İZMİR - Dünyadaki 56 Mask Müzesinden biri olan ve hizmete gireli henüz üç ay olmasına rağmen büyük ilgi çekerek yerli-yabancı çok sayıda ziyaretçi kabul eden İzmir Mask Müzesi Hakkari Yüksekova’dan gelen kız öğrenciler tarafından ziyaret edildi. Uluslararası Lions Dernekleri 118-R Yönetim Çevresi Federasyonu’nun düzenlediği Doğu’dan Batı’ya, Batı’dan Doğu’ya Ulusal Gelişim Projesi kapsamında Hakkari’den gelen kız öğrencileri İzmir Mask Müzesi’nde Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Taratan karşıladı. Çocuklar, gençler ve kadınlar ile ilgili her gelişim projesinde öncülük yapan, fırsat eşitsizliği ya da imkansızlıkları bir sorun olmaktan çıkararak özellikle eğitim ve kadının birey olarak toplumda varlığını ispatlaması konusunda girişimlerde bulunan Başkan Tartan Yüksekovalı öğrencilerle sohbet etti. İzmir Mask Müzesi hakkında da bilgi veren ve öğrencileri dinleyen Başkan Hakan Tartan, “Sizleri burada görmek, Müzemizde misafir etmek bizi çok mutlu etti. Biz Konak Belediyesi olarak ürettiğimiz ve hayata geçirdiğimiz projelerle çocuklar, gençler ve kadınların destekçisi olduk. Bu sebeple sizin mutluluğunuz, sosyal gelişiminiz bizim için çok önemli. İlk defa İzmir’e geldiniz, çoğunuz ilk defa denizle tanıştınız ve burada Türkiye’nin ilk Mask Müzesini geziyorsunuz” dedi. Kız öğrencilere İzmir’de kaldıkları süre içinde istedikleri zaman gidebilecekleri bir deniz tatilinin müjdesini veren Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan üniversite eğitimi için İzmir’e gelen olursa en büyük destekçisi olacağının da altını çizdi.
İzmir Mask Müzesi’nde tiyatro ve ritüel maskları, kabile maskları, Anadolu maskları ve ölüm masklarını inceleyen kız öğrenciler özellikle yaşadıkları hayat ve verdikleri eserlerle toplumda fark yaratan isimlerin masklarının bulunduğu “İz Bırakanlar” bölümünü hayranlıkla gezdiler. Anadolu masklarında tanıdık çağrışımlar yakalayan öğrenciler etnik maskların ilginç ve otantik hikayelerini ilgiyle dinlediler.
İzmir Mask Müzesi’nde hoşça vakit geçiren Hakkari Yüksekovalı kız öğrenciler İzmir hakkındaki düşüncelerini dile getirdiler.
Dilber Çoğaç: Benim için İzmir demek deniz demek. Kuraklıktan çıkıyorsunuz ve ilk defa denizi görüyorsunuz, bu büyük bir mutluluk yaratıyor. İzmir insanı çok içten, çok sıcak olduğu için kendimizi evimizde gibi hissettik. İzmir’in özellikle kültür ve sanata duyarlı yanı hoşumuza gitti. ‘Sanat karın doyurmuyor’ diyerek sanattan uzaklaştırıldığımızı düşünüyorum. Ancak burada önyargılardan uzak, kültür ve sanatla iç içe bir hayat var.
Rubar Durna: Buraya gelmeden önce nelerle karşılaşacağımıza dair bir fikrimiz yoktu. İzmir’i tanımaya başlayınca burada gördüklerimiz, yaşadıklarımız bizi çok mutlu etti. Hayal edip de görme şansı bulamadığımız birçok şeyi İzmir’de bulduk. Sadece doğudan batıya değil batıdan doğuya da aynı şekilde projelerin olması bize onur verir. Çünkü buradan çok mutlu ayrılacağız ve aynı şekilde biz de sizleri ağırlamak isteriz.
Şehriban Necibe Çapa: İzmir hem insanı hem yönetim çevresiyle kültür ve sanata değer veren bir şehir. Restore edilmiş tarihi yerleri gezdik. Şehirde en küçük alanların bile yeşillikle, çiçeklerle bezenmiş olması; müzeleriyle modern hali biz çok etkiledi. Önce aramızda buz dağları var sanıyorduk ama gelince insanların bizim nereden geldiğimizi, kim olduğumuzu kapının arkasında bırakıp sıcak davranmaları büyük bir yakınlık oluşturdu. İzmir bizim için çok güzel bir tecrübe oldu.