Bu başlıktaki kelimeyi beş yıldır takip ediyorum. Klorpirifos…Algıda seçicilik yapıyorum.
Kelimeyi ilk kez Tarım Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Tayfun Özkaya 'yurt dışına gönderilen ürünlerde tarım zehiri araştırması yapılırken, iç piyasaya sürülen ürünlerin ise kontrol edilmediği' ni açıkladığı zaman… Sanıyorum ilk tohum takası ön toplantılarında biriydi…
Ne zaman tekrar farkettim yeniden bu kelimeyi? İhraç ettiğimiz meyve sebzeler gittikleri ülkelerden kalıntı gerekçesi ile iade edildiği zaman…
Sonra pek değerli Bülent Şık'tan öğrendik ki; Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi'nde yapılan araştırma sonuçlarına göre; 2013-2014 yıllarında semt pazarlarından tesadüfi olarak toplanan ve en çok tüketilen domates, biber, hıyar, kabak, patlıcan, portakal ve çilek gibi sebze meyveler laboratuvarlarda pestisit analizine tabi tutulmuş ve maksimum kalıntı limitlerini aşan gıdaların oranı yüzde 25 olarak bulunmuş.
Buğday Derneği başta bir çok kurum ve kuruluş bir süredir başta Klorpirifos olmak üzere tarım zehirlerine karşı çıkıyor ve kampanyalar düzenliyordu. Nasıl çıkmasınlar. Sebze ve meyvelerdeki istenmeyen böcekler için kullanılan tarım zehiri klorpirifos, insanlarda, özellikle bebek ve çocuklarda beyin ve sinir sistemi üzerinde zararlı etkiler gösteriyor. Türkiye 2016 yılında bazı ürünlerde bu etken maddenin kullanımını yasakladı, ama pek çok üründe kullanımı halen serbestti. AB ülkelerine giden ürünlerde bu asla kullanılamazdı…
Buğday Derneği açıklamasında şöyle denmişti:
Klorpirifos-etil içeren ürünler tamamen yasaklanmadığı ve piyasadan toplatılmadığı için elma, armut, şeftali, bağ, patates, domates, biber, patlıcan ürünlerinde kullanımı yasak olsa da, ihraç edilmek istenen ama kalıntı çıktığı için geri gönderilen ürünlere baktığımızda bu yasaklı kategorilerde de halen kullanılabildiği anlaşılıyor. Ürünün piyasada temin edilebiliyor olması bilinçli ya da bilinçsiz, yasak getirilen alanlarda da üreticiler tarafından kullanılmasına olanak yaratıyor. Bu durum gıda güvenliğimiz açısından önemli bir sıkıntı olmanın yanı sıra, ekonomik açıdan da Türkiye'nin ihraç ürünlerinin güvenilirliğini zedeliyor.
***
Ve dün iyi haber geldi…Tarım ve Orman Bakanlığı 16 pestisit (tarım zehiri) etken maddesinin yasaklanmasına karar verdi.
Evet ama yetmez!
100'ün üzerinde kurum ve inisiyatifinin yer aldığı Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı, yasaklama kararını olumlu karşılarken, insan ve çevre için zararlı diğer tarım zehirlerinin de yasaklanması ve alternatif, zehirsiz yöntem ve tekniklerin geliştirilmesi için gereken adımların atılmasını beklediklerini belirtti.
Ama, fakat, lakin…Şu tabloda da göreceğiniz gibi… Klorpirifos yasaklandı tamamen ama… 4 zehir 2020 sonuna kadar serbest…
8 madde 2021 Eylül ayına kadar yani 15 ay daha serbest
3 madde ise 2021 sonuna kadar serbest… Yani 18 ay…
Bu maddeyi taşıyan ürünleri AB'ye veya Rusya'ya ihraç şansımız var mı? Yok.
Kim yiyecek bu zehirleri 18 ay daha?
Başka sorum yok.