Dağı taşı aşıp geldiler İzmir'e..
Günler - haftalar süren yolculuklarla..
Ama.. Büyük bir heyecanla..
İstiklal Savaşı'nın sonunda bağımsızlığa, özgürlüğe ve mutlu bir geleceğe koştular sevgiyle..
İçlerinde yanan 'aydınlık, çağdaş, güçlü bir Türkiye' ateşiyle..
Çiftçiler, işçiler, girişimciler, tüccarlar, sanatkarlar, sanayiciler..
İstekler, hedefler, kalkınma yolları..
Zorlukların elele, akılla, bilimle ama en önemlisi halkla aşılması..
Yatırımlar, kalkınma, refah..
Misak-ı Milli gibi..
Misak-ı İktisat..
Mustafa Kemal Atatürk'ün yetkin çalışma arkadaşları ile yarattığı mucize..
Gıpta edilen bir büyük buluşma..
Büyük Türkiye'nin ilmek ilmek, taş taş, tuğla tuğla örülmesi, işlenmesi, yücelmesi..
15 Şubat olarak planlanıp 17 Şubat'ta gerçekleşen önemli toplantı..
İzmir İktisat Kongresi..
Sadece Atatürk'ün 50 sayfayı aşan konuşmalarında bile Türkiye Cumhuriyeti için anlamlı mesajlar..
Kılıç değil, akıl..
Kol gücü değil, bilim..
Batılılaşma..
Savaş değil, barış..
Cumhuriyet'in 100. yılı..
İzmir İktisat Kongresi''nin de 100. yılı..
O kadar önemli ki..
Arada İktisat Kongreleri düzenlendi; bende yok hükmünde!
Bu yıl İzmir Büyükşehir Belediyesi güzel bir program hazırlamış.
Tunç Başkan'ı (Soyer) kutluyorum.
O zor günlerden bugünlere ulaşmak nedir, nasıldır bilmekte yarar var.
Bugünkü kuşaklara da, gelecek kuşaklara da anlatmak borcumuz.
Ata'mıza görevimiz.
Hep anımsayalım, daha çok bilelim..
Büyük Önder Atatürk(ün o toplantıdaki şu sözleri öyle anlamlıdır ki:
'Tarihimizi dolduran zafer ve başarısızlıkların tümü, ekonomik durumumuzla yakından ilgilidir…'
'Çağımız tamamen bir ekonomi devrinden başka bir şey değildir…'
'Tam bağımsızlık için şu prensip vardır: Milli egemenlik; ekonomik egemenlik ile pekiştirilmelidir…'
Unutmayalım...