FATİH YAPAR/EGEDESONSÖZ -İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Birol Çengil tarafından hazırlanan ve 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame ile ilgili suskunluğunu bozdu. Kendisini örgüt lideri olarak adlandıran ve hakkında 397 yıl istenen iddianame ile ilgili konuşan Başkan Kocaoğlu içini döktü. Ege Üniversitesi, İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği protokol ile Ayavukla Kilisesi’nin müştemilat binasında hayata geçecek olan Basın Müzesi için düzenlenen törende Başkan Kocaoğlu, “İzmir Büyükşehir Belediyesi hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianame belediyenin ne kadar dürüst, erdemli çalıştığının belgesi olarak belediye tarihine geçecektir. Bu iddianamede de görüldüğü gibi belediyede rüşvet, zimmet, belediye başkanının kendisini ve yakınlarını zenginleştirmesi kesinlikle yoktur. Zaten herkesin servet beyanı da ortadadır. İddianame aynı zamanda belediyenin örnek olduğunun, evrensel ahlak kurallarına göre çalıştığının belgesi olacaktır” diye konuştu.
Haberin videosu için tıklayınız
KARŞINIZDA ÇETE REİSİ OLARAK BULUNUYORUM
Protokol töreninin açılış konuşmasında katılımcılara seslenen Başkan Kocaoğlu, iddianameye gönderme yaptı. Kendisinin 1 numara olduğu iddianameyi hatırlatan Başkan Kocaoğlu, “2011 yılının birinci gününden itibaren belediyede toplu bir denetim başladı. Tabi ki bizim denetimden yana bir şikayetimiz yok. Zaten hukuki ve olması da doğaldır. Denetlemelerden beş ay sonra belediyeye Mayıs ayında bir operasyon düzenlendi ve bazı arkadaşlarımız tutuklandı. Daha sonra denetimler devam etti ve Kasım ayında ikinci bir operasyon düzenlenerek arkadaşlarımızın bir bölümü daha tutuklanarak cezaevlerine gönderildi. Son olarak iddianame açıklandı ve 130 kişi sanık sıfatıyla çete örgütü kurmakla suçlandı. Tabi ki her çetenin bir lideri olur. Bu çetenin de lideri ben oldum. Zaten başkası olsa da olmazdı. Şu anda karşınızda çete reisi olarak bulunuyorum. Bu konuda bir şikayetim de zaten yok” dedi.
ALNIMIZIN AKIYLA ÇIKTIK
Mahkeme tarihinin resmi olarak Pazartesi ya da Salı günü belli olacağını söyleyen Başkan Kocaoğlu 400 sayfaya yakın iddianamede yer alan konuların bilinen ve herkesin ağzına adeta sakız olan konular olduğunu dile getirdi. Tek dileğinin Mayıs ayından bu yana içerde yatan en uzunu 8,5 aydan beri cezaevinde bulunan kişilerin başta olmak üzere diğerlerinin de bir an önce hakim karşısına çıkıp, bırakılması olduğunu belirten Kocaoğlu, “Bu davada kimse kaçmadı. Zaten kimsenin de kaçacak bir durumu yok. Kimi çağırdıysalar gitti ve gereken ifadesini verdi. Buradan şunu net olarak söyleyebilirim ki İzmir Büyükşehir Belediyesi 1 yıl 11 aydır süren bu denetimden ve incelemeden alnının akıyla çıkmıştır” ifadelerini kullandı. Başkan Kocaoğlu ayrıca, belediyenin Körfez’de yaptığı çalışmalar, kent dönüşüm çalışmaları, raylı sistem projeleri, ulaşım, kamulaştırma ve tarihi ayağa kaldırmak için yaptığı işlerden bahsetti. Başkan Kocaoğlu’nun yaptığı konuşma törene katılanlar tarafından yoğun bir şekilde alkışlanırken Kocaoğlu kendisine ‘başkanım’ diyen bazı meclis üyelerine de ‘bana artık başkanım değil reis diyeceksiniz’ diyerek espri yaptı.
SERTEL’DEN DESTEK
Törende konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel gazetecilik mesleği ve yaşanan zorluklardan bahsetti. Teknolojinin hızla ilerlediğini gazetecilik mesleğinin de bu gelişmeye rağmen sendikalaşmadan, sigortalı çalışmaktan ve özlük haklarını kazanmaktan gazete patronları tarafından koparıldığını belirten Sertel, “Bir dönem bizleri kurşunlara, ölümlere ve bombalara alıştırmak istediler. Ocak ayı bizler için önemlidir. Uğur Mumcu’nun, Hrant Dink’in öldürüldüğü aylardır. Şubat ayında da Abdi İpekçi öldürülmüştür. Aynı zamanda 10 Ocak çalışan gazeteciler günü de bizim özlük haklarımız elimizden alınmasına rağmen kutladığımız bir gündür. Gazetecilik işini onurlu, erdemli ve dürüst yapanlar için çok önemli bir meslektir. Yaptığımız bu protokol ve bu yaşananlar nasıl tarihe not düştüyse Büyükşehir Belediyesi’nde yaşananlar da tarihe not düşecektir. Cezaevlerine atılan, ailelerinden kopartılan insanlar tarihe bizzat not düşecektir.” Dedi. Sertel müzenin içine basın şehitlerinin heykellerinin de dikilmesi önerisinde bulundu.
Törende konuşan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz da projeye sadece akademik olarak öncülük ettiklerini müzenin içinin doldurulması ve sosyal anlamda aktif hale getirilmesinin de basın mensuplarının görevi olduğunu dile getirdi.