İZMİR - 1996 yılında görevde olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, “İzmir’i Manhattan yapacağız” şeklindeki gazete haberine atıfta bulunan Yıldırım, “Hani İzmir’i Manhattan yapacaktınız.” diye sorduktan sonra, “Onların söz verip de yapamadığını biz yapacağız.” dedi. 22 Aralık 1996 tarihli Hürriyet Gazetesi’nin Ege ekinde yer alan ve dönemin İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, “İzmir’i Manhattan yapacağız.” başlıklı haberini gösteren Yıldırım, “Aradan geçen yıllar içinde İzmir’i Manhattan yapıp yapmadıklarına İzmirliler 12 Haziran tarihinde gereken yanıtı verecektir” dedi.
Çamdibi Esnaf ve Sanatkârlar Odası’nı ziyaret eden Ulaştırma eski Bakanı, AK Parti İzmir milletvekili adayı Binali Yıldırım, İzmir Barosu’nun otoyol yapımına karşı açtığı davayı hatırlatarak, “Birileri yapılan işlere dava açıyor, diğerleri hizmetleri engellemeye çalışıyor, ama biz hizmete devam edeceğiz. Kimse bizi İzmir’e hizmet etmekten vazgeçiremez” diye konuştu.
Binali Yıldırım, yerel yönetimlerin hizmetin önünü açması gerektiğini ifade etti. Yerel yönetimin hizmetler konusunda duyarsızlığına da değinen Yıldırım, hizmet yapılması için halka da başvurulması gerektiğini belirterek şöyle devam etti: “Gelişmiş ülkelerde en ufak bir durağın bile yeri değişeceği zaman yerel yönetimin başında kim varsa halka soruyor anket yapıyor. Ondan sonra o hizmeti yerine getiriyor. Ama bakıyorum İzmir’de yapılan hizmetler konusunda hiçbir zaman halka danışılmıyor. Şimdi de Metro’yu Çamdibi’nde yukarıdan geçireceklermiş. Yapılış şekli olarak bu Metro’nun alttan üste alınması doğru değil. Buradaki esnafımız bundan çok etkilenir ve sizlere bu konuyu sormadan kendileri kararı uyguluyor. Esnaf bundan etkilenecekmiş, vatandaş mağdur olacakmış umurlarında değil. Gelişmiş demokrasilerde böyle bir şey olmaz. Size yapılacak hizmetin olurunu da yöneticiler yine sizden almak zorunda. Bu konuda merak etmeyin, zaten belediye başkanı bizzat kendisi müracat etti, ‘Ben yapamıyorum, siz yapın’ diye. O yüzden endişelenmeyin, siz nasıl istiyorsanız, hangi tarzda istiyorsanız, biz o şekilde yaparız”
Siyasette tenkit etme ve yermeye karşı olduğunu vurgulayan Yıldırım, ama bu konuda şanslarını zorladıklarını ifade etti. Yaptıkları hizmetlere ‘eyvallah’ diyeceklerini, ama yapamadıklarında mazereti başkalarının üzerine yıkmaya devam etmelerinin doğru olmayacağının altını çizdi. “Ona da asla izin vermeyiz.” diyen Yıldırım, “Kusura bakmayın kimse bizi aptal yerine koymasın. Elleri kolları bağlı değil, ama çalışmıyorlar. İzmirli’yi fazla istismar etmesinler. Gerekirse her türlü detayı da İzmirlilerle paylaşırım. Biz buraya laf değil, iş yapmaya geldik. İş yapmak için de şartları sonuna kadar zorlayacağız. Bu şekilde de İzmir’in kayıp yıllarını telafi etmek zorundayız. Bizim böyle bir görev anlayışımız var.”
Yıldırım: Devlet her belediyeye hakkını verir
Yıldırım, Gıda Çarşısı'ndaki İzmir Düşünce ve Aksiyon Derneğinde Ege Ticaret Merkezi esnafıyla biraraya geldiği toplantıda, İzmir'de seçim çalışmasına başlarken sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleriyle kentin geleceğini konuşmayı, Türkiye'deki bazı şehirlerin ekonomideki durumu gittikçe iyileşirken İzmir'in geri kalma sebebini ele almayı istediğini söyledi.
Yıldırım, İzmir'in, Türkiye'nin ihracat artış hızının gerisinde kaldığını belirterek, şunları kaydetti: ''İzmir, Türkiye'nin son 10 yıldaki temposuna ayak uyduramıyor. Bu gerçeği görmemiz lazım. Bunu söylediğimiz zaman siyasi rakiplerimiz alınganlık gösteriyor, ama gerçek bu. İzmir, Türkiye'ye ticareti öğreten, ilklerin şehri. Son 20 yıla kadar böyle. Bu gerçeği görmeyip, 'İzmir hükümetle ters düştü diye cezalandırılıyor' gibi kolaycı yola başvurmanın bu şehre faydası yok. Türkiye'de hiçbir belediyeyle yapmadığımız işbirliğini İzmir'le yaptık. Ne Ankara, ne İstanbul, ne Kayseri... Onlar raylı sistemlerini kendisi yaptı. Aliağa-Menderes hattı yarım kaldı, belediyeye gereken desteği verdik.''
Devletin her belediyeye hakkını verdiğini vurgulayan Yıldırım, şöyle konuştu: ''Başbakanımız bunun sillesini 1990'lı yıllarda yemişti. Yapmadıklarını bırakmadılar. Bize verdiği talimat, 'belediye başkanına, partisine tavır göstermek orada yaşayanlara tavır göstermektir. Biz bunun acılarını İstanbul'da yaşadık' şeklinde oldu. Zaman zaman AK Partili belediyeler 'ne farkımız var, niye onlara bu kadar şey yapıyorsunuz?' diye serzenişte bulunuyor, Başbakanımız sert tepki gösteriyor. Vatandaş odaklı iş yapmalı. İş siyasi iradeyle yapılır, bürokrasiyi sevk ve idare ile. Bu siyasi iradeyi ortaya koyamazsanız vatandaş bürokrasinin elinde mahvolur. Türkiye'de zafiyet budur. İzmir'de de zafiyet var. Bunların hepsini çözeceğiz. Önce muhataplara gidip 'şurada sorun var, çözmemiz lazım' diyeceğiz. Eğer duyarsızlık devam ederse onun da çaresi var.''
''OKYANUSU GEÇİP DEREDE BOĞULUYORUZ''
Yıldırım, Dernek başkanı Ömer Cinstaş'ın ''çarşının giriş ve çıkış yolunun olmadığını, yollarında sorunlar olduğunu'' ifade etmesi üzerine şunları söyledi: ''Bunun sorun olarak konuşulmasını yadırgadım. 'Yol medeniyettir' dedik, Türkiye'nin her yerini yollarla bezedik, dağlara yol yaptık. İzmir'in içinde, çarşı girişinde sıkıntı var. İnsan odaklı düşünmezseniz, hayatı kolaylaştıracak işler yapmazsanız, bu sorunlar devam eder. Bizim yaptığımız işlerin hepsinde insan var. Sizin konuda adeta okyanusu geçip derede boğuluyoruz. Bu konulara 50 gündür ben çok rastladım. Yerel yöneticileri seçeceğiz büyük destekle, sonra da taleplerimize duyarsızlık olacak. Bu, demokrasilerde olabilecek bir şey değil. Mutlaka yapacak, lütuf değil, görev, sorumluluk.''
İşin kolayına kaçıp ''Bu sorun belediyenin işi'' demeyeceğini bildiren Yıldırım, İzmir'e milletvekili adayı olarak gelirken şehrin işiten kulağı, gören gözü olmaya geldiğini ifade etti. Binali Yıldırım, konunun muhataplarıyla konuşacağını, çözüm üretmedikleri takdirde kendilerinin çözeceğini belirtti. (ajanslar)