Ülkemizde kamu istihdam hizmetlerine ilişkin ilk yasal düzenleme, ilk iş yasası olan 1936 tarihli 3008 sayılı İş Kanunu... Söz konusu kanun iş ve işçi bulma aracılığı yapan özel büroların yasaklanmasını ve bu hizmetin kamu tekelinde yapılmasını sağlayacak İş ve İşçi Bulma Kurumu'nun üç yıl içinde kurulmasını öngörmekteydi… Ancak araya İkinci Dünya Savaşı'nın girmesiyle ancak 21 Ocak 1946'da 4837 sayılı kanun ile kamu istihdam hizmetlerini vermek üzere İş ve İşçi Bulma Kurumu (İİBK) kuruldu… Yasa, kurumun görevini, 'işçilere vasıflarına uygun işler bulmak ve işverenlere de işlerine uygun vasıfta işçi bulmak' yani iş ve işçi bulmaya 'aracılık' olarak belirliyordu…

***

Kurum uluslararası sözleşmelere uygun bir şekilde teşkilat yapısını, hukuki statüsünü ve personel rejimini geliştiremediğinden bir süre sadece iş ve işçi bulma aracılığı faaliyetlerine ilişkin bir takım formaliteleri yerine getirmeye çalışan bir kuruluş görünümünden öteye geçemedi…

1980'li yıllarla birlikte başlayan küreselleşme, teknolojik gelişmeler ve bilgi toplumu kamu istihdam kurumlarının önemini artırdı, fonksiyonlarını genişletti… İş ve İşçi Bulma Kurumu'nu da gerek dünyada gerekse ülkemizdeki teknolojik alanda ve işgücü piyasasında meydana gelen gelişmeleri izleyebilecek, çağdaş iş kurumlarının üstlendiği görevleri yerine getirebilecek ve aktif işgücü programlarını uygulayabilecek bir yapıya kavuşturmak amacıyla, 4904 sayılı Türkiye iş Kurumu Kanunu ile İŞKUR kuruldu… Kurum, görev alanı genişletilerek klasik iş ve işçi bulma hizmetlerinin yanı sıra, aktif ve pasif işgücü politikalarını uygulayabilecek bir yapıya kavuşturulurken katılımcı ve sosyal diyaloğa açık bir örgütlenme modeli benimsendi… İllerde etkin hizmet verebilmek amacıyla da Bölge Müdürlükleri kaldırılarak İl Müdürlükleri oluşturuldu…

***

Gelelim rekorlar kıran İzmir'e…

İŞKUR İzmir İl Müdürü Kadri Kabak, 2019 yılında 127 bin 694 kişiyi işe yerleştirdiklerini söylüyor… Önceki yıla göre yaklaşık yüzde 75'lik bir istihdam artışı gerçekleştirilmiş... İŞKUR'un İzmir'deki 86 yıllık tarihinde yaşanmamış bir rekora imza atılmış… Hatta bu rakam İŞKUR'un 2000 yılında tüm ülke genelinde işe yerleştirdiği sayıdan bile fazla... Bu rekor başarının formülü, iş gücü piyasasını yakından takip etme ve hem işvereni hem de iş arayanı iyi tanımada yatıyor…

***

Şu anda Suriye'deki iç savaş ön planda olsa da gündemin ilk maddesinde her zaman işsizlik ön planda... İşsizlik oranı resmi rakamlara göre İzmir'de yüzde 13.8… İŞKUR'un istihdama dönük çeşitli teşvikleri var... İşbaşı eğitim programından aktif iş gücü programına kadar. İşbaşı eğitim programı kapsamında sanayi sektörüne 6 ay diğerlerine 3 ay boyunca istihdam edeceği personelin maaşını ve sosyal güvenlik primlerini İŞKUR ödüyor… İşe alınan kişi kadın ve genç ise 12 aylık destek 18'e çıkıyor. İşsiz kalan kişilere 6 ila 10 ay arasında işsizlik sigortasından ödeme yapılıyor… 2019'da 67 bin işsiz kalan vatandaşımıza 562 milyon liralık işsizlik maaşı ödenmiş... Ayrıca staj yapan üniversite öğrencilerine 3 ay boyunca ve ayda 12 gün çalışmalarına karşılık hem asgari ücret üzerinden maaşlarını hem de sigortaları ödenmiş. Geçtiğimiz yıl bu kapsamda desteklerden yararlanan öğrenci sayısı 1051…

***

İŞKUR'da önemli bir zaman diliminde Genel müdür yardımcılığında da bulunan Kadri Kabak üniversite öğrencilerinin okul dışı zamanlarda çalışmalarından yana… Çok doğru bir yaklaşım… Yurt dışında pizzacıdan benzin istasyonuna kadar gençler çalışıyorlar…

***

Kadri Kabak ile sohbetten çok ilginç bazı notlar da vereyim.

İzmir'de nüfusa bakıldığında toplam nüfus 4 milyon 367 bin... 15-64 yaş grubunda 3 milyon kişi var… İzmir'in en kalabalık ilçesi Buca (510.695) Nüfus artışında başı Torbalı çekiyor (%39.1). İlin aldığı göç 130 bin civarında. En çok aranılan iş çağrı merkezi müşteri temsilcisi… İzmir'in potansiyeli Tarım, Sanayi, Lojistik ve Turizm sektörlerinde yoğunlaşmakta… İşgücüne katılım oranı Türkiye'de yüzde 51 iken bu rakam İzmir'de yüzde 56… İzmir'de toplam 130 bin iş yerinin 128 bini özel, 2 bin 223'ü ise kamu kurumlarından oluşmakta. Bin kişiden fazla personele sahip firma sayısı ise 27…

Geçtiğimiz hafta içinde Medya Platformu üyeleri olarak Kadri Kabak ile bir araya geldiğimizde ve İzmir'in istatistiklerini öğrendiğimde hep söylenen bir söz aklıma geldi…

'Türkiye keşke İzmir gibi olsa' dedim, bir kez daha…