Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in 2025 yılında, ilkokullarda karne uygulamasının yerine, gelişim raporu uygulamasına geçileceği yönündeki açıklaması, sendikalar tarafından tepkiyle karşılandı.
Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Nafiz Ceylan, karne uygulamasına son verilmesinin ilkokul öğrencilerinin motivasyonunu olumsuz etkileyeceğini belirterek, “Çocuğun gelişimiyle ilgili her şey zaten takip ediliyor, veliler bilgilendiriliyor. Karnesiz olmaz” açıklamasında bulundu.
BU DEĞİŞİKLİK, ÇOCUKLARI OKULDAN SOĞUTMAK İÇİN BİR HAMLEDİR
Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Nafiz Ceylan, karneniz ilkokul çocukları için bir motivasyon aracı olduğunu söyledi. Karnenin, ilkokulda olmazsa olmaz bir ritüel olduğuna vurgu yapan Başkan Ceylan, karne uygulamasının iptal edilmesi durumunda çocukların motivasyonunun aşağıya çekilmiş olacağını öne sürdü. Şube Başkanı Ceylan, Egedesonsöz’e yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
“İlkokul çocukları, karne ile motive oluyorlar. Çocukların sosyal ve kişisel gelişimi zaten takip ediliyor. Karneyi iptal edip, gelişim raporu adı altında bir değerlendirme, çocukların heyecanına gölge düşürür, motivasyonunu aşağıya çeker. Karne, bir heyecandır, tüm çocukların beklediği bir şeydir. Okula gelirken, iyi bir karne alma amacıyla geliyorlar, başarılı olmayı hedefliyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı, bu uygulama değişikliğiyle, adeta çocukları okullardan soğutmak adına bir hamle daha atmış görünüyor. Bu kimin kararı? Hiç kimse böyle bir uygulamayla ilgili olarak öğretmenlerden fikir almadı. Karnesiz gelişim raporu düşünemiyorum. Öğretmen, karnede zaten çocukla ilgili gelişime dair görüşlerini yazıyor. Veli sürekli bilgilendiriliyor. Aileler, önlem alma anlamında yapmaları gereken bir şey varsa, öğretmenlerin uyarısıyla zaten onu yapıyor.”
NEDEN SADECE İLKOKULLARDA KARNE KALDIRILIYOR?
İlkokulda karnenin mutlaka olması gerektiğinin altını çizen Sendika Başkanı Nafiz Ceylan, “İlkokullarda karne uygulamasını kaldırıp ortaokul ve liselerde devam ettirmek, hiç akılcı bir şey değil” dedi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Böyle bir şey yapılacaksa, sağlam bir altyapı hazırlanmış olmalı. Tartışılmalı. Pedagoglar , öğretmenler, uzmanlar, üniversiteler bu konuyu çok iyi analiz edip ortaya bir koymalı ki, ondan sonra karnenin yaratacağı boşluğu dolduracak bir şey getirilsin. Ben yaptım oldu, ben karne istemiyorum, gibi bir dayatmayla böyle bir uygulama kesinlikle doğru değil. Çocuğum gelişimini rapor ederek değerlendirmek de güzel bir şey. Fakat bu çalışma, karnesiz olmaz. İkisi bir arada olursa, buna diyeceğimiz bir şey olmaz. Şu da unutulmamalıdır; ilkokullarda hiçbir öğretmen, velilere uzak değildir. Sürekli irtibat halindedir. Aileler, çocuğun akademik başarısını da kişisel gelişimini de sosyal gelişimini de sorgular, öğretmenle ortak hareket ederek gereken adımları atar. Öğrenci, aile, öğretmen, bir okulun sacayağıdır.”
