Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, geçtiğimiz günlerde Batman’da düzenlenen AK Parti merkez ilçe 8’inci olağan kongresinde yaptığı ‘laiklik’ açıklaması üzerine tepki topladı.

Bakan Tekin, yaptığı açıklamada, “Sizin laiklikten anladığınız şey şu; 1940'lı yılları hatırlayın, camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşın Kur'an-ı Kerim öğrenmesini yasaklamak. Siz bunları laikliğin gereği olarak yaptınız. O zaman sizin laiklikten anladığınız şey ile benim laiklikten anladığım şey aynı değil. Ben laiklikten bütün vatandaşların, hangi dine inanırlarsa inansınlar dini inanç ve ibadet hürriyetinin devlet garantisi altına alınmasını anlıyorum. Sen laiklikten, Müslümanların inanç özgürlüğünün prangalar altına alınmasını, yasaklamasını anlıyorsun. Kendi icat ettiğin bir laikliği bana dayatıyorsun. Bu olmaz. Üniversiteye başörtüsüyle gitmek isteyen çocuğu ikna odalarına almayı laiklik gereğiyle yaptınız. Kendi ideolojik bakış açılarını bize dayatmak isteyen birileri evrensel tanımlamalarla asla örtüşmeyen kavramları bize dayatıyorlar ve bizi bunun üzerinden eleştiriyorlar" ifadelerini kullandı.

‘LAİKLİK ADINA YAPILAN ZULÜMLERİ GÖRDÜK’

Ender ALDANMAZ yazdı... Bir devrimcinin anlatımı: Muazzez Hanım’ın anketinde ‘hayvanlarla ilişki’ sorusu! Ender ALDANMAZ yazdı... Bir devrimcinin anlatımı: Muazzez Hanım’ın anketinde ‘hayvanlarla ilişki’ sorusu!

Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Ali Kaya, Bakan Tekin’e gelen tepkileri değerlendirdi. Kaya, Tekin’in açıklamalarını desteklediğini belirterek, “Yaşımız itibariyle belli şeyleri yaşadık. Söylediği şeyler yanlış şeyler değil. 28 Şubat sürecinde ailemizde yaşadık bazı şeyleri. Laiklik adına yapılan zulümleri gördük. Bir insan başı örtülü diye bir öğretmenin okula giremediği, başını okulun lavabosunda açtığı anda ‘lavaboya dahil giremezsin burası kamusal alan’ diye dayatıldığı dönemleri, öğrencilerin başı örtülü diye kapılardan döndürüldüğü ve okullardan atıldığı dönemleri yaşadık. Bu gözler bunları gördü. Bunların hepsi laiklik adına yapıldı” dedi.

‘BAKAN TEKİN’İN KONUŞMASI YERİNDEDİR’

Kendisinin de süreç içerisinde zorluk çektiğini ve Bakan Tekin’in konuşmalarının yerinde olduğunu belirten Kaya, “‘Bunlar serbest olursa kendi inançlarını bize dayatacaklar, herkesin başını örtecekler’ korkusu vardı onlarda, böyle bir şey olmadı. Kamu kurumlarında bir rahatlama oldu. Başını örten de örtmeyen de rahat bir şekilde inancının gereğini yapıyor ve kimse kimseye karışmıyor. Biz o dönem de özgürlüğü savunduk bugün de özgürlüğü savunduk. Bakan’ın o anlamdaki konuşması yerindedir. Söylediğinde bir yanlış yok bana göre. Bakan’ın sözlerine tepki koyanlar ‘bunlar yapılmadı’ diyemiyorlar. Bunun yaşayan tanıkları var. Laiklik adına yapılan çağdışı uygulamaların bir kısmını da kendimde, ailemde, çocuklarımda yaşadım” ifadelerini kullandı.

‘BİZİM LAİKLİKTEN ANLADIĞIMIZ…’

Kendilerinin ‘laiklik’ kavramına bakış açılarını anlatan Kaya, “Laiklik; devletin din karşısında vatandaşına karşı tarafsız olması, bir baskı uygulamaması, özgürlük ortamını oluşturması. Bizim laiklikten anladığımız ve savunduğumuz da bu. Devletin bu anlamda vatandaşın inancına ve değerine saygı gösteren bir devlet olması. Demokratik devletten yanayız” açıklamalarında bulundu.

‘YAŞADIĞIMIZ ORTAMDA BİR LAİKLİK PROBLEMİ YOK’

AK Parti iktidarında birçok şeyin çözüldüğünü belirten Kaya, “Bizim yaşadığımız ortamda bir laiklik problemi yok. Özellikle AK Parti iktidarında birçok şey çözüldü. Biz 11 milyon 300 bin imzayla başörtüsü yasağı kaldırılsın diye imza toplamış bir teşkilatız. Bu sıkıntıları birebir yaşadık. Hastaneye alınmayan, orduevine çocuğunun düğününe katılamayan insanları biliyoruz. Bunlar bu ülkede yaşandı maalesef. Savunacağımız şey özgürlükten yana olmak. Bizi biz yapan değerlerin yanındayız. Bu anlamda bakanın söylediği doğru, bu yönüyle de destekliyoruz. Karşı çıkanlar neye karşı çıkıyorlar bunu ben anlamıyorum. Geçmişte yanlışlar yapıldı, onlar bir daha olmaması için bu ülkenin demokratik bir ülke olması için hep beraber el birliği mücadele edeceğiz” dedi.

ARA TATİLİN ARDINDAN OKULLARDA NEYE İHTİYAÇ VAR?

Ara tatilin ardından yeniden açılan okulların sorunlarına değinen Kaya, “Norm fazlası öğretmenlerle ilgili sorunlar var. Epey birikmiş öğretmen var, bunların atamalarıyla ilgili olan süreç arkadaşları tedirgin ediyor. İlişik kesmeyi dönemin sonuna bıraktılar. Bir tarafta norm ihtiyaçları var, diğer tarafta fazla var. Bunların makul ölçüde birleştirilmesi gerekiyor. Bu birleştirmeler yapılırken de öğretmen arkadaşlarımızı mağdur etmeden bunu yapmak gerekiyor” dedi.

Dönem başında okullarda yaşanan temizlik personel sorununun kısmen çözüldüğünü ancak tamamen çözülmesi için personel kadrosu olması gerektiğini belirten Kaya, “Okullarda dönem başı temizlik personeli sıkıntıları vardı, kısmen çözüldü. Yetersiz bir çözülme oldu. Bunun da aynı öğretmen ve yönetici normunda olduğu gibi belli bir norm kadroya bağlanarak her okulda standart kadrolu personel tahsis edilerek bu işin çözülmesi gerekiyor. Her yıl okulun temizliğinin ve güvenliğinin konusu sıkıntılı süreçlerle başlıyor” ifadelerini kullandı.

‘MAARİF MODELE DAİR ELEŞTİRİLERİMİZİ VE DESTEKLERİMİZİ SUNDUK’

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile birlikte değişen müfredata değinen Kaya, son olarak şu ifadeleri kullandı:

Maarif modeli yeni öğretim yılında uygulanmaya başlandı. Biz konuyla ilgili bir ön kabulden ziyade ciddi araştırmalar ortaya koyduk. Konuyla ilgili 4 ciltlik getirdiğimiz eleştiriler ve desteklediğimiz kısımların da olduğu bir yayın ortaya koyduk. Müfredat akıcıdır. Dünya şartları, meslekler, ihtiyaçlar, iletişim vasıtaları değişiyor. Buna göre de eğitimin ve yöntemlerinin güncellenmesi gerekiyor. Ana ve temel dinamikler sabittir bunun dışındaki değişkenler değişmeli. Çocukların ellerinde bilgisayarlar var. Bilgiye ulaşım sıkıntısı yoktur, herkes her türlüye bilgiye ulaşıyor. Eğitimin şeklinin, yönteminin değiştiği ve eğitim kurumlarını da ciddi oranda etkileyecek bir süreç içerisindeyiz.