İzmirli sanayici Haluk TEZCAN, yazarımız İhsan Özbelge ÖZDURAN’ın sorularını yanıtladı.

'Ege'de Sonsöz' sayfalarında, bu hafta un sektöründen duayen bir sanayiciyi konuk ettik… Tezcan Un ve Egem Un Yönetim Kurulu Başkanı, EBSO Meclis üyesi Sn. Haluk Tezcan ile; su kadar aziz bildiğimiz, öpüp başımıza koyduğumuz nimet, ekmeğimizin hammaddesi olan unun serüveninden bahsettik…

ALOSBİ (Aliağa Kimya İhtisas ve Karma Organize Sanayi Bölgesi) Yönetim Kurulu Başkanı olarak ise; Türkiye'ye örnek teşkil eden bir sanayi bölgesinin hızla parlayan yıldızını ve bu yıldızın ışığı ile yön bulan; eğitim, üretim ve enerji konularına değindik…

Babadan oğula geçen sağlam bir iş ahlakı ve mütevazı duruşu ile çalışmayı ilke edinmiş, kıymetli dost Haluk Tezcan ile okurlarımız için bir araya gelmek son derece keyifliydi…

***

Haluk Tezcan'ı, sizden dinlemek isterim…

Babadan oğula, kendini; tüm geçmiş ve gelecek maddi ve manevi servetini sanayiye adamış biriyim... Çalışmayı ve üretmeyi; ülkemi seviyorum…

TEZCAN UN'UN İZMİR'DEKİ YÜKSELİŞ ÖYKÜSÜ…

Tezcan Un'un kuruluş hikayesini ve bu günlere gelişini anlatır mısınız?

60 yıldan beri süregelen değirmencilik geleneğini tecrübesi ve profesyonelliği ile sürdüren Tezcan Un ailesinin kurucusu babam merhum Yüksel Tezcan'dır… Ailesinden gelen değirmencilik faaliyetlerini 1991 yılında Bornova'daki 150 ton/gün kapasiteli fabrikamız ile İzmir'e kazandırmıştır… Üretim kapasitemizi arttırmak amacıyla 1999 yılında İzmir'in Menemen ilçesinde 750 ton/gün kapasiteli fabrikamızı kurarak, geniş kapsamlı analizlerimiz sonucunda tüketicilerimize kaliteli ve verimli buğday unu sağlamaktayız… Tezcan Un, müşterilerinin ihtiyaçlarına ve isteklerine hızlı ve güvenilir şekilde Cevap vermekte, bünyemizde bulunan araç filomuz ile ürünlerimizi müşterilerimize en uygun şartlarda ulaştırmaktadır…

2005 yılında, Tezcan Un kapılarını Dünya'ya açmıştır.

Bugün 30'dan fazla ülkeye ihracat yapan fabrikamız bu başarısını tesisinde bulunan son teknolojide ki makinelerine ve ekip ruhuyla hareket eden değerli çalışanlarına borçludur…

2007 yılında kaybettiğimiz kurucumuz Yüksel Tezcan'dan sonra yönetim kurulu başkanlığı görevini üstlenerek üçüncü nesil olarak görevimi sürdürmekte ve sektör liderleri arasında, ilk günkü heyecanımız ile yatırımlarımıza devam etmekteyiz…

Sektörde her zaman yeniliklere öncü olmak, iç ve dış piyasalarda liderler arasında yer almak bilinciyle hareket eden Tezcan Un, AR-GE alanında da başarılarını sürdürmektedir. Kendi öz kaynaklarımız ile Ege Bölgesi'nde ilk ve tek 'Kurutulmuş Un' ve 2012 yılında da yine bölgede ilk ve tek olan 'Organik Un' üretim tesislerini hizmete sokmanın haklı gururunu yaşamaktayız…

Un sektörünün yanında farklı iş kollarında da faaliyetleriniz var mı?

ICEBERG Markası ile 2009 yılından beri sektöre soğuk hava deposu olarak hizmet vermekteyiz… Faaliyette bulunduğumuz gıda sektörünün açığa çıkan tüm depolama ihtiyaçlarını göz önüne alarak dizayn edilen tesisimizde bütüncül kalite anlayışı ile insana, çevreye, ekonomik ve ahlaki değerlere sahip çıkılarak müşterilerimizin beklentileri en üst düzeyde karşılanmaktır…

BUÐDAY İTHALATIMIZ NEDEN BU KADAR YÜKSELDİ?

Un üretiminizin ihracattaki payı nedir, hangi ülkelere ihracat yapmaktasınız? Ülkemizde un üretim ve tüketim miktarı ne kadardır?

İzmir'in Menemen İlçesinde yer alan fabrikamız, havayolu, karayolu ve deniz yolu ulaşımına eşit uzaklıkta yer almaktadır. Tezcan Un olarak bugün 30'dan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Madagaskar, Angola, Venezuella, Haiti, Panama, Filipinler,Endonezya, Brezilya ve Tayland ihracat yaptığımız ülkeler arasındadır… Yıllık un üretim miktarımız 225 bin ton olup; yıllık ihracat 75 bin ton civarındadır…

Buğday ithalatımız son 20 yılda müthiş bir artış gösterdi… Örneğin, geçen yıl (2020) ürettiğimizin yüzde 48'i oranında buğday ithal ederek dünya rekoru kırdık… Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Buğday ithalatımız dört nedenle artış gösteriyor…

1. Buğday unu ihracatımız karşında, buğday ithal edilmesi…

2. Buğday fiyatlarının enflasyon karşında düşük kalması sebebiyle çiftçinin buğday ekimindan uzaklaşması…

3. Köylerimizin nüfusunun yaşlanmış olması…

4. Küresel ısınmanın etkileri…

Bu dört ana sebepten dolayı buğday ithal etmek zorunda kalıyoruz...

Görüyoruz ki, buğday üretim alanları devamlı azalıyor, çiftçiyi üretime teşvik etmek için neler yapılmalıdır?

Buğday üretiminin artması için toprakla insanımızın buluşturulması gerekli; aynı zamanda eğitimi toprak ve teknoloji ile geliştirmek zorundayız... Tarım ve Orman Bakanlığımız planlamayı ve organizasyon şemasını günümüz koşulları çerçevesinde yeniden belirlemeli ve ürüne teşvik vermelidir…

Son yıllarda verilen hibe destekleri ile birçok un tesisi kurulmaktadır. Üretimin azaldığı bir dönemde bu tesislerin tam kapasite faaliyet gösterebilmesi mümkün mü?

Un fabrikası sayımızın çok fazla olduğu bir gerçek, yaklaşık nüfusumuzun dört katı kapasitemiz bulunmaktadır. Maalesef Türkiye'de planlama yapılmadığı için, bu plansızlıktan dolayı atıl kapasitemiz bir hayli fazla bulunmaktadır. Bunun için tam kapasite faaliyet gösterilmesi mümkün olmuyor… Bu konuda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından hükümetimiz nezdinde çalışmalar yapılması gerekmektedir…

UN VE EKMEK FİYATLARI NEDEN HIZLA YÜKSELİYOR?

Buğday hasat mevsimi olmasına rağmen un ve ekmek fiyatlarında gözle görülür bir artış var… Bunu neye bağlarsınız?

Uzun yıllardan beri buğday fiyatları enflasyonun gerisinde kalmış olması sebebi ile son iki yıldan beri enflasyonun üstünden fiyatlandırılmıştır. Dünya fiyatlarıyla eş değer hale gelmiştir. Daha da yükselmesi buğday ekimlerini ve hasatların artışını teşvik edecektir… Ekmek fiyatlarındaki un maliyetlerin sadece %28'ini oluşturmaktadır. Un sektöründe olduğu gibi %85 hammaddesi buğday olan üründeki fiyat artışı ile ekmekteki un fiyat artışı eş değer değildir…

Kadınların hamur işleri ile içli dışlı olduklarından yola çıkarak soruyorum. Bu sektöre, elinin hamuru ile girmiş kadın girişimci var mı?

Kadınlar başımızın tacı… Her alanda olmaları bizi mutlu eder. Kadın girişimciler aslında tarım ve gıda sektörünün görünmeyen kahramanları... Sektörümüzde başarılı iş kadınlarımız bulunmaktadır, onları da gururla izlemekteyiz…

ALOSBİ, TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ…

Aliağa Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı olarak, Türkiye'nin en büyük OSB'si olan ALOSBİ'den bahseder misiniz?

Yatırım yapmak için, Türkiye'nin parlayan yıldızı ALOSBİ, çok önemli bir şans… Şahsen ben de bu yapının içinde yer almaktan dolayı mutlu ve gururluyum. Dünyanın en modern organize sanayi bölgesi ALOSBİ; global pazarda etkin rol oynayan, yerli sanayicilerin olduğu kadar, yabancı yatırımcıların ve yabancı ortaklı Türk firmalarının da ilgi odağı ve her geçen gün değeri artan bir cazibe merkezidir… Aliağa Organize Sanayi Bölgesi, markalaşma yolunda hızla ilerleyen, ülkemiz açısından çok önemli bir değerdir… Planlı sanayi gelişimi ile içerisinde bulunduğu Aliağa'nın, sanayi ilçesi olmasını sağlayan en önemli unsurlardan birisidir… Tüm ulaşım modları ile bütünlük içerisinde olması, hammaddeye ve pazara yakınlığını sağlayan lojistik avantajlar, ALOSBİ'nin stratejik üstünlüğünü ön plana çıkarmaktadır...

ALOSBİ, modern ve teknolojik altyapısı ile sanayicilere ideal yatırım ortamı sunmaktadır. Bakanlığımız tarafından bölgenin % 40'ının Kimya İhtisas ilan edilmiş olması bölgenin cazibesini daha da arttırmıştır.

Sanayici profilimiz her geçen gün gelişmekte ve güçlenmektedir. Sanayicimizin beklenti ve taleplerinin artması, bölgemizin hizmet kalitesinin daha ileriye, daha iyiye taşınmasına yardımcı olmaktadır.

Amacımız; Sanayici dostlarımızla birlikte geleceğin en modern sanayi kentini yaratmak; geleceğin kentini yaratırken, geleceğin kaynaklarını bugünden tüketmemek… Çünkü biliyoruz ki, en büyük sorumluluğumuz gelecek nesillere karşı!

ALOSBİ'nin doluluk oranı nedir, genişleme alanı konusunda talebiniz var mı?

ALOSBİ Aliağa Organize Sanayi Bölgesi (ALOSBİ), 1997 yılı yatırım programında 'Sanayi Bakanlığından kredi kullanmadan kurulacak Organize Sanayi Bölgesi' olarak yer almış ve Ege Bölgesi Sanayi Odasının (EBSO) öncülüğünde, Aliağa Ticaret Odası ve İzmir İl Özel İdaresinin katılımıyla kurulmuştur.

Bu yaygın ve güçlü kurucuları sayesinde, 4.777.779,23 m2 olan toplam sanayi parselinin yaklaşık %77'sinin yatırımcılara tahsisi gerçekleşmiştir…

Özellikle sanayicilerin büyük parsel taleplerine cevap verebilmek amacıyla, Sanayi Bakanlığı nezdinde ALOSBİ'nin genişlemesi için proje sunulmuş ve Bakanlık tarafından yapılan değerlendirmeler sonrasında yer seçim işlemi tamamlanmıştır…

Bu projenin bir an önce hayata geçirilmesi sayesinde 8.733.078,13 metrekarelik bir genişleme alanı ALOSBİ'ye dahil edilerek ülke kalkınmasına öncülük edecek örnek bir organize sanayi bölgesini ülkemize kazandırmak amaçlanmaktadır.

2019 yılı sonlarında açılan Kuzey Ege Otoyolu İzmir'in Menemen İlçesinden başlayıp Çandarlı Limanı'nda son bulmaktadır. Otoyol üzerinde Aliağa için iki adet giriş-çıkış yapılmıştır. Bunlardan bir tanesi organize sanayi bölgemize ait, bir diğeri de Aliağa Limanlar bölgesine aittir. Bu sayede organize sanayi bölgesinden çıkan bir taşıtın Aliağa Limanlar Bölgesine ulaşımı çok daha hızlı yapılabilmektedir. Bölgemizde üretilen bir ürün, 15 km sonra ihracat için limana giriş yapabilmektedir...

Aynı zamanda bu otobanın son noktası olan Çandarlı Limanı ile bölgemiz arasındaki ulaşım otoban üzerinden sağlanabilmektedir. Halihazırda Çandarlı Limanına olan mesafemiz 25 km'dir. Otoban sayesinde limana ulaşım çok daha hızlı yapılabilmektedir. Şu an için kullanılmayan limanın, kullanıma açılmasıyla birlikte, bölgemizin konumu itibari ile tercih eden yatırımcı sayısı artış gösterecektir…

Kuzey İzmir bölgesinin karayolları ulaşım ağına yapılan yatırım sayesinde, senelerdir kullanılan, özellikle sanayi tesislerinin sebebiyet verdiği büyük trafik sorunu olan, İzmir'in Kuzeyi ile merkezi arasında bağlantıyı sağlayan İzmir-Çanakkale yoluna alternatif üretilmiştir. Böylece, organize sanayi bölgesi içerisinde üretim yapan firmalar, mavi ve beyaz yaka çalışanlarının İzmir merkez ile bağlantısını çok daha hızlı şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Bu sayede bölgemizde üretim yapan firmaların personel ihtiyacı, ulaşım kolaylığı nedeniyle İzmir'in merkezinden veya komşu ilçemiz olan Bergama'dan karşılanabilmektedir. Ulaşımın bu kadar hızlı olması, personel bulmak açısından bölgemizde yatırım yapan firmalara büyük kolaylık sağlamaktadır.

Bu noktada ALOSBİ'nin istihdam ve ihracat miktarı nedir?

Aliağa'da nitelikli insan gücü, gelişmiş lojistik ve teknolojik alt yapısı ile birçok yerli ve yabancı firmaya ev sahipliği yapan ALOSBİ'nin istihdama katkısı çok büyüktür ve daha da büyük olacaktır.

Halihazırda bölgenin sanayi parsellerinin yaklaşık üçte birlik kısmında üretim gerçekleşmektedir. Artan talepler sonucunda inşaat halindeki parsel sayısında da artış görülmektedir. Mevcutta faaliyet gösteren firmalarda yaklaşık 6500 kişinin çalışmaktadır.

Artan parsel talepleri ve büyük parsellerde süren inşaatların bitmesi sonrasında bu sayının çok daha fazla olması beklenmektedir.

Ayrıca yine son üç yılda, 3,5 Milyar doların üzerinde ihracat gerçekleştirilen Aliağa'da bu rakamı sağlayan ana sektörler, kimya, rafine edilmiş petrol ürünleri, plastik, kauçuk ve metal sanayidir.

ALOSBİ'NİN YENİLENEBİLİR ENERJİ PROJELERİ…

ALOSBİ'nin yenilenebilir enerji ile ilgili uygulamaları ya da projeleri nelerdir?

Ülkemiz yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitliliği ve potansiyeli bakımından zengin bir ülke. Özellikle gelişmiş ülkelerde yenilenebilir enerji kaynakları olan hidrolik, rüzgar, jeotermal, güneş, biyoküte, hidrojen vb. enerji kaynaklarından başta elektrik üretimi olmak üzere çeşitli yollarla yararlanılmaktadır.

En önemli özelliğimizden biri olan yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanmak adına bizde yeşil alanlar ve çevreci teknoloji yatırımlar kapsamında bölgemiz içinde 2019 yılında tüm yatırım maliyeti bölgemiz tarafından karşılanan 1 MW gücünde rüzgar enerji santrali kurularak devreye aldık.

Bununla Türkiye'nin yeşil OSB'si olma yolunda emin adımlarla iletleyen ALOSBİ enerji tedariğinde yenilenebilir kaynaklara yönelmeyi sürdürmektedir. Yenilenebilir enerji üretim kapasitesini arttırmaya yönelik ilave türbinlerin kurulması planlanmaktadır. İlerleyen dönemde planlanan 20-25 MW kurulu gücündeki rüzgar enerji santrali için rüzgar ölçüm direği kurulumu ihalesine çıkılarak kapasitesinin arttırılması için ilk adım atılmıştır. Yeni kurulması planlanan türbinler ile bölgenin ihtiyaç duyduğu enerjinin önemli bir kısmının sağlanması hedeflenmiştir. ALOSBİ'de üretilen temiz enerji ile bölge içerisindeki firmaların üretim yapabilmelerine katkı sağlanacaktır.

Ayrıca yine yenilenebilir enerji kapsamında devam eden projelerimizden biri de; Yağmur suyunun hasadı projesi olup:

Bölgemizde belirlediğimiz üç noktada yağmur suyunun yeniden kullanım için yerinde biriktirilmesi ve depolanması hedeflenmektedir.

Bir diğer devam eden projemiz ise:

Aliağa Kimya İhtisas Ve Karma Organize Sanayi Bölgesini ilerleyen yıllardaki su ihtiyacının karşılanması için yenilenebilir enerji kaynakları ile deniz suyunu buharlaştırma yolu ile tuzsuzlaştırılması; sadece güneş etkisinin doğal yolla, basit bir buharlaştırma sistemi uygulanarak deniz suyundan içme suyu elde edilebilirliği ile ilgili çalışmalarımız devam etmektedir.

Yapımına başlanan (ALOSBİ) mesleki ve teknik eğitim lisesinden söz eder misiniz?

Dünya'da olduğu gibi Türkiye'de de nüfusun kırdan kente göçü sürmektedir. Böylece ekonomik yapıda nitelikli personel sorunu da söz konusudur. Bugün ülkemizde pek çok sektör yetişmiş ara eleman bulmakta sorun yaşamaktadır. Firma bağımlılıklarının diğer çalışanlara göre daha yüksek olduğu bilinen ara elemanlar, genelde çalıştıkları firmalardan ciddi bir sorun yaşamadıkça kolay kolay ayrılmıyorlar.

Hem sayılarının az olması, hem sirkülasyonların düşük olması nedeni ile arandıklarında kolay bulunamıyorlar. Bu düşünceyle özellikle bölgemizde üretim yapan firmaların taleplerinin karşılanması amacıyla üretim kolları da dikkate alınarak, mesleki ve teknik eğitim lisesi eğitimi ile ara eleman yetiştirilmesine karar verilmiştir.

Öğrencilerle sanayicilerin ilişkilerini geliştirmenin, öğrencilerin mesleki eğitim kalitesinin artırılmasında önemli bir role sahip olduğu görüşüyle, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Aliağa Kimya İhtisas ve Karma Organize Sanayi Bölgemizin katkılarıyla, bölgemiz içerisinde ayrılan eğitim alanına teknik meslek lisesi inşaatına başlanmıştır.

İnşaatına başlanan meslek lisesi projesinde, 1500 m2 taban oturumlu okul binası, 750 m2 taban oturumlu kapalı spor salonu ve 2500 m2 taban oturumlu yurt binası bulunacaktır. İnşaatı devam eden kampüste, eğitim öğretim hayatına 2022 yılı içerisinde başlanması planlanmaktadır.

TEKNİK VE MESLEKİ EÐİTİMİN ÖNEMİ…

Atatürk Organize ve Kemalpaşa Organizede eğitim veren ve çok fazla talep gören bu mesleki okullara giriş başarısı yüzdelik hesaplama ile mümkün oluyor. Teknik ve mesleki eğitimin önemini tekrar hatırlıyoruz galiba. Ne dersiniz?

Sanayicilerin ihtiyacı doğrultusunda, öğrencilerin fabrikalarda yapılan üretimin bir parçası olması ve mezun edilen öğrencilerin yapacakları işle ilgili tecrübe sahibi olarak mezun olmaları malumunuz; çok büyük önem taşımaktadır. Teknik ve Mesleki liseden mezun olan öğrenciler bölgemizde yatırım yapan firmaların yetişmiş ara elaman ihtiyacını karşılayacaktır. Bu yapıda bir okulun bölgemiz içerisinde yer alması, yetişmiş ara eleman ihtiyacının karşılanabilmesi açısından yatırımcının bölgemizi tercih etmesini sağlayacaktır. Bu açıdan oldukça önemlidir ve bölgemizin cazibesini arttırmaktadır.

Bölgenizde açılacak olan bu teknik lisesinin de aynı başarıyı yakalayabilmesi için okulun yönetimi ALOSBİ tarafından mı yürütülecek?

Ülkemizi büyütmek, gelişmiş ülkeler sınıfına sokmak, devamlı ileriye taşımak ve Ulu Önder Atatürk' ün gösterdiği hedeflere ulaşmaksa amacımız; eğitim'in önemini hep birinci sırada tutmalıyız. Bu konuda devletimizin olanakları ve aynı bakış açısıyla eğitime verilen önem düşünüldüğünde; 'işi, işi bilene bırakmak' doğru diye düşünüyoruz ve okulun işletmesini Milli Eğitim Bakanlığımız ile işbirliği içerisinde yapmayı hedefliyoruz.

Son sorumu şöyle sormak isterim… Bu ülkeyi ayağa kaldıracak en önemli üç hedefi nasıl sıralarsınız?

Ülkemiz inanılmaz ve asla tükenmeyecek kaynaklara sahip; yapmamız gereken; kıymet bilmek; ortak akıl, güven vermek ve güvenmek… Tüm bunların yanında; gerçekten hakkıyla çalışmak…

***

Cumhuriyet Türkiyesi'nin sanayileşme hareketlerinde, sanayi çarkının ilk dişlilerinden olan un değirmenleri...

Ve… Ülkemizin yerli üretimi ile kendi kendine yettiği zamanlardan bugünlere değin, ekmeğimizin varoluş hikayesi…

Ümidim odur ki…

Gün olur devran döner de; tarımın, toplumsal kalkınmanın belkemiği olduğu şuuru ülkemizde tekrar gelişir...

İyileştirilmiş tarım politikaları ile tarım ürünleri ihracatından söz edildiği zamanlara erişmek tekrar mümkün olur...

Sanayiye, tarıma ve de tarımsal sanayiye; yürekleri ve emekleri ile bereket katanlara şükranlarımla…