İsmet İnönü Sanat Merkezi… Salondaki herkesin bir unvanı var… Her koltukta bir sivil toplum kuruluşu temsilcisi oturuyor…

Ve sahnede CHP'nin aday göstermediği Tunç Soyer… Davet edildiğinde salon alkıştan yıkılıyor. Bu alkışlar samimi dostluk göstergeleri…

'Beklentisiz' alkışlar… 'Pazara kadar olmayan' dostlukların göstergesi…

Üç sene önce pandemi günlerinde sivil topluma olan ihtiyaç mevzuunda yazarken dile getirmiştim. Şimdi yineleyeyim: Sivil toplumun gücü, demokratik bir toplumun sağlam temellerinden birini oluşturur. Ancak bu güç, sivil toplumun örgütlenme yeteneği, kaynaklarına erişim ve politikaları etkileme kabiliyeti gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir.

Ama öte yandan gerçek sivil toplumun gücü, toplumun bireysel ve kolektif düzeyde bir araya gelerek belirli amaçlar doğrultusunda etkinlik gösterme kapasitesidir. Bu güç vakıflar, dernekler, sendikalar, gönüllü grupları gibi yapılar aracılığıyla ortaya çıkar. Buradaki 'gerçek' sözcüğünü bilerek kullandım. Bizde de dernek enflasyonu var ve insanlar kendilerine sözde 'güç' sağlayabilmek için dernek kuruyorlar ve sittin sene de başından bir yere ayrılmıyorlar.

Demokratik ülkelerde 'Sesini Duyma Yetisi' diye bir şey vardır ve sivil toplum, bireylerin seslerini duyurabilecekleri, görüşlerini ifade edebilecekleri ve toplumsal değişim taleplerini iletebilecekleri bir platform yaratabilir.

Bence Tunç Soyer'in dün çıktığı yol budur, bir platform yaratma çabası…

Bir 'Toplumsal İlerlemeden' söz edecek ise bu sivil toplumun gücü ile gerçekleşebilir diye düşünenlerdenim.

Toplumsal ilerleme ve dönüşüm için itici güç yaratılabilir mi? Bilmiyorum ama Tunç Soyer'in girişiminden itici güç yaratılabileceğine inanıyorum.

Dün 3 saati aşkın bir sürede İsmet İnönü Sanat Merkezinde söz alan sivil toplum temsilcileri, eğitim, sağlık, insan hakları, çevre koruma gibi konularda beklentilerini açıkladılar. Bu konuşmalardan sonra Soyer'in girişiminin en azından politika değişikliklerini teşvik etmeye veya toplumun farkındalığını artırmak için işe yarayabileceğini düşünüyorum.

Ve de benim söz aldığım sırada dile getirdiğim gibi siyasal süreçlere de mutlaka katkı sağlanmalı 'sivil toplum, yasama süreçlerine katılım yoluyla politikaları etkileyebilir, iktidar ve muhalefet için yol gösterici olabilir'

Tam 262 sivil toplum kuruluşunun temsilcisi vardı salonda…

Ve kapanışta Tunç Soyer geleceğe bakan bir konuşma yaptı:

'Bu toplantı gerçekten bir başlangıç ve ilk adım toplantısıydı. Bu ilk adım özellikle başlıkları sınırlayarak atmak istediğimiz bir adımdı. Bizim bir araya gelmekle ilgili sorunu aşmamız gerekiyor. Asıl büyük mesele burada. Bunu yapamadığımız takdirde ne tek tek derneğin, vakfın ürettiği faaliyet yerini buluyor ne de kendi üyelerine, gönüllülerine tatmin edici bir yönetim sergilemiş oluyor.

Ben tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük bir heyecanla bu ilk adımı sizlerle atmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Hiçbir şekilde bir karamsarlığım yok.

Denendiğini, başarısızlıkla sonuçlandığını biliyorum, hiçbiri umurumda değil.

Başka platformlarla ilişki kuracağız. Bizim ne kıskançlığımız ne rekabetimiz olur. Biz bunlardan arınmak mecburiyetindeyiz.

Biz egolarımızı sınırlandıramazsak bu birlikteliği sürdürülebilir kılamayız. Öne çıkaracağımız şey kamu yararıdır.

İyi insanların aramızdan gitmemesi için bizim iyilik üzerine bir şey inşa ediyor olmamız lazım. Bunda tevazu, aile terbiyesi, ahlak, saygı, sevgi vardır. Bunlarla teçhiz edersek kendimizi yol alabiliriz.

'En iyiyi ben biliyorum, benden iyi bilen yok'. Bunlardan vazgeçemezsek ileriye gidemeyiz. Eğer bunu biz yapmazsak kimse yapmayacak. Eğer bu hikayeye inanıp gerçekten sahiplenerek bir yolculuğu başlatmak konusunda kararlı duramazsak bilin ki bizden başka kimse yapmayacak.

Yapamazsak bütün şikayet ettiğimiz mekanizmaların daha iyiye gitmesine imkan yok. Çürüme bulaşıcı bir şey. Eğer buna rıza göstermeyeceksek bulduğumuz çıkış yolu ortak hareket etme iradesidir, başka bir şey değil. Bu dayanışmayı biraz daha büyüterek daha büyük bir ağ oluşturabiliriz.

Ben üzerime düşeni yapacağım. Ben burada moderatör olacağım. Bu hikaye yatay olmak zorunda. Seferihisar'da 10, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde 5 yıl başkanlık yaptım. Başkanlığa tokum ben, hiç merak etmeyin. Başkanlık yapma hevesim yok. Sadece bu koordinasyonu sağlayacak, köprü vazifesini kuracak roller üstlenmek istiyorum. Başka bir siyaset mümkün ve bunu hep beraber yapacağız'

***

Evet dün itibarıyla Tunç Soyer yeni bir yola çıktı… Hem de çok kalabalık bir yol arkadaşı var kendisinin… Ben bu yolun açık olduğunu düşünüyorum…

Başarılar…