Nedim ATİLLA
Küllerden yeniden doğmak mümkün mü?
18 Ağustos 2024 Pazar

İzmir için cumhuriyet dönemini tanımlayan en yaygın deyim, hatta son dönemde klişe haline gelen söz bellidir: “Küllerinden doğan şehir…”

Canımızı gerçekten yakan orman yangınlarının hâlâ etkili olduğunu cumartesi gece yarısını geçe İzmir’e inen uçağın penceresinden bakarak görebiliyorum. Karşıyaka’ya gelince genizleri yakan bir hava ile karşılaşıyoruz, otoparktaki otomobillerin üzerinde küller…

Muhabirlik ve haber yöneticiliği yaptığımız dönemde orman yangınlarını yakından izlemiş biri olarak söyleyebilirim ki İzmir’de ben bu kadarını görmedim.

Öncelikle yangının sönmesi için emek veren herkesi kutluyorum. Beceriksiz ve yetersiz yöneticileri kınıyorum. Kimler derseniz, bir insanın yetersiz olduğunu kendisinden daha iyi kim bilebilir ki?

İzmir yeniden “küllerinden doğabilecek mi?”  Zor görünüyor…

Dünyanın neresinde çıkarsa çıksın orman yangınlarının temel nedeni İklim Krizidir.

Geçen yazımızda da dile getirmiştik. Son yılların en sıcak yazlarını yaşıyoruz. Artan sıcaklıklar ve değişen iklim koşulları, orman yangınlarının daha sık ve şiddetli hale gelmesine neden oluyor.  Kuraklıkların daha yaygın hale gelmesi, bitki örtüsünü daha kuru ve yanıcı hale getiriyor.

Doğal nedenler dışında, insan kaynaklı faktörler, özellikle dikkatsizlik ve çevreye duyarsızlık, orman yangınlarının başlıca sebepleri arasında yer alıyor.

Bir de kundakçılar… Son yangınla ilgili gözaltına alınanlar olduğunu okuyoruz. Bölgede çalışan arkeologlar çok iyi bilir ki, Yamanlar’da çok sayıda defineci başka kimliklerle dolaşır… Kulağıma gelen bilgiler, “piknikçi” diye bilinen yangın faillerinin aslında “defineci” oldukları yönünde.

Yine de yangın kundakçıları içinde definecilerin bölgeyi imara açmak için yangın çıkartanlar içinde nispeten masum oldukları düşünülebilir. Yangın çıkmış bölgenin “ormanlık araziden” önce “tarım arazisine” dönüşmesi, sonra da toplu konut alanı olarak tanımlanmasının çok tanığı olduk. İsteyenler önce 30-35 yıl öncesinin gazete manşetlerine, ardından da Narlıdere- Güzelbahçe sırtlarına şöyle bir bakabilir. Kişisel gazetecilik tarihim içindedir, İzmir yakın çevresinde orman arazisiyken, yangınlar sonrası imara açılmış o kadar çok yer biliyorum ki…

Burada belediye meclislerinin gündemlerini ve gündem dışı konularını gazeteci arkadaşlara görev düşüyor, meclislerin özellikle de imar değişikliği kararlarının sıkı takip edilmesi gerekiyor.

Hemen değil ama bir iki yıl içinde bu son yangın alanlarında olası imar girişimlerini kamuoyu ile paylaşmak gerek. Belediye başkanlarının hangisine sorsanız hepsi de ilçelerindeki ranttan söz edecektir. Bu da olası girişimlerin habercisidir.

***

Meseleye orta vadeli bakmak gerekirse… Kabul edelim ki bu gidişle çölleşme kaçınılmaz!

Dünyadaki örnekleri görüyoruz. Orman yangınları ile çölleşme arasında yakın bir ilişki var… Orman yangınları, büyük alanlardaki bitki örtüsünü yok ediyor. Bitki örtüsü, toprağın yerinde kalmasına ve erozyona karşı direnç göstermesine yardımcı oluyor, bitki örtüsü kaybolduğunda, toprak rüzgar ve su erozyonuna karşı savunmasız hale geliyor, bu da toprağın verimliliğini azaltıp çölleşme sürecini hızlandırıyor.

Ormanlar, su buharlaşmasını düzenleyen ve su döngüsüne katkıda bulunan önemli ekosistemler. İzmir’in son dönemlerinde yaşadığı gibi son 20-30 yılda çıkan orman yangınları, bu döngüyü bozarak yerel iklimi etkilemiş ve kuraklık koşullarını artırmıştır.  Bu durum, çölleşmeye neden olabilecek toprak kurumasını ve bitki örtüsü kaybını daha da şiddetlendiriyor.

Öte yandan orman yangınları, atmosferdeki karbon seviyesini artırarak iklim değişikliğine ayrıca katkıda bulunuyor. İklim değişikliği ise kuraklıkları daha yaygın hale getiriyor ve çölleşmeyi hızlandırıyor.  Aynı zamanda, iklim değişikliği nedeniyle artan sıcaklıklar ve değişen yağış düzenleri orman yangınlarının sıklığını ve şiddetini artırıyor.

Dünyaya baktığımızda Avustralya’daki 2020 Black Summer yangınları, 2019 Amazon Ormanı yangınları, her yıl mutlaka çıkan Kaliforniya Yangınları ile her yerde sıkıntı büyük. Bu yangınlar, bölgedeki bitki örtüsünü yok ediyor ve çölleşme riskini artırıyor.

İzmir giderek daha az “yaşanabilir şehir” haline gelirken bence “küllerinden yeniden doğma” ihtimali de giderek azalıyor.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Hakan 19 Ağustos 2024 Pazartesi 15:46

Ne yazıkki, umarım yanılırız. Kaleminize sağlık

Yorumu oyla      0      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Ne yaşıyoruz?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Gazzeli çocuklara mektuplar (3) Umudun adı var
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Ah acımasız hayat!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Badel Harab-ül İzmir
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Turist ve inşaat istemeyen Egeli Belediye Başkanı!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Umutsuzluğun doruklarında yaşam meselesi
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Beyhude yakınmalar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Böyle yayın yasağı olmaz!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Yunan’a kahveli mesaj!
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk, esir yunan komutanına ne dedi?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva