Diren Çelik'e konuşan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı İbrahim Uğur Toprak alkolde uygulanan ÖTV artışına ilişkin açıklamalarda bulundu. Özellikle, alkol fiyatlarındaki artışın halk sağlığını tehdit ettiğini ve merdiven altı imalatlara yönelttiğini ifade eden Toprak, 'Gıda güvenliğine yönelik yoğun tartışmaların olduğu, her gün başka bir gıda zehirlenmesi ve gıda ürünlerinde taklit-tağşiş haberi ile karşılaştığımız günleri yaşıyoruz. Yurttaşlar indirim günlerini takip edip hangi ürün nerede daha uygun fiyatlı diye araştırıyor. Halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda çoğu zaman saatlerce bekliyor. Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki pazar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz. Çünkü 5 kuruş dahi hane bütçesi için oldukça önemli. Sonuç olarak; enflasyon, sabit bir geliri olan ve emek gücüne dayanan kesimler için yıkıcıdır. TÜİK'in rakamlarını doğru kabul etsek bile yüzde 90'a yakın bir gıda enflasyonu var. Dün aldığınız ürünün fiyatı, bugün farklı olabiliyor. Aynı ürünü iki gün üst üste aynı fiyata alamıyorsunuz. Döviz kurundaki artış gıda güvenliği sorunu yaratıyor. Yükselen fiyatlar, stokçuluk gibi bir tehlikeyi beraberinde getiriyor. İnsanlar ürün almak isteyecek ve burada da karşımıza iki büyük sorun çıkacak. Birincisi neredeyse hammadde fiyatına satılan ve merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri, ikincisi ise taklit ve tağşiş. Her iki durum da halk sağlığı açısından risk teşkil etmektedir' dedi.

'BİRÇOK KEZ TANIK OLDUK'
Alkolde, yapılan zamların merdiven altı üretime yönelttiğini vurgulayan Toprak, 'Tamamen adli bir vaka ve kayıt dışı ekonominin bir ürünü olan merdiven altı üretimin halk sağlığını nasıl tehdit ettiğini daha önceki yıllarda çarpıcı örnekleri ile sıkça gördük. İçilebilir nitelikte alkol olmasının çok ötesinde sanayi tipi alkollerden veya hiç olmayacak bir şekilde insan sağlığı için son derece zararlı olan metil alkol türü çok daha ucuz alkol kullanılarak yapılan bu kaçak üretimlerin insan hayatını nasıl sonlandırdığına ne yazık ki birçok kez tanık olduk' ifadelerine yer verdi.

'GÜVENLİ GIDAYA ERİŞİM İNSAN HAKKIDIR'
Gıdanın insan sağlığı ile doğrudan ilgili, ihmal edilemeyecek ve ertelenemeyecek bir konu olduğunu hatırlatan Toprak, 'Mevzuat hazırlamak, kurallar koymak, bu kuralların uygulaması takip edildiği ve yeterince denetim yapıldığı sürece önemli. Bu denetimler yeterince yapılamazken, bir de alkollü içkilerde çok yüksek oranlarda vergi uygulanması kayıt dışını ve sahteciliği körüklemekte, tüketicileri riske atmakta. Ayrıca ülkemizde gelir dağılımındaki adaletsizlikler, asgari ücret nezdinde alım gücünün düşmesi, tüketicilerin yeterince bilinçli olmaması gibi olumsuzluklar da gıda güvenliğine tehdit oluşturmaktadır. Unutulmamalıdır ki; güvenli gıdaya erişim bir insan hakkıdır ve gıda güvencesi yoksa gıda güvenliği de yoktur' şeklinde konuştu.

'VATANDAŞIN EKONOMİK ZAYIFLIĞI FIRSAT BİLİNİYOR'
Toprak, 'Kar hırsıyla, gözü dönmüş bir grup insanın yaptığı hukuksuzluğu masum insanların canlarıyla ödemesi kabul edilebilir bir durum değildir' diyerek, adil ve eşit olmayan vergilendirmelerle kamu maliyesi ayakta tutulmaya çalışıldığını, dolaylı vergilendirme gibi kolaycı bir yaklaşımla vergi toplama yolunu seçen merkezi idarenin bu durumun yaratılmasına kapı açtığının görmezden gelinemeyeceğini belirtti. Toprak, 'Vatandaşın ekonomik yönden zayıflığını fırsat bilen bu kriminal kimselerin kendi karlarını artırmak için insan yaşamını bile nasıl hiçe saydıklarını herkese göstermişlerdir' ifadelerini kullandı.

'KAÇAK ALKOLDEN ÖLMEK İNSAN KADERİ OLMAMALI'
Alkol ve gıda zehirlenmesi gibi vakalarla insan yitirmenin çağdaş, demokratik bir hukuk devletine yakışmadığını kaydeden Toprak, 'Halk sağlığı ve gıda güvenliği denetimsizliği ile yüksek ÖTV'nin bir sonucu olan kaçak alkolden ölmek, insanın kaderi olmamalıdır. Bütçe açıklarını kapatmak için, alkollü içkilere yapılan yüksek zamların ve vergilerin sahtecilik ve kaçakçılığı tetiklediği açık. Rakı dışındaki diğer distile alkollü içkilerde de sahteciliğin olmadığını söylemek olası değil. Bugünlerde rakıda yaşanan sorun, yarın diğer distile içkilerde de görülebilir. Bu bağlamda, alkollü içkilerdeki yüksek vergi baskısının, sahtecilik cazibesini düşürecek oranlara çekilmesi, tüketicinin uygun fiyatlarla alkollü içkilere ulaşmasını sağlayıcı bir fiyat düzeyinin belirlenmesi gerekmekte' diye aktardı.

'ÖLÜM VE SAKAT KALMA VAKALARI ARTAR'
Devletin, üretimine ve tüketimine izin verdiği alkollü içkiler dahil tüm gıdaların yurttaş tarafından sağlıklı ve güvenilir bir şekilde tüketilmesinden sorumlu olduğunun altını çizen Toprak, 'Bu sağlanmadığı sürece yurttaşın sağlığı tehlike altında olacaktır. Yüksek vergi sebebiyle giderek artan sahte içki kaynaklı ölüm, sakat kalma vakaları bu gibi yasaklarla da artmaya devam edecektir. Çünkü; insanlar uygun fiyatlara ulaşamadığı için farklı çözüm yolları üretmeye çalışmaktadır' dedi.

'BANDROL KONTROLÜ YAPILMALI'
Ürünlerin dış görünüşünden sahte olup olmadığını anlamanın mümkün olmadığını belirten Toprak, 'Dökme içki tüketmemek veya tükettikleri noktalarda orijinal ambalajı görmeyi talep etmek yetersiz de olsa bir önlem olarak görülmelidir. Alışveriş sırasında kapak, etiket, barkod ve seri numarası kontrollerini yapmaları ve olabildiğince güvenilir buldukları yerlerden içki satın almaları önemlidir. Akıllı telefonlarda kullanılabilen GİB BÜİS uygulaması ile ürünlerin bandrolünde bulunan QR kodu okutup orijinalliğinin kontrolünü sağlayabilirler. Şüpheli gördükleri durumları yetkililere bildirmekten kaçınmamalıdırlar. Genel bir ilke olarak, piyasadaki eşdeğerlerinden çok daha ucuz olan gıda maddelerinde sahtecilik ve aldatma riski yüksektir' ifadelerini kullandı.

ZEHİRLENME BELİRTİLERİ NELER?
Toprak son olarak sahte alkolde zehirlenme belirtileri hakkında bilgi vererek, 'Metil alkol endüstriyel kullanımı olan bir üründür. Gıda maddelerinin üretiminde girdi olarak kullanılması kesinlikle yasaktır ve kullanılamaz. Türk Gıda Kodeksi'ne göre rakıda bulunmasına izin verilen metil alkol miktarı en fazla 150 gr/hektolitredir. Bu miktardan daha yüksek oranlarda metil alkol içeren ürünler insan sağlığı açısından riskli olarak değerlendirilir. Mevzuatta izin verilen dozların üzerinde tüketildiğinde zehirlenmelere neden olur. Zehirlenme belirtileri 12-24 saate kadar görülmeyebilir. Metil alkolün bir diğer özelliği zehirleme dozunun değişkenlik gösterebilmesidir. Zehirlenme mide bulantısı, karın ağrısı, baş dönmesi, güçsüzlük gibi belirtilerle başlar ve merkezi sinir sisteminde çökme, körlük, koma ve ölüm, bu olumsuz tablonun ciddi sonuçları olarak ortaya çıkar' şeklinde konuştu.