Bıkmadan - usanmadan yazmaya devam edeceğim.
Çünkü şiddet ve acımasızlık artık inanılmaz boyutta.
Narin ve Sıla çocuklara yaşatılan 'zalimliğin son halkası'...

Ama...

Ya Konya'daki vahşet?

19 yaşındaki kick - boksçu genç 72 yaşında, neredeyse dedesi konumundaki vatandaşı tartışma sonucu yumrukladı, komaya soktu, ölümüne neden oldu..

Ya; bizim kitabımızda 'mertlik' yazar.
Dinimiz önce 'sevgi ve saygıyı' temel alır.
Örf ve adetlerimizde 'adalet' vardır, büyüğe saygı vardır.
Aile meclisleri 'büyüğe saygı' teması ile açılır.
Türkler'e özgü 'haslet'tir; sevgi - saygı..

Ne oluyor o zaman?
Nedir bu acımasızlık?

Nedir bu kin, öfke, saygısızlık ve sevgisizlik?
Biz ne ara bu kadar koptuk özümüzden?
Ne zaman bu kadar 'kötü' olduk, olabildik?
Kim, nasıl, nerede, neden sürükledi bizi bu açmaza?
Peki ne olacak?
Bu kin, nefret, öfke, sevgisizlik ve saygısızlık gemisi hangi limana sürükleyecek bizi?
Bu fırtına geçmişi - geleceği, her şeyi süpürüp götürecek; farkında mıyız?
Özünden, insanlığından uzaklaşan toplumların yaşadığı felaketi görebiliyor muyuz?
Yoksa.. Hala boş sözler mi?
Vurdumduymazlık mı?
Günü kurtarma 'sığ'lığı mı?
Eğitim de 'boş' işlerle uğraşıyoruz da; toplumun geleceğini düşünen var mı?

Kim, ne zaman irdeleyecek 19'undaki gencin 72 yaşındaki dedeye attığı acımasız yumruğu?

Neden, nasıl bu noktaya geldik; soran var mı?
Yazık oluyor yazık!
Türk milleti bu değil!
Türk genci de..
Bir an önce silkinme zamanı..
Sevgi ve saygı tohumları ekme..
Eğitimin de tam temelinden başlayarak..