'İzmir'e Taşınmak İsteyen 'Beyaz Türkler' Arasında, 'İzmir'e kaçalım.' Hevesi Gerçek oluyor!.. .'

İlk önce Dünya Gazetesi'nde çıkan haberde, gazeteci Kezban Karaboğa, özetle şu bilgilerin altını çizmişti: İzmir, özellikle sayfiye yerlerine yakınlığı, kent yaşantısı ve iklimi nedeniyle öteden beri ilgi merkezi… Bunun üzerine ekonomik koşulların (nispeten) rahat olması, son dönemdeki siyasi atmosfer ve İstanbul'dan ulaşımın daha da kolaylaşacak olması da eklenince; 'İzmir'e kaçalım!' diyenlerin sayısı her gün artıyor.

Türkiye'nin 80 ilinden de göç alan İzmir'e en fazla İstanbulluların yerleştiği kayıtlarla saptanmış durumda… Buna göre 2015 yılında, tam 16 bin 129 İstanbullu İzmir'e göçmüş. İstanbul'u, 9 bin 184 kişiyle yakın komşumuz Manisalılar takip etmiş. Üçüncü sırada ise, 8 bin 116 kişiyle Ankaralılar yer alıyor. İl bazında ilk 3 böyle; diğerlerine gelince… Dördüncü sırada 6 bin 599 kişiyle Aydın var. Diğer yandan iç göçte ilk 10 kent sıralamasında Diyarbakır ve Mardin dikkat çekici… Örneğin, 2015 yılında Diyarbakır'dan İzmir'e 3 bin 780 kişi; onuncu sırada yer alan Mardin'den ise 2 bin 984 kişi İzmir'e yerleşmiş.

Yaşar Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Ufuk Tutan, TÜİK verilerini şöyle yorumlamış: 'Türkiye ekonomisinde 2012 yılından bu yana ciddi bir durgunluk var. Ekonomik durgunlukta İzmir'den İstanbul'a bir beyin göçü olur. Ben de İstanbul'a bir sürü öğrenci gönderdim. Ancak giden arkadaşların birçoğu iş bulamadı. Önce part-time iş buluyorlar, kendilerini kayıt ettiriyorlar, akrabalarının yanında kalıyorlar, ama sonra ailelerinin evine dönüyorlar. Bunların sayısı da hiç az değil.'

***

Son zamanlarda en çok takip ettiğim İzmirli yazarlardan birisi de Nazlan Ertan… Malum, internet sayesinde yazar sayısı oldukça arttı, ancak özgün ve yaratıcı makale bulmak, Kordon'da iyi ahtapot ızgara bulmaktan zor… Hürriyet Daily News gazetesinde yazan Ertan, İzmir'i en iyi 'yakalayanlardan' biri, bana göre… Zaten ne varsa kadınlarda var, onların çok yönlü duyarlılığı gözlemlerine ve saptamalarına da yansıyor, doğal olarak...

'Erospolis'- Nazlan Ertan'ın 'İzmir'e Taşınmak İsteyen Beyaz Türkler Tekrar Düşünmeli' yazısı yayımlandığında; ben de bir küçük kitapçıkla 'Yeni İzmirlilere Rehber' hazırlamayı planlıyordum. Bu fikrimi açtığım sevgili Uğur Yüce ağabeyim de destek verince çalışmalara başladım. Yılbaşına varmadan yayımlamayı umuyorum. Umarım gerçekleştirebilirim.

Şimdi sizleri Nazlan Ertan'ın sözünü ettiğim yazısından bazı bölümlerle baş başa bırakıyorum: (Alıntıların İngilizce orijinalleri de, yazımın sonunda yer alıyor.)

***

Bahar yerini yaza bırakırken, sabahın erken saatlerinde kalktığınızda benliğinizi Almanca tabirle 'wanderlust', Fransızca tabirle 'la vie ailleurs' ya da bizim söylediğimiz şekliyle 'buralardan kaçıp gitmeliyim' duygusu sarar.

İstanbul'un iş-güç koşuşturmacasında ya da Ankara'nın gri bürokratik havasında yaşarken, hep daha yeşil bir hayat düşlersiniz. Bir bahçenizin olduğu, işten çıkan arkadaşlarınızla birlikte keyifle kafelerde oturduğunuz bir hayat…

Sonra gözünüze şimdilerde gündemde olan 'İzmir'e Taşınmak İçin 35 Neden' makalesi çarpar. Son üç on yılın trend belirleyicisi Ertuğrul Özkök tarafından gönülden kabul edilen bu 35 maddeyi okuduktan sonra (bu sayı şehrin plaka numarasına da bir gönderme), gözünüzün önüne yüksek yerlerdeki yöneticilerin mutluluklarını üzüm bağlarında bulduğu başarılı 'ikinci kariyer' hikayeleri gelir. Bekar bir kadınsanız eğer, medeni, geçinmesi kolay ve tatlı dilli bir 'Ege Erkeği' bulmayı umuyorsunuz. Bu şehirde sizin için mutlaka profesyonel ve kişisel bir neşe kaynağı vardır, değil mi?

Bir daha düşünün! Erospolis, Ege rüyanızı gerçekleştirmeden önce, size bazı ipuçları veriyor.

1. Bir ev veya deniz manzaralı bir apartman dairesi, artık ucuz değil ve bu fiyatlar kesinlikle daha da yükselişe geçecek. Kiralık dairelerde 'İstanbul'un yarısı' söylemi, artık bir hikayeden ibaret... 'Ankara'dakilerden az' demek ise, sadece gülünç.

2. 'Daha yavaş bir hayat' derken, ne istediğinizi bilin! Bu rahat Ege şehrinde zaman, paradan çok daha önemlidir. Bu da günlük hayatta tamircilerin, ustaların, servis verenlerin sizi aramamasına alışmanız demektir. Burada bazı işlerin hallolması, 'slow- hayat' deyimine harfiyen uyar

3. Hiyerarşiye önem veren Ankaralılar veya rekabetçi İstanbullular, memnuniyetle karşılanmazsınız. İzmirli grupların bir parçası olmak çok zordur; ne de olsa onlar birbirlerini üç jenerasyondur tanıyorlar. İzmirlilere nasıl tanıştıklarını sorun. Büyük olasılıkla cevapları, 'Dedelerimiz aynı okula gidiyordu.' olacaktır.

4. İzmir'e ait olan hiçbir şeyi eleştiremezsiniz. Buraya geldiğiniz andan itibaren buradaki her şeye bayılmanız gerekiyor. Bozuk kaldırımlar ve kötü hizmet de buna dahil. İzmir'in bir cennet olmadığını, sadece burada yaşamanın daha akıllıca olduğunu söylerseniz, yandınız.

5. Eğer bir su sporunu yapamıyorsanız, derhal öğrenin! Bu, uyum sağlamanın en kolay adımıdır. Tanıdığım Ankaralı bir çift, akıllıca bir kararla yelken dersleri aldılar ve istediklerinden daha fazla arkadaş edindiler.

6. Başka şehirlerdeki başarılarınız ve deneyimleriniz burada işe yaramayacaktır. Bu ister Paris, Brüksel, Londra, isterse New York olsun. Yabancı isimler de size pek yardımcı olmayacaktır. İzmir'in kendine ait bir 'ünlü sistemi' vardır ve bu isimler politikacı, üst düzey çalışan ya da bilim insanları arasından çıkmaz.

7. Eğer bir kadınsanız, tanışacağınız bütün diğer kadınların sizden daha güzel ve bakımlı olacağını unutmayın. 'İzmir kızlarının ünü', asla bir şehir efsanesi değildir. Güzellik genlerinde yoksa eğer, lise mezuniyet hediyesi olarak burun estetiği veya dudak dolgusu gibi mucizelere başvururlar. Siz ofiste zaman geçirirken; İzmirli kadınlar saatlerini spor salonlarında, pilateste, yogada, kuaförde geçiriyorlardır. Sonuç: 30 yaşında sizden çok daha güzeller.

8. 'Onlar kadar güzel değilim, ama akıllı ve başarılıyım' da, bir işe yaramaz. İzmir'in başarı sistemi sizin yaşadığınız yerdekinden farklıdır. Milyon dolarlık anlaşmalar yapmanız veya başbakanla aynı masada oturmuş olmanız, burada konuşmaya bomba etkisi yapmaz. İzmirli arkadaşlarınız kibarca konuyu yelken yapmak için en uygun tekneye çevirecektir. Konuyu tekrar işe getirmek, sizi sadece sıkıcı yapar, ilginç bir insan değil.

9. Birini bulmak için İzmir'e geldiyseniz, geç kaldınız. İzmirli gençler 20'li yaşlarda evlenir. Çeşme'deki yazlıktan arkadaşlarıyla veya üniversitede tanıştıkları birileriyle… Kafelerde, balkonlarda kızlı-erkekli büyük gruplar görseniz de; İzmir, çiftlerin yoğunlukta olduğu bir şehirdir. İki evlilik arasında olan bir erkekle tanışmanız da zordur, çünkü bütün tanıdıkları onu kendilerinin tanıdığı biriyle zaten tanıştırmak istiyordur. Eşim benimle evlendiğinde (Ankaralıyım), bazı arkadaşları tarafından şaka yollu olarak, 'Bir daha evlenmek istediğini bilseydim, seni İzmirli birileriyle tanıştırırdım.' şeklinde azarlanmıştır.

***

Ertan'ın bu şahane tespitlerini okuyunca, benim gibi sizlerin de yüzünde tatlı bir tebessüm oluştuğundan eminim.

Ama bu muhabbet burada bitmiyor…

Devamı pazartesiye geliyor…