Böyle yazdım dün sosyal medya hesaplarıma… İzlediğim defile 6'ncı Fashion Prime; Tekstil, Hazır Giyim Tedarikçileri ve Teknolojileri Fuarı içinde düzenlenen DeğerliTasarımcı Ayfer Güleç'in imzasını taşıyan 'Meradan Podyuma' temalı keçe defilesi idi…
Neden mi 'meydan okuyan' anlatayım… Öncelikle son dönemde – bizim medyada pek görülmese de- tekstil, konfeksiyon şirketleri ağır suçlamalarla karşı karşıya… En önemli suçlama kaynakları 'fast-fashion' ve 'greenwashing' alanlarında. Bu konularda geniş malumat için Sakin Kitap'tan çıkan 'Yavaş-La' kitabımı öneririm. En önemlisi de su meselesi tabii ki.
Kısaca bilgi vereyim… FastFashion yani 'Hızlı Moda' en büyük suçlama kaynağı. Karşı cevap okumadığım için BM kaynaklarından gelen bilgileri aktarayım. Her yıl 1,92 milyon ton tekstil atığı oluşuyor ve bu, her saniye bir çöp kamyonunun kıyafetlerle dolması demek. Her saniye bir çöp kamyonu!
Hazır giyim sektörünün küresel emisyonları 2030 yılına kadar yüzde50 artacak
Yalnızca Amerika'da, her yıl tahminen 11,3 milyon ton tekstil atığı (tüm tekstil ürünlerinin yüzde85'ine denk geliyor) çöplüklere atılıyor ve bir giysinin giyilme sayısı 15 yılda yaklaşık yüzde36 azalmış. Şu anda pek çok eşya atılmadan önce yalnızca yedi ila on kez giyiliyor.
Her yıl okyanuslara dağılan mikroplastiklerin yaklaşık yüzde10'u tekstil ürünlerinden geliyor. Giysiler büyük bir mikroplastik kaynağı… Çünkü artık pek çoğu hem dayanıklı hem de ucuz olan naylon veya polyesterden yapılıyor. Ve yalnızca ABD'de 2020'de 2,6 milyon ton iade edilen giysi çöplüklere atıldı 2021 yılında.
***
Şimdi, defilenin de başarılı sunuculuğunu üstlenen Deniz DünyaoğullarıHünler'in tanımlamasıyla Ayfer Güleç'ten söz edeyim: 'O, kadim Anadolu kültürümüzün vazgeçilmez parçası keçeyi yaşatmak ve tanıtmak için 30 yıldır aşkla tasarımlar üreten bir kültürel miras elçisi…O, kadın emeğini gün ışığına çıkarmak ve dayanışmanın güzelliğine dairfarkındalık uyandırmaya kendini adamış bir güzel yürek…
Keçe Ustası Tasarımcı Ayfer Güleç'i bizlerle İzmir Köy-Koop Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer buluşturdu.
Neptün Soyer, konuşmasında su kullanımına özel bir vurgu yaptı: 'Dünyanın yüzde 70'i su ancak bu suyun yüzde 97'si tuzlu su. Sadece yüzde 2,5'u tatlı su. Bu yüzde 2,5 oranın sadece yüzde 0,3'ü kullanılabilir. Biz o kadar az suyla döngünün, doğanın içinde yiyoruz, içiyoruz, gıdamızı üretiyoruz ve aynı zamanda giyiniyoruz. Ama geldiğimiz bu dönemde iklim değişikliği denilen ama bizim artık kriz olarak gördüğümüz bu sorundaki en önemli nokta su. Ayfer Güleç ile buluşmamız da aslında su ile ilgili. Geldiğimiz noktada su kriziyle, merada hayvancılıkla, o hayvanların yünüyle, geçmişten gelen kadim bilgiyle sahip çıkmamız gereken en önemli özelliklerimizden biri olan bu sanata, keçeye farkındalık yaratmak istedik…'
Neptün Hanımın söylediklerine bir SlowFood lideri olarak benim de ekleyeceklerim var: Moda endüstrisi küresel atık suyun yüzde20'sinden sorumlu tutuluyor. Kumaşlara renk ve diğer kimyasalların uygulandığı işlemler olan boyama ve terbiye, küresel karbon emisyonlarının yüzde3'ünden ve küresel su kirliliğinin yüzde20'sinden fazlasından sorumlu tutuluyor.
Öte yandan bir kilogram pamuk üretmek için 20.000 litre su gerekiyor. Hızlı moda, büyük bir su kirliliği kaynağı olmasının yanı sıra, her gün büyük miktarlarda suyun israf edilmesine de katkıda bulunuyor. Bunu hayal etmek zorsa, sadece bir tişört yapmak için yaklaşık 2.700 litre suya ihtiyaç olduğunu düşünün; bu, bir kişinin 900 gün boyunca içmesi için yeterli olacaktır. Üstelik tek bir yıkamada 50 ile 60 litre arasında su kullanılıyor.
***
Defile öncesinde Tunç Başkan'ın dikkatimizi çektiği konular da dünyanın geleceği için duyduğumuz kaygılarla örtüşüyordu. Başkan Soyer şöyle dedi: 'Bizi bir araya getiren bu defileyi farklı kılan çok önemli bir özellik var. Meradan Podyuma Keçe ismini taşıyan bu çok değerli defile aslında bir ilk. Burada sergilenen sanat eserlerinin tamamı karbon emisyonu ve atık oluşturmadan üretildi. Bu yüzden her biri, iklim krizine ve kuraklığa karşı büyüttüğümüz mücadelenin birer sonucu. Tarihin en büyük yok oluş süreçlerinden birisine tanıklık ediyoruz. İklim krizi artık uzak gelecekte yüzleşmemiz gereken bir felaket değil. Hayatımızın her anında, iklim krizinin ve bunun sonucu olan felaketlerin etkilerini yaşıyoruz. Sulak alanlarımız, derelerimiz kuruyor... Seller, yangınlar, birbirini takip ediyor. Elimizi taşın altına koymak ve bu krizin üstesinden gelmekle mükellefiz. Nasıl mı? Yaşamın her alanında doğayla uyumlu çözümleri hatırlayarak ve yenilerini ortaya koyarak. Tıpkı bugün Meradan Podyuma Defilesinde olduğu gibi' dedi.
***
Şimdi sanıyorum anlaşıldı neden meydan okuyan defile dediğim…
Defile salonunda elbette keçeyi en iyi kullanan çobanlar da vardı ve kepenekleri ile yer almışlardı. Biz de onlarla bir hatıra fotoğrafı çektirdik.