Pop belediyecilik veya konser belediyeciliği konusunda daha önce de çeşitli eleştiriler yazmıştık. Çünkü bu iş, öyle kültür sanat faaliyeti diye geçiştirilebilecek bir mesele değil.

Parti ve belediye ayrımı olmaksızın bu konser meselesinin önemli bir sorun olduğunu düşünüyorum. Ama sorun sadece Ankara Belediyesi ve Ebru Gündeş’e ödenen para değil.

Mansur Yavaş açıkladığı için, doğal olarak, tartışma onun üzerinden yürüyor. Oysa ki; bu çok yaygın bir hastalık ve istismar alanı.

Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin, Ebru Gündeş’e 69 milyon TL ödediği yönünde bir haber yayılınca, bu bütçe sadece sanatçıya ödenen miktar değil, konserin toplam bütçesi diye bir savunma geldi.

Kendisini yıpratmaya yönelik bir kampanyanın ürünü olarak gördüğü için Mansur Yavaş bu konuda detaylı açıklama yaptı. İyi de yaptı. Çünkü babasının parasını harcamıyor. Diğer belediyeler de aynı şeyi yapmalı. Kullandıkları bütçe, kamu bütçesidir.

Bayram öncesi, Konak Belediyesi’nin Şevval Sam konseri için 5,3 milyonluk bir anlaşma yaptığı haber olunca, üstelik işçi maaşlarını ödeyemeyen belediye, bu parayı konsere harcıyor yönünde tepkiler olunca, bu konser iptal edilmişti.

Kurtuluş’un 100. Yıl konseri için İzmir’de Tarkan konseri gerçekleşmişti. Ne harcadın soruları gelince, dönemin belediye başkanı Tunç Soyer, “Tarkan çok yüce gönüllü bir sanatçı, para falan almıyor” demişti. Sonra “Alacak ama onu bir hayır işi için harcayacak” diye devam etti. Nihayetinde o zaman için Tarkan’a 6 milyon TL ödendiği açıklandı. Ama bu sadece Tarkan’a ödenen miktardı.

Nedense Belediyeler, konser bütçeleri sorulunca sanatçıya ödenen miktarı açıklıyorlar ama ajansa ödenen miktarı kendilerine saklıyorlar. Oysa ki, burada önemli olan sanatçının aldığı miktar değil, belediye bütçesinden çıkan miktardır.

Geçen dönem aynı soru Çeşme Belediye Başkanlığı’na da CİMER üzerinden sorulunca, Ajda Pekkan’a ödenen bütçe açıklandı ama ajansa ödenen miktar açıklanmamıştı.

Ankara örneğine dönersek bu fark daha iyi anlaşılır. Ebru Gündeş ve saz arkadaşlarına konser için ödenen miktar 4,5 milyon TL. Oysa ki konserin toplam bütçesi 45 milyon TL. Yani on katı. Bu konuya tekrar döneceğiz ama birkaç rakama daha değinelim Mansur Yavaş’ın açıklamalarından hareketle.

Sahne kurmak için ödenen miktar 35- 40 milyon TL. Detaylandırılmıştır fatura ama toplam rakamlar çok yüksek gerçekten.

Görev süresince, yani 67 ayda Mansur Yavaş, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin konserler için 810 milyon TL harcadığını açıkladı. Bu süre içinde irili ufaklı 467 konser. Bu 67 ayın yaklaşık 25-30 ayının da Pandemi yasakları ile geçtiğini unutmayalım.

Kutuplaşma duygusu ve bilinci ile savunma genellikle şöyle yapılıyor: “AKP’liler daha çok yapıyor”, “halk bu sayede ünlü sanatçıları izleme fırsatı buluyor” ve “kültür sanat faaliyetleri de belediye hizmetleri arasındadır.”

Hepsi doğru ama savunma, “Ötekiler daha çok yapıyor” diye yapılmaz. Bu iş doğru mu değil mi?

Kültür sanat etkinliği denince, neden akla hep ünlü sanatçıların konserleri geliyor ki? Batı ülkelerinde belediyelerde neden böyle bir hizmet yok. Neden gelişmiş ülkelerde belediyeler, sanatçılara ve ajanslara bu kadar yüklü bütçeler ayırmazlar ki?

Belediyenin kültür sanat faaliyetleri amatörlere yönelik faaliyetlerdir. Yoksa popüler sanatçılar ve ajansları finanse etmek belediyelerin işi değildir.

Belediyelerin konser etkinliği üzerinden profesyonel ajanslara ödedikleri yüklü faturaların aslında konser maliyeti ile sınırlı olamaması kritik öneme sahiptir. Ajans, bütçenin duruma göre yüzde onu veya üçte birini sanatçıya ödemektedir. Peki, geriye kalan bütçe ne işe yaramaktadır?

Bu ajansların parti genel merkezleri ve belediye başkanları ile ilişkileri nasıl yürür? Söz konusu ajanslar seçim dönemlerinde ve diğer zamanlarda başkanın propagandası için de harcamalar yaparlar mı? Bu konser bütçelerinin abartılı rakamları içinde örtülü ödeneğe dönüşen miktarlar da bulunmakta mıdır?

Kamu ve sivil toplum denetimi olmadığı için maalesef konserler istismar etkinliğine dönüşebilmektedir.

Bir şehirde Kurtuluş veya Kuruluş Bayramı konseri olabilir. Ama yüzlerce veya ilçeler düzeyinde onlarca profesyonel konser sizce de doğal mı?