Sanki alışageldiğimiz seçimlerden biri vardı, hafta sonunda...
Sokaklar insan kaynıyordu.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurduğu sandıkların olduğu noktalar ana baba günüydü…
Elinde bastonuyla ayağını sürüye sürüye gelen Mehmet amca da oy kullandı…
Henüz ilkokul çağındaki güzel kalpli çocuklar da…
Traktörünü bayraklarla süsleyip bayrama gider gibi gitti sandık noktasına çiftçi Ahmet abi…
Tekerlekli sandalyeye mahkum yaşayan ama Ekrem İmamoğlu’nun hapse atılmasına gönlü razı olmayan Hüseyin amca da oradaydı.
AK Partili olup da hakkında onlarca yüzlerce soruşturma talebi bulunanlar görmezlikten gelinirken, İmamoğlu’nun hedefe konmasına itiraz eden felçli baba da oradaydı.
Oğlunun sırtında sandığa gitti.
Buğra Gökçe’nin 79 yaşındaki annesi Şeyma teyze de hasta haliyle sandık başındaydı.
Çok sayıda AK Partili, MHP’li, DEM’li, İYİ Partili seçmenin de adaletsizliği içine sindiremeyip bu isyan gibi sandığa koştuğunu gördük.
Bazı AK Partililerin, gerçek bir cumhurbaşkanlığı seçimi olduğunu sanarak gidip oy kullandıkları (!), Ekrem İmamoğlu’nun üzerini karalayıp “Recep Tayyip Erdoğan” yazdıkları görüldü!
***
Kim derdi ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin sandık çağrısına 14 milyon 850 bin kişinin sandığa gideceğini…
Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ittifaka rağmen 24 milyon 600 bin…
2018’de Muharrem İnce’nin yine ittifakla 15 milyon 340 bin 321 oy alabildiği dikkate alınırsa…
1 milyon 653 bini CHP’li üye olmak üzere yaklaşık 15 milyon insanın sandığa gitmesi ciddi bir eylemdir.
Şu bir gerçektir ki…
İktidar partisi de böyle bir şey beklemiyordu.
CHP’li olsun olmasın, yaklaşık 15 milyon insanın sandığa gidip İmamoğlu’na destek vermiş olması, İmamoğlu’nu efsane haline getirmiştir.
İktidara da mesajını vermiştir.
***
İktidar partisi, İmamoğlu’na karşı her cephe alışında, kaybeden taraf oldu.
Mesela 2019 seçimlerine gidelim.
13 bin 729 olan oy farkı, yenilenen seçimde 806 bine fırlamıştı.
2023 seçimlerinde bu fark, 1 milyona çıkmıştı.
İmamoğlu’nun tutuklu yargılanacak olması, görünen o ki, tepkilerin, tepki oylarının daha da artmasına sebep olacaktır.
Tutukluluk süresi uzadıkça, tepkilerin kapsama alanı da genişleyecektir iç kuşkusuz...
***
İmamoğlu’na yönelik suçlarla ilgili yargılamanın adil olması, milyonlarca insanın ortak isteğidir.
19 Mart’ta İmamoğlu ve arkadaşlarına yönelik gözaltılar başladığında ekonomimiz çok büyük bir deprem yaşadı.
Yabancı yatırımcı ülkemizden elini eteğini çekmeye başladı.
Bu olayların ülkeye zararının 1 trilyon 250 milyar lira olduğu ifade ediliyor.
Demek ki ülkemizle birlikte biz vatandaşlar da fakirleştik bir anda.
Tüm bunların, enflasyonu aşağıya çekme girişimlerini boşa çıkaracağı muhakkak.
Enflasyon yeniden yükselişe geçerse, zaten yoksulluk sınırının altında yaşayan nüfusun yüzde 60’ının hali nice olur?
Emeklilerin, asgari ücretlilerin zaten zorluklarla yaşam mücadelesi daha da çekilmez olmaz mı?
Pahalılığın önüne kim geçebilir, o zaman?
***
Evet; Türkiye olarak zor günlerden geçiyoruz.
Öyle ki belediye başkanları, bürokratlar, avukatlar, eylemlere katılan öğrenciler, yurttaşlar gözaltına alınıyor.
Hatta…
2019 seçimlerinde “Her şey çok güzel olacak” sözüyle tanıdığımız Berkay da gözaltına alınmış!
Merhum sanatçı Ferhan Şensoy’un dediği gibi…
“Bugün acaba ne olacak?” diye kalkıyoruz!
“Bu kadar olmaz, yok canım” diyerek yatıyoruz!
Vatandaş, çok şey istemiyor aslında…
Onun istediği huzur.
Demokrasi, hoşgörü, saygı, adalet.
Köylüsü, emeklisi, asgari ücretlisi, işçisi, memuru, yaşlısı genci, hastası, öğrencisi hocası, herkes yan yana gelip o gür sesi çıkardıysa…
15 milyon Ekrem’in sesine kulak vermek lazım.
Ama’sız, fakat’sız, lakin’siz!