EGEDESONSÖZ -İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturmalar kapsamında nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen 92 kişi hakkında kararlar açıklanıyor.
Gözaltına alınan isimler arasında daha önce İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde genel sekreterlik görevinde bulunan, İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Dr. Buğra Gökçe de yer alıyordu. Edinilen bilgilere göre İPA Başkanı Buğra Gökçe de tutuklandı.
Bir dönem İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı olarak da görev yapan Buğra Gökçe, CHP’den İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmak için istifa etmişti.
İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökçe, ifadesinde, suç örgütüne üye olmak ve rüşvet gibi suçlamaları şiddetle reddettiğini, ihalelerin yapıldığı tarihte İBB'de görevli olmadığını belirtti.
İBB'de 2022'nin Haziran ayından 2023 yılının Kasım ayına kadar çalıştığını aktaran Gökçe, daha öncesinde İzmir Büyükşehir Belediyesinde genel sekreterlik yaptığını ifade etti.
Kendilerine bahsedilen ihaleler döneminde İBB'de görevli olmadığını aktaran Gökçe, "Bir suç örgütünün parçası değilim. Bir kamu görevlisi olarak, yasal olarak görevimi yaptım. İzmir'de yapılan bir suç duyurusu üzerine mal varlığım araştırılmış ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Bürokratik bir durum dışında başka bir şey yapmadım ben. Hiçbir menfaatim de olmadı, menfaat sağlamadım." dedi.
Gökçe, hiçbir şekilde rüşvet almasının söz konusu olmadığını savundu.
GÖKÇE'DEN AÇIKLAMA
İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, hakkında başlatılan ‘yolsuzluk’ soruşturması sonrası verilen tutuklama kararının ardından sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Gökce, açıklamasında, "Bu ülkenin hiçbir insanı bir daha asla böyle haksızlıklara maruz kalmayacak, bu ülkede insanlar korkmadan yaşayacak, korkmadan düşünecek, korkmadan konuşacak ve korkmadan çalışacak" dedi.
Gökce, şunları söyledi:
"Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma; aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak.."
Haksız, hukuksuz bir şekilde tutuklandım. “Duydum”, “duymuştum”, “duyanı duydum” gibi ifadelerle, akıl, mantık ve vicdanın kabul etmeyeceği iddialarla mesnetsiz şekilde özgürlüğü gasp edilen tüm yol arkadaşlarımız için üzgünüm.
Ancak güzel ülkemizin bu kötü kararlara da bu yönetim anlayışına da mahkum olmadığını biliyorum. Bugün önseçimlere katılarak Ekrem İmamoğlu'na attığı bir oyla egemenlik milletindir diyenler, demokrasi için ayağa kalkan pırıl pırıl gençler, 70-80 yaşında sokaklara çıkıp duasını, güzel dileklerini esirgemeyen teyzeler, amcalar, bu ülkenin iyiliğini isteyenler, Hep birlikte başaracağız.
Bu ülkenin hiçbir insanı bir daha asla böyle haksızlıklara maruz kalmayacak, bu ülkede insanlar korkmadan yaşayacak, korkmadan düşünecek, korkmadan konuşacak ve korkmadan çalışacak. O güne kadar Nazım ustanın mısraları pusulamız olacak: "Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma; aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak.."