EGEDESONSÖZ - Turistik ilçelerde otel alanı olarak belirlenmiş parsellerde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verdiği turizm işletme belgesi ile 6 kata kadar yapılaşma izni alan bazı şirketler inşaat aşamasında odaları lüks dairelere çevirerek satışa çıkarıyor. Satışlarla birlikte yüz milyonlarca liralık haksız kazanç sağlanırken ilçelerin turizm potansiyeli de zarar görmüştü. İzmir’de bu vurgunların adresi Çeşme ve Dikili oldu.

SonSöz TV’de Gazeteci-Yazar Muhittin Akbel’in konuğu olan TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Yıldırım konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Mimarlardan Meclis üyelerine “plan notu” çağrısı: Legalleştirmeyin! Mimarlardan Meclis üyelerine “plan notu” çağrısı: Legalleştirmeyin!

66Jm-2

TURİZM ALANINDA DAHA FAZLA İMAR
Planlarda turizm alanlarda kalan bölgelere daha fazla imar hakkı tanındığını kaydeden Yıldırım “Bu bir niyet öngörmek anlamına geliyor. Hukuken zorlanılan bir durum var. Ama niyet öngörmek için de gerekli şartlar oluşmuş oluyor. Çok tehlikeli bir durum. Bu sadece son zamanların değil, daha öncesinde de görülen bir şeydi. Kıyı kenar çizgisi kuralı, siz bir yerde turizm yapısı yaptığınızda size daha fazla inşaat hakkı tanıyor. Bazı yaptığınız alanları, emsalden düşüyor. Ne gibi? Bir otel yapıyorsunuz, çamaşır odası, lojman gibi kullanımları esnek tutuyor. Bunlar turizm-konut tercihli alanlar genelde. Konut yapacaksanız 100 binim konut yapabiliyorken, turistik tesis yapacaksanız bu rakam 130’a falan çıkıyor.” Dedi.

RUHSATTA OTEL, İLANDA REZİDANS
Kamunun yanıltıldığını ifade eden Yıldırım “Firmalar, turistik tesis yapacağına dair hem bakanlığa başvurusunu yapıyor, hem de ruhsat için belediyeye başvuruyor. Belediye önüne gelen belgelere bakıyor, bir de mevzuata bakıyor, uygun diyor ve ruhsat veriyor. Buraya kadar herhangi bir sorun yok. Sorun, bundan sonra başlıyor. Sonra görüyoruz ki o projeler sosyal medyada, reklam mecralarında, yerindeki bilboardlarda eşsiz rezidanslar olarak ifade ediliyor. Devlete yapılan, bir kamu kurumuna yapılan beyanın dışında bir uygulama yapılacağı duyuruluyor. Bu hem hukuksuz bir olaydır, hukuken aldığınız bir hakkı başka bir şekilde pazarlıyorsunuz! İkincisi, kamuyu yanıltıyorsunuz. Oradan konut alacak vatandaşı ve ruhsat veren belediyeyi de yanıltmış oluyorsunuz.

ODA OLARAK BELEDİYEYE DESTEK VERİRİZ
‘Belediye böyle durumlarda ruhsatı iptal edebilir mi?’ sorusunu yanıtlayan Yıldırım şunları söyledi:

“Bizce edebilir. Biz size bu ruhsatı turizm tesisi için verdik, ama reklamlarınızda görüyoruz ki burası turistik tesis değildir, burada bir işlev karmaşası vardır, o halde ben de belediye olarak ruhsatı iptal ediyorum, diyebilir. Belediye açısından kolay bir iş değil bu. Tavsiyemiz ruhsatları iptal etsinler. Ruhsat başvurularını gerekiyorsa geri çevirsinler. Çünkü belediye başkanları, kentlinin yanında yer almalı. Oda olarak belediye başkanlarına tüm desteğimizi vermeyi taahhüt ediyoruz. Meselenin bir de kamu zararı durumu var. Siz oraya turizm tesisi yaptığınızda kent dışından insanlar gelecek. Kente gelir sağlayacak, vergi durumu oluşacak. Siz bunları göz önünde tutarak orada fazladan inşaata izin veriyorsunuz devlet olarak. Ancak konut olarak satılıyor ve kentin bir kazancı söz konusu olmuyor, vergi kazancı olmuyor devletin ve en önemlisi kente katkısı olmuyor. Bu şekilde paylaşım yapılmış tüm yapılara belediye tarafından, bakanlık tarafından müdahale edilmesi gerekiyor. Burada Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın da sorumluluğu var. Madem turizm tesisi yapılsın diye izin veriyorsunuz, bari gidin bir kontrol edin, ne yapıyorlar diye bir bakın.