Mehmet KARABEL
'Yazıyooor!'
30 Ağustos 2024 Cuma

Acı tablo…

Uzun zamandır göz önündeydi…

Hiç üstünde durmadık; umursamadık bile...

Hatta…

Devlet Baba bile, “N’oluyor?” demedi…

Cep telefonlarına gelen “son dakika” haber başlıkları…

Aslında “gazetecileri bitirecek öncüler” olarak tarihe geçti…

Otobüste cep telefonundan sevdiği radyoyu dinlerken…

“Son Dakika” başlığıyla bölgenizdeki trafik kazasını öğrenirken…

O kazanın detayı TV’lerin akşam ana haber bülteninde…

Canlı canlı ekrana yansımaya devam ediyorsa…

Hatta…

Sedyedeki hafif yaralıya bile mikrofon uzatılıyorsa…

Bu iş bitmiştir…

“Kağıt gazete sizlere ömürdür!”

Alternatif filan üretmeye çalışanlar var; görüyorum…

Haybeye nefes tüketiyorlar…

Bakın alıcı gözle etrafınıza…

Bi’zamanlar…

Sabahın köründe tiryakisi olduğu gazeteye…

Kahvaltıdan önce sarılan kaldı mı?

***

Kahreden tablo şudur:

En çok yedi yıl önce…

İzmir’in baba semt kahvelerinde…

En az üç farklı gazete masalarda yerini alırdı…

O gazeteler didik didik edilir…

Yetmezmiş gibi…

Haber veya makalelerde ana temalar…

Keyifle…

Biraz da sinirli sinirli tartışılırdı…

Şimdi o kahvehanelerde…

Bi’bardak çay…

Gevrek parasından bile pahalı olduğu için…

Artık…

Gazeteler de kayboldu masaların üstünden…

Bi’önemli ayrıntı daha…

İzmir’in erkek berberleri bile…

Sıra bekleyenler için…

Neredeyse iki yıldır gazete ve dergi bile almıyorlar…

***

Gazete okumak keyiftir…

Balkonda ayaklarınızı uzatır; köşe yazılarına kadar…

Her satırını okursunuz…

TV haberi farklı…

Hem kulağınız hem gözünüz orada…

Ne kadarı aklınızda kalır?

***

Gazete okumanın lezzeti son yıllarda…

Keyif olmaktan nasıl çıktı?

Çok basit…

Akşam bir sokak arbedesi izliyorsunuz TV’de canlı canlı…

Sabah gazetede bir foto ile…

Yeterince işlenmemiş kısa haber…

Hangisini tercih edersiniz?

Şimdi diyeceksiniz ki…

Gazetelerin pabucu sosyal medya yüzünden dama atıldı!

Çok da haklı değilsiniz; derim…

Kaos bugün olmazsa yarın kendini gösterecekti…

Bakın…

Ne zaman gazeteler tüm sayfalarını dijitale açtı…

Kısmen de olsa…

Ayaklarına kurşunu sıktılar…

Tirajlar hızla düşmeye başladı…

Parayla gazete alacağına…

Tiryakisi olduğu gazetenin sosyal medyasına taşındı…

Üstelik…

Sevdikleri yazarlar da oradaydı…

***

Gazeteler adına acıklı olaylar zinciri…

Bununla da bitmedi…

Kağıt maliyetliydi…

Mürekkep çok pahalıydı…

Dağıtım ayrı bir masraftı…

Yük ağırlaşmıştı…

Üstelik meslektaşlarım…

Yazdığı haberi 15 dakika sonra gazetesinin...

Sosyal arenasında şıppadanak görüyordu…

Bu o gazetenin tiryakileri için de geçerliydi…

Belli yaşın üstündekiler…

Pek sevdikleri yazarlarının makalelerini…

Sabahın ilk ışıklarında bile okuyabiliyorlardı…

Belli ki…

“İnternet haberciliği”

Giderek gücünü daha da artıracak; bu kesin!

Minik bir örnek…

Bu akşam (30 Ağustos Cuma)…

Uluslararası İzmir Fuarı 93’üncü kez kapılarını dünyaya açıyor…

15 yıl önce Fuar’da dolaşırken birbirimize çarpardık…

Şimdi…

Görkemli açılış töreni ve haberleri…

Birkaç televizyondan canlı yayınlanacak…

O kalabalığa girer misiniz?

***

51 yıldır bu mesleği yapıyorum…

Aracanıza benzin aldığınız istasyonda ücretsiz gazete veriyorlardı…

Nasıl içiniz acımasın?

***

Dikkat etmişsinizdir…

Baba gazetelerin dijital yayınları…

Reklamdan geçilmiyor…

Gazetelerin sayfaları ise adeta reklam fukarası…

***

Doğrudur!

Benim de içim acıyor…

Meslekte yarım asrı geride bırakırken…

İzmir’deki kaosa da değinmekte yarar var…

Birkaç gündür…

İzmir’in…

Gurur duyduğumuz “yazılı medyası”nda üzen gelişmeler yaşanıyor…

Onlarca genç meslektaşımın görev yaptığı…

Hürriyet… Milliyet… Posta…

Gazetelerinin Ege eklerinin kapatılma kararı…

Hepimizi kahretti…

O üzüntümüz aylarca sürecek...

Kısacık bir “Hürriyet EGE” öyküsü anlatayım…

Her kelimesi yaşanmıştır ve…

İbretliktir…

***

YENİ ASIR, İstanbul’da da yayınlanacaktı, karar verilmişti…

Dinç Abi’ye (Dinç Bilgin)

Utana, sıkıla…

“Ben gelemeyeceğim; karım istemiyor” dedim…

Patrondu ama ben “Abi…” derdim…

Merdivenin ilk basamağında şöyle dedi:

“İstanbul’da daha da büyüyeceğiz… Sen gel, eşin bir haftaya kalmaz bavulu alır gelir” dedi…

Tam çaresizliğin eşiğindeyken…

Gece vakti…

Hürriyet İzmir’in Temsilcisi Nedim Demirağ aradı…

İzmir gecelerinden birbirimizi tanırdık…

O gece iş bitti…

Hürriyet’teydim ama koltuğumun altında…

Dört sayfalık “Hürriyet EGE” taslağı ve raporu vardı…

Ertesi gün…

İstanbul’a uçtum…

Çetin Emeç

Hürriyet İmparatorluğu’nun Genel Yayın Yönetmeniydi…

Saatler gece yarısına yaklaşıyordu…

İlk sözü şu oldu:

“İzmir’de Yeni Asır gibi haberde ve reklamda bir dev varken, siz iki yapraklık ilave yaparak o asırlık gazete ile yarışa girip, üstünüzden silindir gibi geçsin mi istiyorsunuz?”

Birden moralim “sıfır” oldu…

Çok zekiydi… Yeni Asır’dan yeni ayrıldığımı biliyordu…

Kısa ve öz cevap verdim:

“Sadece reklam değil; bu bir prestijdir… (O yıllarda Yeni Asır’ın Cumartesi / Pazar 200 binin üstünde tirajı vardı…) Hürriyet daha güçlü olacak; göreceksiniz…”

Kalyon’da misafir ettiler…

İstanbul’da 20 gün çalıştım…

Belleğimden Yeni Asır’ı silip…

Hürriyet’i oturtmak istiyorlardı…

Rahmetli Erol Simavi’nin isteğiyle…

İzmir’in billboardları bu kadim kenti süslerken…

Hayata geçmeye hazırlanan “Hürriyet Ege”

Daha ilk günden çok tuttu…

Yıllarca başarılı oldu…

Yayınlandığı ilk günün… (02 Ekim 1984) tirajı…

70 bindi yanlış hatırlamıyorsam…

Biraz daha ayakta kalabilseydi…

40’ıncı yaşını dolduracaktı…

“Kısmet değilmiş…” demeyelim…

Bu olacaktı…

Gazeteler…

Ne yazık ki…

Sosyal Medya kadar “hızlı” olamıyor…

Olması da mümkün değil…

Ve…

Hepsinden önemlisi “reklam yok” eskisi gibi…

Neredeyse…

“Küçük ilanlar” bile tarihe karıştı…

***

Son tirajlara baktım…

Yılların “Sabah”ı, “Hürriyet”i, “Milliyet”i, “Sözcü”sü…

Neredeyse…

Günlük 100 bin tirajın altına (Türkiye geneli) düşmek üzere…

***

İzmir ve taşrasını merak ediyorsunuz di’mi?

Şu günlerin rakamlarıyla…

Baba gazeteler…

Ne yazık ki, İzmir ve İzmir’in ilçelerinde…

Gönüllerin istediği gibi (özellikle rakam vermiyorum) gazete satamıyor…

Ne acı di’mi?

***

Yıllar öncesini iyi bildiğim için…

Şurası çok doğrudur:

Gazetelerin Ege eki çıkarma nedeni…

Yeni Asır’ın “yıkılmaz armada” görüntüsü sergilemesiydi…

Reklamlar hep İzmir’in asırlık gazetesine gelirdi…

Sloganı bile şahaneydi:

(Sepet içinde bir ekmek, bir süt ve bir Yeni Asır fotoğrafı vardı…)

Başlık da…

(Taaa yıllar öncesinin eseriydi…)

”Size sadece Yeni Asır yeter…”

***

Bitiriyoruz…

Hürriyet… Milliyet… Posta…

Gazetelerinin Ege eklerinde…

Onlarca meslektaşım…

Gazeteciliğin hakkını veriyordu…

Yazık…

Çok yazık…

Yazılı gazeteciliğin “çöküşünü seyretmek” kime keyif verir?

Gazetelere veda edersek…

Bizler de “habersiziz” kalacağız

Nokta…

Hamiş 1: En son ne zaman Türkiye TV’lerinin reytingine baktınız? Haberler bile, dördüncü, beşinci sırada... Eğlence yapımları, diziler zirveyi istila etmiş… Aslında bu her şeyi anlatıyor…

Hamiş 2: ABD’nin en görkemli kentin nüfusu 10 milyona yakın… O kentin 173 yaşındaki gazetesi “New York Times” günlük “1 milyon 120 bin” tiraja sahip… Oysa dünya kadar TV kanalı var ama gazete hep lider koltuğunda…

Sonsöz: “Ben gazeteciyim… Ben yazmazsam, o yazmazsa kim yazacak? / Silahlı saldırıda hayatını kaybeder Hürriyet’in efsane Genel Yayın yönetmeni Çetin Emeç…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Abdurrahman Çetin 30 Ağustos 2024 Cuma 20:30

Kolay değil üstadım, Türkiye''de aydınlatmaya çalışmak. "Algı ile çalgı ile aldatması kolay; insanların aldatıldığını öğretebilmeye ömür yetmeyebiliyor..." Çetin Emeç basın şehididir.Allah rahmet eylesin.Siz Mevlana''dan yazarsınız ya bazı zamanlar, ben de Ayet: "Ey insanlar, akletmez misiniz" diyorum ki; farkında olalım insan olduğumuzun.

Yorumu oyla      0      0  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
 Narin (İnce) Habercilik ve Medya Etiği
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İzmir'de 'mor sultan' bayramı!
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Aşırı uçuşlar da turizm canavarı
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Gazzeli Çocuklara Mektuplar (5) Yönetmen değil, önce insanım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet, cemaat ve cinayet!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’de en yüce değer, tembelliktir
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Okullar açıldı
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Narin'in katliamı, feodalizm ve suskunluk yasası
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Nefes nefese bir yaz geçti'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Ne yaşıyoruz?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva