Kadınlar ki, tabii kimileri ; kısır günleri, akraba günleri, komşu günleri, arkadaş günleri altın günleri… yapabiliyor mu, ya da eski hızıyla?
Erkekler ki, tabii yine kimileri ; gece uyurken afakanlar basıyor da, kan ter içinde uyanmıyor mu? Hele de cep delik cepken delikken…
Eşler ki, tabii kimileri için ; pazara gidiyorlar da, ne alacaklarını şaşırmıyorlar mı? Maydanozun seyretilmiş demeti 7 Lira ki, nerede kaldı artık o her şeye maydanoz olmak! Kilosu en az 35 Liradan aşağı olmayan domates, salatalık vs. bulamamak…
Hal böyle iken şarkı türkü dinlemek de ne?
Bu ortamda bile… Şarkı da türkü de dinleyebilmeliyiz. Atalarımız ne demiş ;
“Son gülen iyi güler.” Zaten kazanılan yerel seçimlerin sloganı da “Her şey çok güzel olacak” değil miydi! Görünen o ki…
O gün de bugün!
***
Biz ki, çoğu kez çokça şarkı türkü dinliyoruz,
evden de çıkmadan, yorulmadan… Şarkılardan türkülerden başlayınca da, önce, sözü ve müziği Sadettin Kaynak’a ait, Yanık Ömer… diyoruz!
Sadettin Kaynak, İstanbul’da otururdu…
Kardeşi Emin Bey’de… eşim Ayla Hanımın anneanne’sinin Karşıyaka - Alaybey’den komşusu olurdu… Ailenin çok iyi insanlar olduğunu hep anlatır dururdu. O yüzden de olmalı ki, Hoca ilgimizi daha da çok çekerdi.
1895’de İstanbul’da doğdu. Sesinin güzelliği
ile, daha 10 yaşındayken hafız oldu… İlahiyat Fakültesini bitirdi. Cumhuriyetten sonra, Sultan Selim Camiinde bir süre baş imamlık yaptı.
Sonra ayrıldı… 1961’de 66 yaşında da öldü.
İlk Türkçe ezanı seslendirendi…
Pariste konser verdi. 80’den fazla film müziği besteledi. 42 ayrı makamda, 682 dolayında eser verdi…
Çok ünlü, sanatsal söz ve besteleri var ki… Hangisini yazmalı bilmem ki? Safiye Ayla’nın seslendirdiği Çile Bülbülüm Çile, Telli Turnan, Niçin Baktın Bana Öyle, Kara Bulutları Kaldır Aradan. Daha da neler neler...
***
Ve de, Yanık Ömer…
Gazeteci Yazar Esat Kaplan’ın sitesinde yazıldığının yaklaşığıyla ; Yanık Ömer, seferberlik davullarının çalmasıyla cepheye koşan Mehmetçik’lerden sadece birisidir.
Belki Çanakkale’dendir yaraları, belki Sina Çölündendir yanığı, bilinmez.
28 yaşındadır. Kurtuluş Savaşında, Mangasının başındadır… Savaş biter, bir Gazi olarak, göğsünde İstiklal Madalyasıyla köyüne döner. Nişanlısına kavuşmuş, köyde bayram havası oluşmuş, düğün alayı da yola koyulmuştur !
Gerçi değişik söylemler olsa da…
Siteye göre sonuçta ; Saadettin Baba, bir ilhamla böyle anlamlı bir şiir yazmış, yanık
bir besteyle… Kahramanla özdeşleşmişti.
***
Safiye Ayla Yanık Ömer şarkısını Florya Köşkünde Atatürk’e verdiği muhteşem bir konserde söylemişti… Atatürk o kadar beğenmiş ve duygulanmıştı ki, yine yine dinlemişti ondan… Yanık Ömer’i.
Batı formatında orkestra eşliğinde söylemesini istemişti. Ata’mızın bu arzusu ancak 1981’de, 100.doğum yıl dönümünde… Safiye Ayla’nın katkısıyla, orkestrasyonunu Muammer Sun yapmıştı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde seslendirmiş ve kayda da almıştı…
- Savaş biter, Yanık Ömer köye döner / Köylü bütün bayram eder / Yanık Ömer kutlanır / Nişanlısı mutlulanır.
- Hey, Yanık Ömer attan iner / Pembegül’e bağlar kemer / Köylülere gider haber / Düğüne, düğüne…!
İyi Pazarlar…