmaşık ayrıntılar yumağı olduğunu, diplomasiden tutun işletmeciliğe kadar binbir çeşit organizasyon bileşkesinden oluştuğunu bilecek/görecek kadar çalışmamış olsaydım; bu düz mantığı muhtemelen ben de kurardım.
Ama kuramıyorum; bir yıla yayılan İEF hazırlıklarının, açılışa bir ay kala gemici düğümüne dönüştüğünü, o düğümü de ancak 'ehil eller'in çözüp yoluna koyabileceğinin canlı tanıklığını yaptım çünkü yıllar öncesinde.
Ve bugün itibarıyla İEF açılışına 51 gün var.
Doğan İşleyen gitti.
Tıpkı onun gibi a'dan z'ye her ayrıntıdan haberdar olan Taşkın Aydoğan ayrıldı.
İZFAŞ İdari İşler Müdürü Zeki Karatay da Büyükşehir operasyonu nedeniyle, zaten bir süredir cezaevinde.
İZFAŞ İşleyen'den, Aydoğan'dan, Karatay'dan ibaret değil; sonuçta orada büyük bir ekip çalışıyor ama…
Bütün yumakların ucunu bilen, nerede karışacağını önceden tahmin eden, edemediği noktalarda da nasıl ayrıştırılacağı tecrübesini defalarca yaşamış isimler, artık yok.
Mermer Fuarı gibi, Gelin Damat Fuarı gibi dev organizasyonlardan alnının akıyla çıkan,
son 7 yıldır kesintisiz İZFAŞ genel müdürlüğü yapan, 35 yılda 35 İEF geçirmiş, Büyükşehir kadrosunda adı hep 'başarılılar' arasında sayılan Doğan İşleyen, şimdi anlıyorum ki, hayli önemli bir konuda 'başarısız' olmuş, en önemli ayrıntıyı kaçırmış; özetle, Aziz Başkan'a 'fuarcılığı' anlatamamış…
Ya da anlatmış ama buna rağmen Kocaoğlu Doğan İşleyen'le, İEF'ye 1.5 ay kala yollarını ayırmış.
'Başkan'ın bu önemli kararı vermesine yol açan, İEF'nin atlatılmasını beklemeyecek kadar önemli/ivedi olan sebep ya da sebepler ne o zaman? Diğer isimlerin görev yerleri değiştirilirken, niye İşleyen ile tamamen vedalaşılıyor' diye durup düşünmeden edemiyor insan…
*
İşleyen'den boşalan koltuğa, Genel Sekreter Yardımcılığı'ndan alınan Ali Rıza Gülerman'ın getirildiğini açıkladı Büyükşehir.
Gülerman'ın 'genel müdür' olarak değil de İZFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla atanması, bu görevin 'geçiş' dönemine ait olduğunu, İZFAŞ'ta asıl yapılanmanın daha sonra gerçekleştirileceğini düşündürtüyor.
İEF'nin 80. yıl açılışına son noktayı koyacak sayın Gülerman, -özgeçmişinde 'fuarcılık' deneyimiyle ilgili bir ifade görmediğim ve nasıl bir iş yükü/karmaşayla karşılaşacağını bildiğim için- şu an gıyabında en üzüldüğüm, bahtsız bulduğum bir isim… Benim açımdan.
Hem İşleyen gibi Fuar'da doğmuş bir ismin yerine getirildi, hem de 51 günlük sürede hiç bilmediği bir alanda, uluslar arası bir organizasyonu sırtlamak zorunda kaldı.
Alacağı her sonuç, uluslar arası boyutta olacak yani. Başarı da başarısızlık da…
'Tanrı yardımcısı olsun' demekten başka bir diyeceğimiz yok yazık ki…