HABERLER>GÜNCEL
22 Mart 2011 Salı - 12:24

TÜSİAD'dan yeni anayasa çalışması

TÜSİAD'ın hazırladığı anayasa çalışmasında "Türkiye devleti bir Cumhuriyettir" dışındaki tüm maddelerin değişebileceği belirtiliyor.

TÜSİAD dan yeni anayasa çalışması

İSTANBUL - Radikal gazetesinin haberine göre; TÜSİAD, 19 yıl önce ilk kez tartışmaya açtığı “Anayasanın ilk 3 maddesi değiştirilebilir” önerisini yeni anayasa çalışmasında bir kez daha gündeme getirdi.
 
Çalışmada “yerel yönetimlerin yetki alanı genişletilmesi”, “Her türlü kimliksel örgütlenmeye izin verilmesi” ve “seçim barajının düşürülmesi” gibi dikkat çekici öneriler yer alıyor.
 
Anayasa referandumu döneminde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Taraf olmayan bertaraf olur” sözleri ile adeta tavrını belli etmeye zorladığı TÜSİAD, uzun süredir beklenen yeni anayasa ile ilgili çalışmalarını tamamladı.
 
Bugün TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısının ardından kamuoyuna açıklanacak raporda yine gündem oluşturacak başlıklar bulunuyor.
 
‘Anayasayı kurucu meclis hazırlasın’
Prof. Dr. Ergun Özbudun ve Prof. Dr Turgut Tarhanlı eşkoordinatörlüğünde ekim ayından beri gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantıları sonucunda hazırlanan ‘Yeni Anayasa Sürecinin 5 Temel Boyutu’ adlı çalışmada, mevcut 82 Anayasası’nın Türkiye’nin demokratikleşmesinde engel teşkil ettiği vurgulanarak, bugüne kadar yapılan anayasa değişikliklerinin de ihtiyacı karşılamaktan uzak olduğu belirtiliyor.
 
Çözüm önerilerinin anayasayı madde madde analiz etmek yerine ‘kavramsal-ilkesel ve kurumsal’ bir vizyon oluşturmak için hazırlandığına vurgu yapılan çalışmada, ‘Anayasanın tümüyle yenilenmesi’ fikri ön plana çıkıyor. Anayasa ile birlikte kapsamlı bir seçim sistemi, siyasi partiler rejimi ve yargı reformuna da ihtiyaç olduğunun vurgulandığı çalışmada, yeni anayasanın ‘kurucu meclis’ tarafından hazırlanmasının önemine dikkat çekiliyor.
 
‘Demokratik özerklik’ vurgusu
Çalışmadaki en dikkat çekici konu ise anayasada değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek ilk 3 maddeye ilişkin. Raporda, Türkiye Cumhuriyeti’nin dili, bayrağı, başkenti ve Atatürk milliyetçiliğine bağlılığını garanti altına alan ilk 3 maddenin evrensel hukuk standartlarına uygun olarak değiştirilebileceği belirtiliyor. Ancak ‘tarihsel gelenek’ itibariyle “Türkiye Devleti bir cumhuriyettir” ifadesinin korunması gerektiği kaydediliyor.
 
Abdullah Öcalan tarafından dillendirilen ‘demokratik özerklik’ konusunda TÜSİAD’ın görüşlerine de yer verilen raporda ‘demokratik özerklik’ sözcüğü kullanılmadan, “yerel yönetimler güçlendirilmeli, yetkileri arttırılmalı” deniyor.
 
Bu arada Türkiye’nin temsil adaletini sağlaması için mutlaka seçim barajının makul seviyelere indirilmesi ve ön seçim uygulamasına geçilmesi öneriliyor.
 
İşte o 3 madde
 
Madde 1
Türkiye devleti bir cumhuriyettir.
 
Madde 2
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
 
Madde 3
Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır.
 
19 yıl önce de söylendi
TÜSİAD, bundan tam 19 yıl önce 1992’de Prof. Dr. Erdoğan Teziç’e hazırlattığı anayasa taslağında da ‘ilk 3 madde’ konusuna yer vermişti.
 
Söz konusu taslağa ilişkin çalışma grubu raporunda, “Çalışma grubumuz değişmez anayasa kuralı olarak 1924 ve 1961 düzenlemelerine dönmeyi ve sadece hükümet şekli olarak cumhuriyet ilkesinin değişmezliğinin kabulünü tercih etmiştir” ifadesi yer almıştı.
 
Dikkat çeken öneriler
- Yeni anayasayı seçimler sonrasında oluşacak Kurucu Meclis hazırlamalı.
- Anayasanın ilk 3 maddesi de dahil olmak üzere hiçbir madde ‘değiştirilemez’ hükmünde olmamalı. Yalnızca yönetim biçiminin ‘cumhuriyet’ olarak kalması benimsenmeli.
- Yerel yönetimlerin yetkileri genişletilmeli, yerinde yönetim sistemi geliştirilmeli.
- Etnik, dini ya da mezhepsel kimliklerin serbest ifadesi ve örgütlenmesi önündeki engeller kaldırılmalı.
- Seçim barajı temsil adaletine uygun bir seviyeye çekilmeli.
 
RAPORUN DETAYLARI
TÜSİAD'ın hazırladığı yeni anayasa çalışmasında, "vatandaşlık tanımında Türklük kavramına yer verilmemesi, cumhurbaşkanının yetkilerinin sınırlandırılması, nüfus kağıtlarında din hanesinin çıkarılması, din dersinin zorunlu ders olmaktan çıkarılması ve yüksek komuta kademesine atamaların TSK'nın göstereceği belli sayıda aday arasından sivil otorite tarafından gerçekleştirilmesi ve Genelkurmay Başkanlığının Milli Savunma Bakanlığına bağlanması" gibi öneriler yer aldı.
 
Çalışmayı özetleyen raporda, kimlikler, din ve vicdan özgürlüğü ve kuvvetler ayrılığı başlıklarının yanı sıra, yeni anayasanın yapım yöntemi ve yeni anayasanın temel ilke, kurum ve kuralları başlıkları ile birlikte beş alanı kapsayacak bir yuvarlak masa toplantıları dizisi başlatıldığı, yeni bir anayasa yazmayı değil, yeni anayasaya giden yolda en temel konularda fikirler demetini ortaya çıkarmayı amaçlayan bu çalışmanın, 11 toplantıda toplam 22 akademisyen ve kanaat önderini bir araya getirdiği belirtildi.
 
Türkiye'nin mevcut politik şartlarında, ancak 2011 milletvekili genel seçiminden sonra yapılması beklenebilecek olan yeni anayasanın yapım sürecinin kolaylaştırılması için "güven artırıcı tedbir" olarak adlandırılabilecek bir dizi tedbir alınması gerektiği belirtilerek, şöyle denildi:
 
"Milletvekili genel seçiminde geçerli olan yüzde 10'luk ülke barajı yüksektir ve 2011 seçiminde daha düşük bir baraj uygulanması yeni anayasayı kabul edecek parlamentonun temsil gücünü artırır. (Bu asgari önerinin ötesine geçen bazı katılımcılar bu tedbiri yeni anayasa yapım sürecinin olmazsa olmaz bir koşulu olarak görmekte ve yeni anayasayı yapacak bir meclisin seçiminde barajın tamamen kalkması gerektiğini dile getirmektedir).
 
İfade özgürlüğünü sınırlayan ceza mevzuatındaki bir dizi kanun hükmü değiştirilmeli ve yeni anayasa tartışma süreci, ifadenin özgür olduğu bir atmosferde cereyan etmelidir. Örgütlenme özgürlüğü de, ifade özgürlüğü için yukarıda yapılan tespite uygun olarak aşırı sınırlamalardan arındırılmalı ve özellikle siyasi partiler mevzuatı liberalleştirilmelidir."
 
Rapora göre, yeni bir anayasa hazırlanması ihtiyacının 1982 Anayasası'nın temel felsefesiyle ilgili sorundan kaynaklandığı göz önünde tutularak, yeni anayasa devlet odaklı değil birey ve insan odaklı bir felsefeyle kaleme alınmalı, meşru olan-olmayan düşünce ayrımı yapmamalı ve ideoloji bakımından tarafsız olmalı, toplumun en büyük beklentisi olarak tespit edilen eşitlik ve adalet kavramları, özgürlükle birlikte anayasanın değerler sistemini oluşturmalı, yeni anayasa milliyetçiliğe yer vermemeli, çoğulcu bir felsefeye sahip olmalı ve farklı kimliklere hak temelli yaklaşmalı, vatandaşlığın tanımlanmasında "Türklük" kavramına yer verilmeden, vatandaşlık bağı devletle birey arasındaki anayasal bir ilişki olarak tanımlanmalı.
 
BAŞÖRTÜSÜ
Temel hak ve özgürlüklerle ilgili taraf olunan uluslararası sözleşmelerin iç hukukta uygulanmasını sağlayacak ek tedbirler alınması gerektiği de önerilen çalışmaya göre, yabancıların anayasal statüsü yeniden ele alınmalı, belli koşullarla yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı başta gelmek üzere, yabancıların haklar ve özgürlükleri gözden geçirilmeli.
 
"Yeni anayasa, başörtüsü ile ilgili görüş ayrılıklarının çözüme kavuşturulmasında bir fırsat olarak değerlendirilmelidir" ifadesine yer verilen çalışmada, üniversite öğrencilerinin, milletvekillerinin, öğretim üyelerinin ve belli kurallar dahilinde kamu görevlilerinin başörtüsü kullanmalarına engel bir gerekçe bulunmadığı, bununla birlikte hakim, savcı, polis, asker gibi devletin egemenlik yetkisini doğrudan kullanan ve tarafsızlığın öne çıktığı meslekleri icra eden kamu görevlilerinin; çocukların etkiye açık olmaları nedeniyle okul öncesi eğitim, ilk ve orta öğretimde görev yapan eğitimcilerin; reşit olmamaları sebebiyle, üniversite öncesi eğitim alan öğrencilerin din veya inancı belli eden simgeler taşımasının uygun olmadığı tespiti yapıldı.
 
İnsan haklarının ayrılmaz bir parçası olan kültürel hakların, yeni anayasada ayrı bir hak grubu olarak ayrıntılı biçimde yer alması gerektiğine işaret edilen raporda, bu adımın, kimlikler temelinde ortaya çıkan bir dizi önemli sorunun çözümüne katkı sağlayacağı da ifade edildi.
 
Anayasanın kişinin özel yaşam hakkını sadece aile ve ev yaşamı çerçevesinde değil kamusal yaşama taşan kısmıyla da düzenlemesi, devlet memurları için geçerli olan grev yasağını kaldırması ve uluslararası standartlara uygun şekilde düzenlemesi, vicdani ret hakkı, bireyin kişisel özerkliği, çevre hakkı, bilgi edinme hakkı gibi hakları tanıması gerektiği de belirtilen raporda, yeni anayasanın 1982 Anayasası'nda yer alan gençliğin korunması, sporun geliştirilmesi gibi, devlet otoritesini birey karşısında güçlendiren düzenlemelere yer vermemesi gerektiği vurgulandı.
 
CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ
50 sayfalık çalışmada ele alınan bazı öneriler şöyle sıralandı:
 
- Siyasi parti faaliyetlerinin finansmanına anayasada mutlaka değinilmeli ve bu alan yasayla ayrıntılı bir biçimde düzenlemelidir. Devlet siyasi partilere hakkaniyete uygun bir şekilde mali yardımda bulunmalıdır. Siyasi partilerin mali denetimine ilişkin mevcut çerçeve güçlendirilmelidir.
- Yeni anayasada parlamenter sistem benimsenmelidir. Cumhurbaşkanı bugün parlamenter sistemin özelliklerine uygun olmayan bir biçimde geniş yetkilere sahiptir; bu yetkiler sınırlandırılmalıdır. Parlamenter rejim çoğulcu hale getirilerek işletilmeye devam etmelidir ve yeni anayasada mevcut sistemin doğurabileceği olası tıkanıklıkları giderebilecek mekanizmalar öngörülmelidir. Bu noktada, gelecekte parlamenter sistemde kilitlenme riski doğurabileceğinden, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi usulünden vazgeçilerek parlamento tarafından seçilmesi usulüne geri dönülmesi bazı katılımcılar tarafından önerilmiş, diğer katılımcılar ise yetkileri azaltılmış cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi usulünün devam etmesi gerektiğini ifade etmiştir.
- Demokrasinin yerel düzeyde güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu yaklaşım, yerel yönetimlerin etkinlik ve verimliliğini artıracağı gibi, özellikle Güneydoğu'ya hakim olan Kürt sorununun ve diğer kimlik sorunlarının çözümüne katkı sağlayabilecektir. Yerelleşmenin artırılması koşuluyla üniter yapının güncel ihtiyaçlara cevap verebilmesi mümkün olsa da üniter devlet ilkesinin esnetilmesi ile ortaya çıkan bölgeli devlet yapısı da tartışılabilir.
- Türkiye'deki laiklik anlayışı, müdahaleci karakteri ve devletin dinlere, mezheplere ve inançsızlığa eşit mesafede konumlanmamış olması dolayısıyla Batı tipi laiklikten ayrışmaktadır. Bu kapsamda 1982 Anayasası'nın din ve vicdan özgürlüğünün kötüye kullanılması yasağını düzenleyen 24. maddesinin son fıkrası, dini inancın her türlü sosyal görünümünü yasaklamaya müsait olması nedeniyle yeni anayasada yer almamalıdır. Bu hükmün yerine İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 9. Maddesinde yer alan inanç özgürlüğüne ilişkin sınırlama nedenleri kabul edilebilir.
- Nüfus kağıtlarında din hanesi bulunmamalıdır. Bunun uygulamada gerçekleşmesi için Anayasa'daki mevcut hükmün doğru olarak yorumlanması yeterli olduğu halde, yasama ve yargı organları tarafından bu şekilde yorumlanmamaktadır.
- Diyanet İşleri Başkanlığı'nın varlığına ve yapısına ilişkin görüşler farklılık göstermekle birlikte, katılımcıların tamamı Diyanet İşleri Başkanlığı'nın mevcut konumunu, laiklik ilkesine ve din ve vicdan özgürlüğüne aykırı bulmaktadır.
- Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin ilköğretim okullarında zorunlu ders olarak yer alması hükmü yeni anayasada yer almamalıdır.
- Ulus kavramı hukuki nitelik taşımadığından, Anayasa'da "Türk Milleti" veya milliyetçiliğe atıf yapan ifadeler ve etnik çağrışımı olan vurgular yer almamalıdır.
- Anadilinde eğitim ve anadilin öğrenimi konularında adım atılması için gerekli toplumsal ve pedagojik (öğretmen yetiştirilmesi, müfredat hazırlanması vb.) altyapının oluşturulmasına ilişkin tedbirler alınmalıdır.
 
SAVUNMA HARCAMALARI
- Kuvvetli bir kimlik boyutu da bulunan temsilde adalet sorunun giderilebilmesi için yüzde 10'luk seçim barajının düşürülmesi gerekmektedir.
- Başkanlık sistemine geçiş, idarenin ve yürütme organının yapısının bu sisteme uyarlanmasını gerektirmektedir. Bu, kapsamlı ve yıllar alacak bir süreçtir ve ülkenin temel birçok sorunun çözümünü ikinci plana atabilecek ve erteleyebilecek niteliktedir. Yeni anayasa parlamenter sistemi benimsemelidir.
- Milli Güvenlik Kurulu anayasal bir kurum olmaktan çıkarılmalı, yeniden yapılandırılmalı, üye kompozisyonu değiştirilmeli ve görev alanı net çizgilerle belirlenmelidir.
- Askeri otoritenin seçilmiş organlara bağlı faaliyet yürütmesine dair demokratik ilkenin etkin işleyişinin, sadece yapısal bir değişiklikle sağlanamayacağını kabul etmekle birlikte, sivilleşme kapsamında gerekli bir adım olarak, Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmalıdır.
- Savunma harcamalarının denetimi Sayıştay tarafından etkin bir biçimde yerine getirilmelidir. Savunma harcamalarının özelliğinden kaynaklanacak ve olağan görülebilecek gizlilik önlemlerinin alınması ile birlikte, savunma harcamaları TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından da sıkı bir biçimde incelenmeli ve denetlenmelidir.
- Yüksek komuta kademesine atamalar Türk Silahlı Kuvvetleri'nin göstereceği belli sayıda aday arasından sivil otorite tarafından gerçekleştirilmelidir. Yüksek komuta kademesinde atama yetkisi silahlı kuvvetler ve sivil otorite arasında paylaşılmalıdır. Katılımcıların bir kısmı, Yüksek Askeri Şura'nın anayasal bir organ olmaktan çıkarılmasını önermiştir.
- Cumhurbaşkanının rolünün parlamenter sisteme uyarlanması çerçevesinde, Devlet Denetleme Kurulu kaldırılmalıdır.
- Yükseköğretim Kurulu yerine, üniversiteler arası planlama ve koordinasyondan sorumlu yeni bir yapı kurulmalıdır. Bu kapsamda akademik özgürlükler ve üniversitelerin özerkliği güvence altına alınmalıdır.
 
TÜSİAD'ın yeni anayasa önerisiyle ilgili gerçekleştirilen yuvarlak masa toplantılarının 22 katılımcısı şu isimlerden oluştu:
 
Prof. Dr. Sibel İnceoğlu, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Ergun Özbudun, Prof. Dr. Mithat Sancar, Yrd. Doç. Dr. Abdullah Sezer, Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, Prof. Dr. Nur Vergin, Prof. Dr. Serap Yazıcı, Dr. Hasan Ersel, Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, İlter Türkmen, Doç. Dr. Sultan Uzeltürk, Dr. Müge Ayan Ceyhan, Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, Dr. Tarık Ziya Ekinci, Ümit Fırat, Fikret Toksöz, Prof. Dr. Mehmet Salih Yıldırım, Prof. Dr. İştar Gözaydın, Prof. Dr. Arus Yumul, Av. Kazım Genç ve İvo Molinas.

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
‘Ajans’ islafın eşiğinde
Grev kararı alan TGS'ye bir mektup yazan AA, iflasın eşiğinde olduğunu ...
İzmir'de silahlı saldırı
İzmir'in Buca ilçesinde bir kadın, evinde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaralandı.
‘İki Abdullah sevdim biri Öcalan'
Eski özel timci Ayhan Çarkın, Güneydoğu’da görev yapıp kendi deyimiyle ...
 
İbo’yu 350 TL’ye vurmuşlar!
Tatlıses’in vurulduğu saldırı aracını kullanan şoför itiraf etti: Bunu ...
Yıldırım iki can aldı
İzmir'in Tire ilçesinde 2 kişi, yağmurdan korunmak için sığındıkları barakada ...
Ege denizinde fırtına uyarısı
İzmir Valiliği Ege Denizinde yaklaşık üç gün sürecek fırtına dolayısıyla uyarıda bulundu.
 
CHP’li Tekin ifade verdi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin, gazeteci İklim Bayraktar'ın iddiaları ...
Abdullah Uçmak tutuklandı
İbrahim Tatlıses'e saldırı planını azmettirmekle suçlanan Abdullah Uçmak'ın ...
Aslan Anaokulu'ndan rengarenk sergi
Özel Hüseyin Aslan Anaokulu, “En yetenekli eller burada!” sloganıyla düzenlediği ...
 
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
‘Gönülsüz bekarlar’ için bakanlar devreye!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
34 yıldır katilleri nasıl bulunmaz?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İmamoğlu yalnız mı bırakılıyor?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Büyük İnsanlık İçin: MikroRNA!
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Atatürk’ten rövanşı alacaklar da…
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Halkın gerçek gündemi sahnede!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (10) 'Bak Postacı Geliyor'
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva