Metehan UD / EGEDESONSÖZ – İzmir’in kuş cenneti olarak bilinen Gediz Deltası’nın bir kısmı sanayi yapılaşması riski ile karşı karşıya.
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace, Çiğli 2. Ana Jet Üssü ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin atıksu arıtma tesisi arasında kalan, 3,7 milyon metrekare büyüklüğündeki birinci derece SİT statüsündeki arazinin kendilerine devredilmesi için girişimlerde bulunuyor.
Hazine Müsteşarlığı Varlık Kiralama A.Ş.’ye ait araziyi alabilmek için yeni hamle yapan Başkan Karace, AK Parti Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan’ın devreye girmesini istediğini açıkladı.
Son olarak konuyla ilgili Gözlem Gazetesi’ne açıklama yapan Başkan Karace “Biz buraya 150 tane bacasız fabrika kuracağız. Burayı yemyeşil bir alan yapacağız. Tüm fabrikalar savunma sanayine ileri teknoloji üreten firmalar olacak. Silikon Vadisi gibi olacak” dedi.
‘HABİBATI PARÇALAYACAK’
Doğa Derneği, İzmir’in kuş cenneti olarak bilinen Gediz Deltası’nın koruma alanı sınırlarında kalan bölgenin yapılaşmaya açılma girişimlerini Egedesonsöz’e değerlendirdi.
Bölgede gerçekleştirilmek istenen faaliyetin habitatı parçalayacağını kaydeden Doğa Derneği Koruma Programı Koordinatörü Şafak Arslan “Sanayi yapılaşmasına açılmak istenen bölge Gediz Deltası koruma sınırları içerisinde kalıyor. Bu bölgenin doğal yapısı özellikle güney bölgesinde yer alan habitatlarla birebir örtüşüyor. Bu alanda yapılacak herhangi bir olumsuz faaliyet buradaki habitatı parçalayacaktır. Zaten, İzmir’in kent yapılanması, Gediz Deltası’nın sınırlarına baskı uyguluyor. Özellikle geriye kalan bu alanlar biyoçeşitlilik açısından oldukça önemli. Bu bölgedeki habitatlar için son sığınak olma özelliğini taşıyor. O yüzden bu bölgedeki herhangi bir parçalanma ya da bir bölümünün yapılaşmaya açılması buradaki biyoçeşitliliğe oldukça büyük zararlar verecektir. Diğer taraftan bu güney bölgesindeki tuzcul bozkır ve tuzcul çayırları, geçici sulak alanları ve ıslak çayırları bütünüyle ele almak gerekiyor. Bu alanların parçalanmaması gerekiyor. Mavişehir kıyılarından Sasalı‘ya kadar olan bu bölgenin doğal yapısı oldukça birbirine benziyor. O yüzden bu alanda yapılacak herhangi bir uygulama bu alanı olumsuz etkileyecektir” dedi.
‘ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE AYKIRI’
Alanın yapılaşmaya açılmasının uluslararası sözleşmelere de aykırı olduğunu vurgulayan “Aynı zamanda, bu uygulamalardan etkilenecek bitki türleri, kuş türleri ve memeli yaban hayvanları Türkiye’nin de taraf olduğu BERN Sözleşmesi kapsamında koruma altında kalıyor. Diğer taraftan bu alan koruma altında olan bir Ramsar Sulak Alanı. Uluslararası öneme haiz sulak alan sınırları içerisinde bulunuyor. Bu bölgenin yapılaşmaya açılması Türkiye’nin imzacısı olduğu uluslararası sözleşmelere de aykırı. Diğer taraftan ulusal mevzuata baktığımızda da yine bu alanlar, mutlak korunması gereken alanlar arasında yer alıyor. Bu alanlarda bilimsel araştırma dışında herhangi bir uygulamanın yapılmaması gerekiyor. Yapılacaksa da sadece alanı iyileştirmeye, rehabilite etmeye ve restore etmeye yönelik çalışmalar yapılabilir. Bu konuda yönetmelik çok açık ve net. Bu anlamda burada herhangi bir organize sanayinin veya bir diğer yapılaşmanın inşa edilmesi söz konusu değil. Olası herhangi bir durumda zaten buradaki biyoçeşitliliğin büyük derecede olumsuz etkileneceği, habitatların parçalanacağı ve yok olacağı oldukça aşikar.” ifadelerini kullandı.
‘DOĞA DERNEĞİ OLARAK KARŞIYIZ’
Doğa Derneği olarak da alanın yapılaşmasına karşı çıktıklarını aktaran Arslan şunları söyledi:
Bu anlamda Doğa Derneği olarak bu sürecin zaten takipçisiyiz ve burada yapılacak herhangi bir olumsuz uygulamaya da karşıyız. Gediz Deltası’nda yapılması gereken sadece bu alanın iyileştirilmesi, rehabilite edilmesi, restore edilmesi ve biyoçeşitlilik açısından iyi bir konuma getirilerek buradaki yaban hayvanlarının popülasyonların artırılmasıdır. İnsanlar bu alana gelip biyoçeşitlilikle birlikte iç içe buradaki habitatları gözlemleyebilir. Şehrin kalabalığından gürültüsünden kaçıp bu alanda sakin bir gün geçirebilir. Bunun için de bu alanları mutlaka korunması gerekiyor.
GEDİZ DELTASI HAKKINDA
Gediz Deltası, nüfusu 4 milyonu aşan bir metropolün içinde yer alan ve barındırdığı farklı habitatlar sayesinde binlerce canlıya yaşam ortamı sunan uluslararası öneme sahip nadir sulak alanlardan biridir. UNESCO’nun Dünya Doğa Mirası kriterlerini sağlamakta olup, listeye alınması için başvuru yapılmıştır. Dünya ölçeğinde Önemli Doğa Alanı ve Önemli Kuş Alanı’dır. Flamingoların dünya nüfusunun yaklaşık yüzde onu, İzmir’in Gediz Deltası’nda yaşamaktadır. Nesli tehlike altında girmeye yakın olan tepeli pelikan ile nesli tehlike altında olan Akdeniz foku ve Caretta caretta deniz kaplumbağasının birlikte yaşadığı nadir alanlardan biridir. Tüm Ege Denizi’ndeki en önemli balık yavrulama ve beslenme alanlarından biridir ve Türkiye’deki tuz üretiminin yaklaşık üçte biri burada gerçekleşmektedir. Delta, ulusal ve uluslararası yasalarla korunmasına karşın yeryüzünün en tehlike altındaki 255 Önemli Kuş Alanı’ndan biridir. Kuşlar açısından büyük önem taşıyan delta, kuş biyoçeşitliliğinin en fazla olduğu alanlardan bir tanesidir. Deltada bugüne kadar 298 kuş türü gözlemlenmiştir. Kış aylarında delta yaklaşık 80 bin kuşa ev sahipliği yapar.