Muazzez İlmiye Çığ’ı kaybetmiş olmanın üzüntüsü ile yazıyorum bu yazıyı… Sümer ve Hitittarihi alanındaki dünyanın en önemli uzmanlardan biriydi. Anne ve babası Türkiye'ye göç etmiş Kırım Tatarları olan Çığ, I. Dünya Savaşı'nın başlamasından birkaç hafta önce, 1914 yılında Bursa'da doğmuştu. Çeşitli sivil toplum örgütlerinin toplantılarında kendisi ile defalarca söyleşiler yaptık. O söyleşilerden birinde bir dostumuzun söylediği “Son Sümer Kraliçesi” tanımını çok sevmişti.

Çığ Hocamız, Anadolu ve Mezopotamya tarihinin en eski dönemlerinden bize bilgiler taşıdı. Dünyada bu çalışmalarla büyük bir ün kazandı, aynı zamanda bir kadın bilim insanı olarak bu alandaki ilklerden biri oldu.

Ankara Üniversitesi'nde Hititoloji bölümünden 1940'ta mezun olan ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde çalışmaya başlayan Çığ, Sümer, Asur ve Hitit uygarlıkları üzerine uzmanlaşmıştı. Özellikle Sümer tabletlerinin çözümlenmesi ve yayınlanmasında önemli katkılarda bulunmuştu. Muazzez İlmiye Çığ'ın en önemli eserlerinden biri, Sümer tabletlerinin çözümlenmesi ve yayınlanması üzerine yaptığı çalışmalardır.Özellikle "Sümerlilerde Tufan, Tufan Hikayeleri ve Nuh Tufanı" adlı kitabı büyük ilgi görmüştür. Bu eser, Sümer mitolojisi ve kültürü hakkında derinlemesine bilgi sunar ve Çığ'ın uzmanlık alanındaki önemli katkılarından biridir.

Muazzez İlmiye Çığ, aynı zamanda laiklik ve kadın hakları savunucusuydu. Çalışmaları ve yazılarıyla tanınan Çığ, birçok kitap ve makale yayımladı.Kadınların eğitimine büyük önem veriyordu, zamanda kadınların tarih ve bilim alanlarındaki yerini güçlendirmek için çeşitli platformlarda konuşmalar yapıyordu.

Çığ, hem akademik dünyada hem de toplumda önemli bir figür olarak yerini almıştı.

Çakma tarihçi değil gerçek tarihçiydi…

Muazzez İlmiye Çığ, eğitimli ve güçlü kadınların toplumsal değişimdeki rolüne inanmış bir isimdi. Çığ, kadınların eğitimine önem vererek, onların bilimsel ve entelektüel alanlarda yer almasının gerektiğini savundu, kadınların kendilerini ifade etme, toplumsal ve kültürel katkılarda bulunma haklarına saygı gösterilmesi gerektiğini her fırsatta dile getirdi.

Kadınların toplumda daha fazla yer alması gerektiği düşüncesiyle, hayatı boyunca pek çok platformda kadınların eğitimine ve toplumsal hayattaki rollerine dair konuşmalar yaptı.  Ayrıca, bilimsel çalışmalarının yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliği üzerine de yazılar kaleme aldı.  Kadınların toplumsal ve kültürel katılımını destekleyici söylemleri, kadınların tarihsel ve kültürel mirasa dair yerini de vurgular.

Muazzez İlmiye Çığ, sadece akademik çalışmalarında değil, kültürel mirasın korunması ve topluma aktarılması konusunda da duyarlıdır. Özellikle Sümerler ve Anadolu medeniyetlerinin tarihini araştırırken, bu medeniyetlerin toplumların kültürel zenginliğinin ve çeşitliliğinin bir yansıması olduğunu vurguladı. Bu bizler için sonsuza dek çok kıymetli kalmalı.

Kültürel mirasın korunmasının, bir ulusun kimliği için son derece önemli olduğuna inanır ve bu mirası gelecek nesillere aktarmanın toplumsal sorumluluk olduğuna dikkat çekerdi.

Çığ, tarihsel süreçlerdeki adaletsizlikleri ve toplumsal eşitsizlikleri eleştiren bir bakış açısına sahipti. Toplumun bireyleri arasında eşitlik ve adaletin sağlanması gerektiğini savunarak, tarihsel bilgiyi sadece akademik bir alanda değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı dönüştürme amacıyla kullanmaya çalışmıştı. İnsanların tarihsel, kültürel ve sosyal haklarının savunulmasının toplumsal barış için gerekli olduğuna inanmıştı.

Kadınların Bilimsel Katkılarının Önemini Vurgulama

Muazzez İlmiye Çığ, aynı zamanda Türkiye’de kadınların bilimsel alanlardaki katkılarının ve başarılarının daha fazla görünür olması gerektiğini savunmuş ve bu doğrultuda çalışmalar yapmıştı.  Bilim ve akademi dünyasında kadınların daha fazla temsil edilmesi gerektiğini belirterek, kadınların özellikle arkeoloji, tarih ve bilim gibi alanlarda erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmalarını savunmuştu.

Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağlı bir insan

Muazzez İlmiye Çığ, Atatürk ilkelerine sıkı sıkıya bağlı bir bilim insanı ve bu ilkeyi hem kişisel yaşamında hem de toplumsal meselelerde savunmuş bir figürdü. Atatürk'ün Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren izlediği modernleşme, çağdaşlaşma ve ilerleme politikalarını desteklemiş ve bu doğrultuda birçok çalışmaya imza atmıştır.

Çığ Hocamız, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti'ni çağdaş bir devlet haline getirebilmek için gerçekleştirdiği eğitim reformlarının toplumun kalkınmasındaki kritik rolüne olan inancını her fırsatta ifade ediyordu.

Kadın Hakları ve Atatürk’ün İleri Görüşlülüğü

Atatürk’ün kadınlara sağladığı hakların ve toplumsal hayatta onlara verdiği yerin çok önemli olduğuna inanan Muazzez İlmiye Çığ, bu alanda Atatürk'ün izlediği politikaları savunmuş ve bu reformların Türk toplumunda kadınların yerini güçlendirdiğini vurguladı. Özellikle kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi gibi devrimci adımları, hem toplumsal eşitlik hem de kadınların bilinçli bir şekilde toplumda yer almasının önünü açan adımlar olarak görmüş ve bu konuda toplumsal bilinç oluşturmak adına konuşmalar yaptı.

Laiklik ve Bilimsellik

Atatürk’ün laiklik ilkesini, hem kişisel hem de toplumsal düzeyde savunmuş bir isim olarak, Muazzez İlmiye Çığ, özellikle dini öğretilerin bilimsel eğitim ve toplumsal gelişimle örtüşmediğini düşündüğü için laiklik anlayışını benimsemişti. Atatürk’ün laiklik ilkesini toplumda güçlendirme adına eğitimde ve bilimsel araştırmalarda Atatürkçü bir duruş sergileyerek, bilimsel verilerin ve akılcı düşüncenin toplumda ön plana çıkmasını teşvik etti.

Atatürk’ün vizyonu doğrultusunda eğitim, kadın hakları, çağdaşlaşma ve tarihsel miras konularına derinlemesine ilgi duyan ve bu alanlarda aktif bir şekilde katkı sağlayan çok değerli bir insanı kaybettik.

Dileriz tüm kadınlarımıza örnek olur. Yerini doldurmak kolay değil.