İZELMAN düellosu: Kocaoğlu ve Delican’dan karşılıklı çağrı!

EGEDESONSÖZ - AK Parti’nin Kaya Termal Otel’de Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Nükhet Hotar’ın katılımıyla gerçekleşen terör zirvesine İl Başkanı Bülent Delican’ın sözleri damga vurdu.

İl Başkanı Delican’ın DİSK’i ‘PKK’nın yuvası’ olmakla suçlarken yaptığı İZELMAN vurgusu tartışmalara neden oldu.

Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Can Radyo, Romantik Türk ve Yıldız FM’e ortak yayınına katılarak gündeme dair önemli açıklamalarda bulunurken bu sözlere de ilk kez yanıt verdi.

BURADAN O SÖZLERİ GERİ ALMAYA VE…
Başkan Kocaoğlu, “Sayın Delican’ı uzun müddettir tanırım. ‘İZELMAN’da PKK yuvalanmış, Büyükşehir Başkanı temizlesin’ diye bir söylem içine girdi. 15 gün önce yaptı, gerekli cevabı verdik, şimdi artırarak devam ediyor. İZELMAN bizim en çok eleman çalıştıran şirketimiz.  6300 kişi çalışıyor.  ESHOT şoförlerimizin, tamir bakımda çalışanlarımızın büyük çoğunluğu burada.  Ayrıca otopark çalışmalarını ve anaokullarını da bu şirket yönetiyor. Burada PKK’lıların olduğu iddiası DİSK ile bağdaştırarak bir suçlamaya giriliyor. Bunun ne kadar tutarsız olduğunu, havada kaldığı, çamur at izi kalsın, ben bir laf söyleyeyim de bir kişiyi ikna edersem kardır gibi siyasi küçük bir çıkarla, algı  yönetimiyle, manipülasyonla bunu söylemesini tanıdığım, bildiğim Bülent Delican’a yakıştıramadım.  Eğer İZELMAN’da terör örgütüne yardım eden yahut onun elamanı olan biri varsa bunu Büyükşehir Belediye Başkanı olarak benim bilmem mümkün değil. Bunun hakkında istihbarat teşkilatı, kolluk  kuvvetler gerekli şeyi yapar. Bize bu yönde gelen böyle bir liste yok. Böyle bir liste gelmesine de gerek yok. Suç unsuru varsa emniyet, yargı, savcılık bunları alır cezalandırır. Ceza alan adamın da bizimle ilişkisi kalmaz. İzmir’in bütün yükünü çeken 6300 çalışanımıza, sabah 1 milyon kişiyi evinden işine taşıyan ESHOT şoförlerimize böyle bir ithamda bulunmak, bunları terör örgütlerinin destekçisi, teröristlere yardım eden, teröristlerle eş değer tutan bir söylemin mantığını anlamak mümkün değil. Büyükşehir Belediyesi’ne, başkanına, CHP’ye vuruyorsan, eleştiriyorsan onu anlayabilirim. 2011 yılında operasyon yapıldı. Günahsız yere 22 ay hapis yatan arkadaşlarımız var. Büyükşehir Belediyesi’ni  çökertmek için üst yönetim kadrolarının yüzde 50’sinden fazlası tutuklandı. Mahkeme yuvarlanıyor, sallanıyor gidiyor ama hiçbir suç kalmadı. Bizi suçlayabilirsiniz ama 6300 tane elamanı nasıl zan altında bırakırsınız. Bunlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. İktidar partisinin il başkanının diğer siyasilerden daha sorumlusu olması lazım. Ben nasıl 12 yıldır Büyükşehir belediye Başkanı olarak ağzımdan çıkan sözlere dikkat ediyorsam, belli bir üslupta, siyasetle eleştirimi, teveccühümü bildiriyorsam onun da aynı üslubu kullanması lazım. 6300 İZELMAN çalışanı adına, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 22 bin çalışanı adına İzmirli hemşehrilerimiz adına sayın Delican’ı buradan sözlerini geri almaya, özür dilemeye davet ediyorum. Biz barış ortamını, birliği beraberliği, teröre karşı mücadeleyi bu tür söylemlerle yapamayız. Bu tür söylemlerle bu kentte huzuru getiremeyiz” diye konuştu.

MADEM BENİ İYİ TANIYOR…
AK Parti İl Başkanı Delican’dan Kocaoğlu’nun açıklamalarına jet yanıt geldi. Delican, “Kocaoğlu mademki beni iyi tanıyor ve biliyor o zaman şunu söylüyorum; insan tanıdığı, bildiği ve güvendiği kişilerin sözlerine itibar eder. Onların söylediklerine yüzeysel bakmaz, siyasi olarak düşünmez. Sayın başkan böyle yapmalı ve benim söylediklerime kulak vermelidir. Bunları ciddiye almalı, belediye içinde faaliyet gösteren PKK’nın uzantısı DİSK’in tamamı olmasa da içerisindeki bir bölüm yapının önünü kesmelidir” ifadelerini kullandı.

İŞTE O AÇIKLAMA
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde örgütlü sendika olan DİSK’in içerisinde PKK uzantılarının olduğunu defalarca söyledik. Şimdi de aynı noktadayız. Zaten bu konuda açıklamayı geçtiğimiz aylarda da yapmıştım. Pazar günü partimizin düzenlediği Sayın Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın katıldığı toplantıdaki sözlerim sanki Büyükşehir Belediyesi’ne ve belediyenin şirketlerinden olan İZELMAN çalışanlarına yönelik söylemişim gibi yansıtıldı. Bu konudaki açıklamam gayet net ve açıktır. Ayrıca kamera kayıtlarında yayınlanmıştır. İsteyene bu kayıtlar gönderilebilir. Son toplantıda da DİSK’in örgütlü bulunduğu İZELMAN’daki vatansever ve ülkesini seven işçilerimizin bundan rahatsız olduğunu ifade ettim.

Burada DİSK’in tamamını ithaf etmiyoruz. Bir kez daha belirtmeliyim ki DİSK’in içerisindeki bir kısım yapılanmadan söz etmekteyim. Bunu defalarca ifade etmeme rağmen ne yazık ki yine algı operasyonu yapıldığını görüyorum. Başta bu konuyu sabote eden, suyu bulandırıp, bulanık suda balık avlamaya çalışan CHP’nin il başkanını uyardım. Konu hakkında yaptığı değerlendirme sonrasında durumu izah ettim. Fakat kendisi küçük siyasi polemiklerden beslendiği ve bundan çıkar elde etmeye çalıştığı için durumu kaşımaya ve sabote etmeye devam etti. Ben sözlerimin arkasındayım. Kesinlikle işçilerimizle ilgili bir olumsuz cümle ifade etmedim. Halen daha DİSK’in içinde bulunan PKK sempatizanı yöneticiler konusunda yaptığım değerlendirmenin CHP İl Başkanı Alaattin Yüksel’i neden bu kadar rahatsız ettiğini anlamakta zorlanıyorum. Bu konuda rahatsız olan, tepki gösteren iki isim var: Biri CHP’nin İzmir İl başkanı Alaattin Yüksel, diğeri ise  DİSK’in Ege Bölge Temsilciliği’ni yapan Memiş Sarı’dan başkası değildir. Vatansever İZELMAN işçilerinin DİSK’in içerisindeki bu terör yapılanmasından dolayı rahatsız olduklarını söylemem neden bu iki kişiyi bu kadar rahatsız etmiştir?

Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde örgütlü bulunan DİSK’in kamu kaynaklarını kullandığını ifade ettim. Bunu yine tekrar ediyorum. Belediye bütçesinden işçiler nedeniyle kesilen sendika aidatı aylık 650 bin TL’yi geçmektedir. Bu da yıllık ek ödemeler ve zamlar ile birlikte 8 milyon TL’yi aşmaktadır. Bu para DİSK’in alt yapılanması olan Genel-İş Sendikasına aktarılmaktadır. Genel-İş Sendikası’nın başındaki şahsın siyasi görüşü ise, mecliste teröre karşı imzası bulunmayan ve terör örgütüne ‘terör örgütü’ bile diyemeyen bu partinin temsilcisi konumundadır. Bu para  kimin cebine gitmekte, kimler hangi amaç için kullanmaktadır? Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na bu konuda çağrı yaparak DİSK’in bu tür yapılanmaları belediye içinde sürdürmesine engel olmasını istedik. Ülkemizde terörle mücadele toplumun her kesimi tarafından desteklenirken bu oluşumları temizlemesini Kocaoğlu dışında kimden isteyebilirdik? İzmir halkının oyları ile üç kez başkanlık koltuğuna oturduğunu belirten Kocaoğlu’nun bu konuda gerekeni yapmasını halen bekliyoruz. Konuyu emniyete ve güvenlik güçlerine havale ederek bu işin üstesinden gelinemeyeceği de açıktır. Başkan derhal bu yapılanmanın belediye içinde hareket etmesinin önünü kesmeli, gerekirse emniyet ile birlikte çalışarak süreci güvenlik boyutunda yürütmelidir. Aksi halde sadece belediyenin vatansever işçileri bu durumdan rahatsız olmayacak, tüm İzmirli hemşerilerimiz bu konuda tepki gösterecektir. Bizim ifade ettiğimiz, tepki gösterdiğimiz durum İzmirli hemşerilerimizin hassasiyetinin yansıtılmasıdır. Yine, Sayın Kocaoğlu’nun içinde bulunduğu durumdan çıkmak için yıllar önce gerçekleşen “belediyeye operasyon yapıldı” açıklaması bahaneden başka bir şey değildir. O dönem olduğu gibi şimdi de AK Parti, bu operasyonu kesinlikle doğru bulmamış, bu konuda gereken her türlü desteği kendisine vermiştir. Süreç yargıda devam etmekte, Kocaoğlu’nun da kamuoyu ile paylaştığı düşünceleri tarafımızdan net olarak bilinmektedir.

YÜKSEL’DEN ‘SON’ MESAJ
Öte yandan bu açıklamaların ardından Kanal 35 yayına katılan CHP İl Başkanı Alaattin Yüksel’den de konuya ilişkin ‘son bir’ değerlendirme geldi. CHP İl Başkanı, “Hemen hemen her gün şehit var. Ankara’da gerçekleştirilen üç saldırıda 175 canımızı yitirdik. 7 Haziran’dan bu yana 650’ye yakın insanımızı kaybettik. Bizim coğrafyamızda çıkan bu yangın tüm dünyayı sardı. Biz bu hükümeti defalarca uyardık. ‘Cehennemin kapısını aralamayın’ dedik. Başka ülke üzerinde hesaplar yaparsanız, orada tutuşturulan ateş o kapı açılınca Türkiye’yi de içine alır. IŞİD, PKK masum insanları katlediyor. Terörü lanetliyoruz. Bütün bu yolları açan AKP iktidarıdır. Böyle bir ortamda AKP İl Başkanı böyle konuşmamalıdır. Bu konudan siyasi rant falan yapılmaz. Bunca acı yaşanıyorken bunu yapmayın. Yanlış bir şey söylenmiş olabilir. Bununla ilgili durmak, düşünmek ve özür dilemek gerekir. Söylediklerim çarpıtıldı demesini de ben anlamıyorum. Ertesi gün yine açıklama yaptı bu sefer de ‘Ben İZELMAN demedim, DİSK dedim’ diyor. Bu ne demek. Neresi yanlış? Bu şekilde düzeltmezsin. Daha çok batıyor. Bir siyasetçi olarak prestij kaybetmesini istemem. Benim kendisine tavsiyem, bir dur, özür dile. DİSK’e PKK dedin. DİSK’te Hak-İş gibi yasal yollarla kurulan bir örgüt. Hem de hepsinden daha gerçek, daha has bir emek örgütüdür. DİSK’e bağlı İZELMAN’da 10 binin üzerinde örgütlü işçiyi kastediyorsun. 30-40 bine yakın kişiyi zan altında bırakıyorsun. Bu ülkede PKK ile kucak kucağa kim siyaset yapıyor diye sorsanız, bu kendisinin il başkanlığını yaptığı siyasi partidir. Habur’da PKK’lılar için seyyar mahkemeler kuran İZELMAN işçileri midir, yoksa AKP midir? Teröristler bombaları, mayınları yerleştirirken, asker müdahale etmek istediğinde müdahaleyi durduran valiliğe emir veren İZELMAN işçileri mi, DİSK mi, yoksa AKP’nin bakanları mı? Pazarlık yapıp PKK’ya, Abdullah Öcalan’a övgüler düzen İZELMAN işçileri mi, bakanlar mı? Hala ‘PKK terör örgütü değildir’ diye açıklama yapan bakanlar var. Biz bunlar üzerinden üzerinize gitmiyoruz diye zeytinyağı gibi üste çıkıp, ‘PKK ile CHP işbirliği yapıyor’ diyorsunuz. Bizim kimseyle işbirliği yaptığımız yok.  Ben üzülüyorum. Bunu sürdürmesi beyhude çaba. Çabaladıkça daha çok batıyor. Yan yana gelelim, canlı yayından versinler açıklamaları, konuşalım. Ben Allah’a şükür okuduğumu anlayan, duyduğumu unutmayan biriyim. Basın ağzından çıktığı için öyle yazdı. Basına tekzip gönderin o zaman. Düzeltiyorum diyorsun, yine aynı şeyi söylüyorsun. Bir dur açıklama yapma, dinlen hatta özür dile. Ağzımdan kaçtı de. Gelişi güzel Büyükşehir Belediyesi’ni eleştireceğim diye laf ettiniz. Uzatmanın anlamı yok. Ben bu konuda bir daha açıklama yapmak istemiyorum. Onun adına da üzüldüğümü belirtmek istiyorum. Sayın Delican bundan sonra ne konuşursa konuşsun yeridir” dedi.