İZMİR - İzmir İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği tarafından Seferihisar Belediyesi işbirliğiyle Türkiye'nin ilk ''Koyun-Keçi Panayırı'', 5-6 Haziran 2010 tarihlerinde ''Yavaş Şehir'' Seferihisar'daki Kapalı Pazar Yerinde gerçekleştirilecek.
Panayırda sadece koyun-keçi ürünleri değil, yüzyıllardır Anadolu'da yetiştirilen koyun ve keçinin kendine özgü kültürü de tanıtılacak. Meslekte 50. yılını dolduran çobanlara plaket sunumundan kaval dinletisine, koyun-keçi güzellik yarışmasından canlı hayvan sergisine kadar birçok etkinliği barındıracak panayır, kar edemeyen koyun-keçi üreticisine de tanıtım desteği sağlayacak.
Panayıra ilişkin bilgi vermek amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Cittaslow (Yavaş Şehir) kentlerde 59 kriterin bulunduğunu, en büyük kriterlerden birinin yerel üreticinin desteklenmesi olduğunu söyledi.
Küreselleşmeyle birlikte özgün değerlerin ve zenginliklerin yitirildiğini, bunların başında da çobanlık mesleğinin geldiğini kaydeden Soyer, panayırın çobanlık mesleğini ve kültürünü gün ışığına çıkarmak, geçmişte sahip olunan değerlerin unutulmamasını sağlamak ve ticari canlılık yaratmak adına önemli katkılar sağlayacağını bildirdi.
İzmir İli Damızlık koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Özer Türer de unutulmaya yüz tutan koyun ve keçi kültürünü hatırlatmak ve koyun ve keçi ürünlerinin katma değerini yükseltmek için yapılan projeleri desteklemek için Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek ''İzmir Koyun-Keçi Panayırı''nı düzenlemeye karar verdiklerini anlattı.
Birlik çalışmaları hakkında bilgi veren Türer, olarak ilk etapta yaptıkları çalışmalarla üreticinin yüzde 75'ini kayıt altına aldıklarını ifade etti. 2008 yılında 156 olan üye sayısını 4 bin 500'e çıkardıklarını aktaran Türer, üreticinin finansmana ulaşımı için de Ziraat Bankası ile yaptıkları anlaşma sonucu uygun koşulla işletme kredisi imkanı sağladıklarını dile getirdi.
Türer, modern hayvancılık, süt verim artışları ve hayvan sağlığı konularında 400 çobana eğitim verdikleri ''Önder Çiftçi Projesi''ni İzmir Kalkınma Ajansı'nın yüzde 75'lik hibe desteğiyle hayata geçirdiklerini söyledi.
Sütün soğuk zincirde toplanması için de yoğun çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Türer, günde 15 tona yakın koyun-keçi sütünü soğutma tanklarıyla toplamaya başladıklarını, hedeflerinin birkaç yıl içinde günde 50 tonu soğuk zincire katmak olduklarını ifade etti.
Bu çalışmalar sonucunda koyun ve keçi pazarında İzmir'in örnek il olabileceğini vurgulayan Türer, ''Türkiye'de bugün yerel ırklar yıllık 115 litre, ıslah edilmiş ırklar ise 800-1000 litre süt vermektedir. Türkiye'deki hayvanlarımızı ıslah edebilirsek birçok aileye iş kapısı açmış oluruz'' diye konuştu.
Özer Türer, ''Koyun-Keçi Panayırı'' ile İzmir'deki 5-6 bin ailenin 500-600 bin tane hayvanla yürüttüğü küçükbaş hayvancılığını tanıtmak ve gelir seviyesi düşük olan bu gruba katkı sağlamak istediklerini söyledi.
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı da kültürlerin ''tek tipleştirilmesi'' sonucu yeni neslin sadece büyükbaş hayvansal ürünleri kullandığını, koyun ve keçi ürünleri kültürünün de giderek yok olduğunu anlattı.
AB ülkelerinde koyun-keçi sütünden yapılan ürünler konusunda pazarda bir ''açık'' olduğunu, Ortadoğu ülkelerinde ise koyun-keçi etinde böyle bir boşluğun bulunduğunu dile getiren Kaymakçı, Türkiye'nin bu alanda üretimini geliştirmesiyle herhangi bir pazar sıkıntısı yaşamayacağını bildirdi.
Kaymakçı, geleneksel kültürün korunması şartıyla üretim teknolojilerinin geliştirilmesi gerektiğini, akse takdirde yaşanılanın büyük bir yabancılaşma olduğunu, bu konuda herkese görev düştüğünü sözlerine ekledi.