Metehan UD / EGEDESONSÖZ - Aydın Valiliği tarafından Zorlu Holding'e ait Zorlu Jeotermal Enerji Elektrik Üretimi Şirketi'ne jeotermal kaynak arama ruhsatı ile ilgili yeni gelişme yaşandı. 

Ruhsat sahasında kalan Alamut Köylüleri'nde tarafından açılan davada bilirkişi raporu mahkemeye sunuldu. Raporda projenin inşaat ve işletme aşamalarında tarım arazilerinin zarar göreceği ve hidrojen sülfür emisyonu açısından olumsuz riskler taşıdığı ifade edildi. 

Rapordan kesitler:

Dosyadaki bilgi, belge ve tarafların iddiaları ve talepleri ile dava konusu alan ve çevresinde yapılan gözlemler, tespitler ve fotoğraflama işlemleri dikkate alınarak bilirkişi heyetimizce ilgili Kanun ve Yönetmelikler çerçevesinde teknik ve bilimsel olarak ayrıntılı biçimde değerlendirilmiştir. Buna göre;

-  Harita Mühendisliği açısından yapılan değerlendirmede; Dava konusu, ruhsat alanında planlanan Santral alanının faaliyet etki alanı ve hâlihazırdaki durumu, projeye ait koordinatlar ve genel vaziyet planı ve 1/25.000 ölçekli topoğrafik harita ile Aydın İli 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı birlikte incelendiğinde, dava konusu projenin etki alanında herhangi bir yerleşim yerinin bulunmadığı, santral alanında hâlihazırda üretim faaliyetine henüz başlanmadığı, şirket tarafından işletilmesi planlanan santral alanında şu aşamada tesis edilen ruhsat işleminin uygun olduğu kanaati oluşmuştur. • Jeoloji Mühendisliği (Jeolojik/Hidrojeolojik) açısından yapılan değerlendirmede; JES projelerinde yer seçimi jeotermal rezervlere bağlı olduğu için yer alternatiflerinden bahsetmek kolay değildir. Uyuşmazlık konusu alanın Büyük Menderes Graben zonunda olmasından dolayı, yapılacak olan JES projesi Jeoloji Mühendisliği açısından Teknik ve Nesnel gerçeklere dayanmaktadır. Planlanan proje için jeotermal rezervuarın fiziksel ve kimyasal özelliklerine göre teknoloji seçimi yapmak önemlidir. Teknoloji seçimi sistemin verimliliği, güvenli çalışmasını ve çevresel risklerini etkileyecektir. Bu bakımdan, planlanan proje yasal mevzuat hükümlerine uyulduğu sürece Kamu yararına olduğu kanaati doğmuştur.

- Çevre Mühendisliği açısından yapılan değerlendirmede; Dava konusu Nazilli Diracık (50MWm/50MWe) JES projesi ile ilgili olarak Aydın Valiliği, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, Doğal Kaynaklar Ruhsat ve Kültür Varlıkları Müdürlüğü’nün 27.12.2023 tarih ve 2023/8 sayılı işleminin Çevre Mühendisliği açısından herhangi bir sakıncası olmadığı, dava konusu işleme esas teşkil eden JES projesi ile ilgili ÇED sürecinin başlatıldığı, bu süreçte kurum görüşlerinin, halkın görüşlerinin ve inceleme değerlendirme komisyonu üyelerinin görüşlerinin ÇED raporuna yansıtılacağı, gelen görüşler doğrultusunda raporun revize edilmesinin mümkün olduğu, Nihai ÇED raporu hazırlanıp Bakanlıkça “ÇED Olumlu” ya da “ÇED Olumsuz” kararı tesis edilmeden ÇED başvuru dosyası üzerinden yapılacak değerlendirmelerin gerçekçi olmadığı, JES projelerinin çevresel etkileri olmakla birlikte alınacak önlemlerle insan ve çevre sağlığı açısından tehlike oluşturmayacağı ve projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

- Kimya Mühendisliği açısından yapılan değerlendirmede

Nazilli Diracık (50MWm/50MWe) JES projesi için Zorlu Jeotermal Enerji Elektrik Üretimi A.Ş.’ye verilen Jeotermal Kaynak İşletme Ruhsatının Çınar Mühendislik Müşavirlik A.Ş. tarafından 4 Ocak 2024 tarihinde sunulan ÇED Başvuru dosyasında ve dava dosyasında bulunan bilgilerden; keşif günü yapılan gözlemlerden uyuşmazlık konusu alanda yapılacak olan JES projesi ile ilgili olarak çevreye etkileri değerlendirilmesinde, işletme ruhsatının kamu yararına uygun olup olmadığı konusunda, teknik ve nesnel gerekçelere dayanıp dayanmadığı hususları ile ilgili aşağıdaki noktalar tespit edilmiştir.

Dava konusu Nazilli Diracık (50MWm/50MWe) JES projesinde “Sondaj Yöntemi ile Jeotermal Kaynak Arama Faaliyeti” jeotermal enerji üretiminin ilk adımıdır ve tespit edilen akışkanın derinliği, debisi, basıncı, sıcaklığı ve içinde çözünmüş olan gazlar (H2S, CO2 ve diğer hidrokarbonlar) oranı prosesin tamamına etki eden önemli parametrelerdir. Sondaj ile jeotermal kaynak arama sürecinde kil ve su karışımı olan sondaj çamuru kullanılacağı belirtilmiştir. Bu sondaj işleminin çevre üzerinde oluşturabileceği etkilere karşı gerekli tedbirler ve uygulamalar planlandığı için çevre ve insan sağlığı açısından zararlı bir durumun oluşmayacağı değerlendirilmiştir.

 Zorlu Jeotermal Enerji Elektrik Üretimi A.Ş. tarafından yapılması planlanan Nazilli Diracık (50MWm/50MWe) JES projesinde kullanılacak olan binary sistemde elektrik üretim prosesinde yoğuşmayan gazların miktarları, kompozisyonu ile ilgili güncel verilerin olmamasından dolayı proseste kullanılacak olan jeotermal akışkan debisi (2.000ton/saat) ile bölgedeki diğer sahaların verileri üzerinden yapılan hesaplamalar neticesinde bulunan H2S salınım debisi (10,44Kg/saat), yürürlükte olan mevzuatımızda belirtilen sınır değerlerin (10Kg/saat) üzerindedir.

 Ülkemizde yenilenebilir enerji sınıfında tanıtılan jeotermal enerjiden elektrik üretiminde atmosfere salınan CO2 miktarları dünya ortalamasının üzerindedir. Bunun nedeni jeotermal bölgelerdeki jeotermal akışkan içindeki CO2 oranlarının yüksek olmasıdır. Fosil yakıtlardan enerji üretiminde atmosfere salınan CO2 miktarının azaltılmasına yönelik birçok çalışma yapılırken jeotermal enerji kaynaklı CO2 salınımları da bu çerçevede değerlendirilmelidir. Ancak ülkemizde CO2 salınımı konusunda yasal bir düzenleme olmamasından dolayı bu süreçte bir yaptırım uygulanmamaktadır.

Bölgedeki jeotermal enerji üretim tesislerinin sayısı yıldan yıla artmış ve bu tesislerin birçoğunda jeotermal akışkan içindeki gazlar (başlıca CO2, H2S ve diğer hidrokarbonlar) atmosfere bırakılmaktadır. Sadece birkaç tesiste yoğuşmayan bu gazlar özellikle CO2 saflaştırılmakta ve piyasaya arz edilmekte veya tamamı jeotermal kaynağa geri basılmaktadır. Belirtilen hususlar dikkate alındığında kimya mühendisliği mesleki değerlendirmesi sonucu çevre ve bölgede yaşayan canlıların sağlığı açısından ÇED başvuru dosyasındaki verilerden kullanılacak olan prosesin H2S emisyonu açısından olumsuz riskler taşıdığı kanaatine varılmıştır

- Orman Mühendisliği açısından yapılan değerlendirmede; Dava konusu faaliyet sahasının tamamının devlet ormanı sayılmayan yerlerden olduğu, bu saha ve etki alanının; tohum meşcereleri, verimli/verimsiz orman, gen koruma alanları, muhafaza ormanları, orman içi dinlenme yerleri, endemik ve korunması gereken nadir ekosistemler ile muhafaza fonksiyonlu orman alanına isabet etmediği; planlanan faaliyetinin ormancılık bilim, fenni ve mevzuatı ile uyumlu olduğu, kanaatine varılmıştır.

- Ziraat Mühendisliği açısından yapılan değerlendirmede; Dava konusu parsellerin I. Sınıf tarım arazisi olmaları nedeniyle Jeotermal Kaynak İşletme Ruhsatının kamu yararına uygun olmadığı kanaatine varılmıştır

Sonuç olarak, Aydın İli, Bozdoğan İlçesi, Alamut Mahallesi, Boykesiği ve Bozburun mevkii, 148 ada, 14-15-16 nolu parseller ile 149 ada, 4-5 nolu parsellerde yapılması planlanan Nazilli Diracık (50MWm/50MWe) JES projesi ile ilgili olarak Aydın Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı Doğal Kaynaklar Ruhsat ve Kültür Varlıkları Müdürlüğü’nce verilen 27.12.2023 tarih ve 2023/8 sayılı Jeotermal Kaynak İşletme Ruhsatının verilmesinde sakınca olmadığı, ancak projenin inşaat ve işletme aşamalarında tarım arazilerinin zarar göreceği ve H2S emisyonu açısından olumsuz riskler taşıdığı görüş ve kanaatine varılmıştır.

PROJE HAKKINDA
Zorlu Holding bünyesinde yer alan Zorlu Jeotermal Enerji Elektrik Üretimi Şirketi, geçtiğimiz yıl Aydın’da çeşitli bölgelerde jeotermal kaynak aramak için 30 yıl geçerli işletme ruhsatı aldı.  Aydın Valiliği YİKOB, Zorlu Jeotermal’in ruhsat talebini onayladı.

Kararın ardından harekete geçen Zorlu Jeotermal, JES’ler kurmak için ÇED başvurularında bulundu. ÇED başvurularından bir tanesi de Bozdoğan’ın Alamut Köyü sınırlarında kalıyor.

Proje tanıtım dosyasında yer alan bilgilere göre; şirket 948 milyonluk yatırımla yılda 160 milyon kWh elektrik üretmeyi hedefliyor. Proje kapsamında Bozdoğan'ın Alamut Köyü sınırlarındaki 148 Ada 14- 15-16 nolu parseller ve 149 Ada 4-5 nolu parsellerde, 10 adeti üretim, 9 adet reenjeksiyon kuyusu ve 1 adet alternatif olmak üzere 20 adet kuyu açılması planlanıyor.

Uzmanı açıkladı... Ege'nin turizm cennetinde kuraklık kapıda! Uzmanı açıkladı... Ege'nin turizm cennetinde kuraklık kapıda!

ZEYTİN VE İNCİR BAHÇELERİ İLE ÇEVRİLİ
Kuyu lokasyonlarının tamamı Aydın-Muğla-Denizli Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli onaylı Çevre Düzeni Planı'nda 'Sulama Alanı ve Tarım Arazisi' olarak işaretlenmiş alanlar içerisinde kalıyor. Etrafında incir bahçelerinin ve zeytinliklerin de olduğu proje sahasının Alamut Köyü'ne olan uzaklığı ise 700 metre olacak.