Erdoğan, Suriye ve Mısır'daki katliamlara sessiz kalan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine tepki göstererek 'Ey Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi neredesin? Sen ne işe yararsın? Sen ne için kuruldun? Kuruluş amacın senin barış değil miydi? Sen şu anda barışın güvencesi değilsin' dedi.
Erdoğan daha sonra, 'İsrail'e laf söyledim, yanıt Amerika'dan geldi, bu ne iş' diye ekledi.
Ah be delikanlı! Bunları söylemek için o kadar geç kaldın ki!
Bunları, henüz Başbakan olmadan evvel söyleyecektin. Oval Ofiste, Avarel Bush ile görüşüp, senin Başbakan yapılman karşılığında, ABD'nin bölgemizde işleyeceği veya taşeronlarına işleteceği eylemlere okey verip eşbaşkanlığı kabul ettikten sonra söylesen ne olur, söylemesen ne olur?
'Eşbaşkanlığı biz bilerek aldık. Bölgede ABD ile beraber yapacağımız önemli
işler var
' deyip, Tunus'ta-Libya'da-Mısır'da-Suriye'de-Irak'ta-Afganistan'da milyonlarca Müslüman'ın kanı senin ellerine-boynuna-yüzüne bulaşmadan evvel bunları söyleyecektin!
Kendini çok kötü kullandırdın be delikanlı. Seninle işleri bitince de
tek kullanımlık kağıt mendil gibi silkeleyip bir kenara bıraktılar.
Şimdi Türk Milleti dese ki; Ey Obama, bu ekibi bize sen ve Pensilvanya'lı kakaladınız. Bunlar on bir yıldır bizim anamızı ağlattılar. Bu ekibi sana hiç peşinsiz, kredi kartına 36 taksitle geri versek, bize ne ödersiniz?
İnan 'Ağlayan Usta', sana ve ekibine karşılık ne naylon bir leğen ne de birkaç düzine çamaşır mandalı bile vermezler. Bunlar böyle gaddar tüccardır be
'sulu göz usta.'
'İsrail'e konuştum, cevap Amerika'dan geldi, bu ne iş' diyorsun ya, onu da anlatayım.
Hani, EL Kaide Lideri vardı, sen dizinin dibine çökmüştün. Nasıl ki dünyanın bir ucundan biri ona laf söylerse, sen anında cevap veriyorsan, bu da öyle
bir iş.
Nasıl ki sen, binlerce insanın canını almış, İngiliz yapımı 'Müslüman Kardeşlere' laf söyletmezsen, Amerika'da İsrail'e karşı kimseyi konuşturtmaz be
'hassas usta.'
Bir örnek daha vereyim, ama lütfen ağlama usta. Sonunda beni de ağlatmaya niyet ettin galiba.
Ben bir yazı yazıyorum. Örneğin Bakanlardan birini eleştiriyorum. Eleştirdiğim Bakan, dava açmıyor, ama 'Hizmet Hazretlerinin' beslediği bir savcı, Türkiye'nin her hangi bir ilçesinden 'reysen' dava açıyor! Çünkü o savcı, TC Devletinin Cumhuriyet Savcısı değil, Hizmet Hazretlerinin tetikçisidir.
İşte ABD ile İsrail arasındaki ilişki senin El Kaide, Müslüman Kardeşler veya Rabia ile olan ilişkilerinden bile daha yakındır. Karı-koca, abi-kardeş ilişkisi gibidir. Birine posta atarsan, şamar diğerinden hem de hiç ummadığın bir zamanda gelir.
Sen bunu bilmiyor ve henüz öğrenmediysen, sakın siyaset için sokağa bile çıkma. Hazır gelmişken kal Potamya'da. Arada bir Gürcistan'a gider, orada da akrabalarınla hasret giderirsin.