İZMİR - Ege Üniversitesi (EÜ) Tabiat Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Sıkı, Afrika ile Avrupa kıtaları arasında yaz ve kış aylarında göç ederken Türkiye'de konaklayan leyleklerin, sütunların koruma altında bulunması, uzun yıllar yapısal şekillerinin bozulmaması nedeniyle tarihi antik kentleri ömürleri boyunca ''yuva'' olarak kullandıklarını söyledi.
Prof. Dr. Sıkı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'yi göç yolu olarak kullanan leyleklerin mola verdiği ''güvenli noktaları'' yüz yıllardır ''yuva'' olarak tercih ettiklerini belirtti.
İzmir'in Selçuk ilçesinde kent merkezinde kalan tarih su kemerlerinin yanı başında yer alan bir sütunda 1830 yılında leylek yuvasının fotoğraflandığını anlatan Prof.Dr. Sıkı, şunları kaydetti:''Leylekler Afrika ile Avrupa kıtaları arasında yaz ve kış aylarında göç ederler. Bu göç sırasında Türkiye önemli bir geçiş güzergahıdır. Leylekler genellikle elektrik direkleri, küçük yerleşim yerlerindeki evlerin baca ve çatılarında da konaklamayı tercih ediyor. Tarihi antik kentlerdeki sütünlarda görülmesinin sıklığına gelince, leylek yuva için yüksek yerleri seçer. Leylekler, sütunların koruma altında bulunması uzun yıllar yapısal şekillerinin bozulmaması nedeniyle antik kentleri ömürleri boyunca yuva olarak kullanırlar.''
''Kuşların Büyükelçisi'' olarak bilinen Prof. Dr. Mehmet Sıkı, leyleklerin, Anadolu'da genellikle göl, akarsu ve nehir yataklarına yakın yerlerde konakladığını ve binlerce yıl buralarda üremeye devam ettiğini anlattı.
Prof.Dr. Sıkı, leylek yavrularının da anne ve babalarının konakladıkları yerleri uzun göç yolunda belirleyip, aynı noktada mola verdiğini ve soylarını devam ettirdiklerini dile getirdi. Aydın'ın Didim ilçesindeki tarihi Apollon Tapınağı da Ege Bölgesi'nde leyleklerin tercih ettiği konaklama alanları içinde yer alıyor.