İsviçre, Almanya, Fransa… Avrupa'nın ve dünyanın en zengin ama en çok da kişisel sosyal sorumluluğa sahip insanların yaşadığı ülkeler. Geçen Pazar gününden beri nefis kar manzaraları eşliğinde bu ülkelerin birbirine yakın kasabalarında dolaşıyoruz.
Mükemmel ve rengarenk Noel pazarlarından öte bu seyahatte karşılaştığım en dikkat çekici mevzu ikinci el giysi dükkanları oldu.
Grubumuzdan bir arkadaşımızın dediği gibi, 'Hızlı modanın zararlı uygulamalarının hakim olduğu bir dünyada, ikinci el mağazaların raflarından gelecek vaat eden bir alternatif ortaya çıkıyor.'
Evet ikinci el dükkanı patlaması var ve sevilen kıyafetlerin yer aldığı bu hazineler yalnızca sürdürülebilir bir seçim olmakla kalmıyor, aynı zamanda moda hakkındaki düşüncelerimizi de yeniden şekillendiriyor.
Fransa'nın sevimli ve küçük şehri Mulhouse'da böyle bir mağazaya girdim; her yaştan müşteri var içeride. Otantik Levi kot pantolonlar, 1980'lerin şişme yelekleri ve 1990'ların tulumlarının yer aldığı vintage bölüm, üniversite çağındaki birkaç öğrencinin ilgisini çekiyor. Bir grup yaşlı kadın bluz askılarını incelerken, bir adam da dükkanın arka tarafındaki kışlık kazakları deniyor. Bakıyorum hiç de yoksul insanlar gibi görünmüyorlar.
Burası geliri hayır kurumlarına bağışlanan bir dükkan imiş. Satılanlar bağış olarak geliyor. Tertemiz yıkanmış, ütülenmiş malzemeler.
Bir şey dikkatimi çekti. Gelene gidene bir anket kağıdı veriyor gönüllü gençler. Ayaküstü sohbet ettik gençlerle…Ankete katılanların yüzde 20'si ayda en az bir kez buraya geliyor, yüzde 70'i uygun fiyatlı ikinci el alışveriş yaparken, yüzde 36'sı ikinci el alışverişin getirdiği sürdürülebilirlik avantajlarından yararlandıklarını söylemiş.
Gruptaki arkadaşlara 'Türkiye'de olsa ikinci el mağazadan alışveriş eder misiniz?' diye sordum. Kimse 'evet ederim' diye kısa bir cevap vermedi.
Ne yazık ki birçoğumuz ikinci el kıyafetler konusunda yanlış kanılara sahibiz ve sürdürülebilir alışverişin nasıl yapılacağı konusunda fikrimiz yok. Bizim arkadaşlardan da aldığım cevaplara göre ikinci el kıyafet seçeneklerinin sınırlı olduğu, kalitesiz veya modası geçmiş olduğu varsayımı herkesin kafasına yerleşmiş durumda ama öyle mi?
Önce 'Sürdürülebilir Moda Neden Önemlidir?' sorusuna karşılık verelim. Avrupa'da ikinci el perakende pazarı patlama yaşıyor ve 'hızlı moda' denilen iblise karşı sürdürülebilir ve uygun fiyatlı bir alternatif sunuyor.
Son 'Yavaş-La' kitabımda da yazdığım gibi, hızlı moda, küresel karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 10'undan sorumludur; bu, uluslararası uçuşlardan ve denizcilik endüstrisinden kaynaklanan toplam emisyonların toplamından daha fazladır.
Sakin Kitap kitabı yayınladıktan sonra o kadar çok sayıda trajedi haberi okuduk ki. Özellikle de hızlı moda sektöründeki işçi sömürüsü üzerine olan haberler insanlık adına utanç verici. Ayrıca ve bununla birlikte, hızlı modayla ilgili çevre sorunlarına ilişkin kamuoyunun artan farkındalığına rağmen, hızlı moda şirketleri popülerliğini koruyorlar.Büyük markaların reklam kampanyaları, üç kuruşa kullandıkları aşağılık fenomenler, influncerlar insanları kendi ürünlerine çekiyor… Cüzdanlarımıza ve gezegenimize zarar verse bile ucuz hızlı moda satın almaktan vaz geçemeyen alışveriş bağımlısı milyonlar sokaklarda dolaşıyor.
COP 28'de çok sayıda konuşmacı dile getirmiş, getirmeye devam ediyor: 'İklim krizinin etkileri artık kapımıza kadar gelmişken, hızlı modanın tuzağından kurtulmamız gerekiyor.'?