İntegral’den araştırma: İzmir’in yüzde kaçı musluktan su içiyor?

EGEDESONSÖZ-İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü, Gazeteci-Yazar Ümit Yaldız, SonSöz TV’de katıldığı programda Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı.

Programın gündeminde kentte tartışmalara neden olan “musluktan su içilmesi” konusu vardı. Hazırladığı verileri kamuoyuna duyuran İZSU, İzmir’de musluklardan akan suyun içilebilir durumda olduğunu açıklamıştı. AK Parti İzmir milletvekili Mahmut Atilla Kaya ile CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan arasında ise konuyla ilgili tartışma yaşanmıştı.

İzmir’in su tüketimi ile ilgili olarak kamuoyu araştırması yaptıklarını açıklayan Ümit Yaldız ise merkez ilçelerde özellikle dar gelirli kesimin musluk suyu kullandığın söylediğini belirtti.

SU TARTIŞMASI YENİ DEĞİL
Yaldız açıklamasında geçmişten örnek vererek “su üzerinden geçmiş yıllarda da tartışmalar oldu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, ‘İzmir’in suyu arsenikli’ dedi. Arsenikli su krizinde Melih Gökçek tarafından yapılan ithamlar üzerinden çıkan tartışma sonucunda Aziz Kocaoğlu halkın gücünü arkasına aldı. Merhum Baykal, İzmir’le o dönem ilgilenmedi. Erdoğan’ın sık sık değindiği, Gökçek’in İzmir’in suyu ile yatıp kalktığı dönemde AK Parti’nin o dönemki il başkanı Aydın Şengül’ün tankerlerle su dağıttı. Yani geçmiş dönemde içme suyu üzerinden siyaset yapıldı. Kazanan Kocaoğlu oldu. Kocaoğlu bir yıl sonraki seçimde yüzde 57 oy aldı. İttifaksız hem de” dedi.

20-30 YILDA SU KÜLTÜRÜMÜZ DEĞİŞTİ
İçme suyu kültürünün değiştiğine değinen Yaldız, “Musluktan akan suyu içme kültürünü 90’larda kaybettik. İSKİ skandallarının olduğu dönemlerde, kuraklıkla ilgili süreçlerde musluklardan pislik aktı. Ciddi sağlık tehlikeleri oldu. Ulusal ölçekte olay aylarca işlendi ve musluktan akan suya soru işaret ile bakıldı. 20-30 yılda su kültürümüz değişti. Buna mesafeliyiz. Sağlıklı da olsa başka bir damak tadına dönüştü. İçtiğimiz suda standart arıyoruz ve bu damacanaya kaydı” şeklinde konuştu.

DAR GELİRLİ MECBUR İÇİYOR
İzmir’de su tüketimi konusunda yaptıkları araştırmayı duyuran Yaldız, “Musluktan akan suyu içenlerin oranı merkezde yüzde 14,4 seviyesinde… Bunu kim içiyor? Dar gelirli içiyor. Mecbur içiyor. Dış ilçelerde köy suları var. İZSU sistemine sonradan bağlanmış. Herkesin ilçenin geçmişten gelen su sistemi var. Küçük Menderes’te musluktan su içme oranı yüzde 33,6… Bakırçay Havzası’nda yüzde 16,4, Yarımada’da ise yüzde 8,2…” ifadelerini kullandı.

ARITMA CİHAZLARI DENETLENMELİ
Arıtma cihazlarının kullanımının çok yaygın olduğunu söyleyen Yaldız, “İzmir’de merkezde yaşayan halkın yüzde 43’ü arıtma cihazı kullanıyor. Bu oran Bakırçay’da yüzde 38,8, Küçük Menderes’te yüzde 38,6, Yarımada’da ise yüzde 41,8… Büyükşehir’in bu konuda çalışması yapması lazım. Arıtma cihazları sağlıklı mı, denetleniyor mu, bir standardı var mı?” dedi.

İzmir’de damacana kullanımı hakkında bilgi veren Yaldız, “merkezde yaşayan vatandaşların yüzde 42,6’sı da damacanadan satın alıyor. Bakırçay’da bu oran yüzde 44,8, Küçük Menderes’te yüzde 27,8, Yarımada’da yüzde 50… Büyük bir Pazar. Arıtma için de damacana için de. Analizler var. İçme suyunda sağlığı etkileyecek hiçbir şey yok. Hatta musluktan akan sudaki elementlerde insan sağlığına faydalı çok şey var. Arıtma ile bu elementler saf hale geliyor. Arıtmadan geçen su da soru işareti… 90’larda başlayan kültürün sonucu bu” şeklinde konuştu.

Yaldız şunları söyledi:

“Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı açıklamaya inanmak isterim. Bu konuda açıklama yapmaya devam etmeli. İktidar partisi vekilinin de ‘kendileri en son ne zaman musluktan akan suyu içtiler’ sorusunu sorma hakkı vardır. Bu sonuçta bir problem. Bu problemi yönetmek belediyenin elinde. Bizim suyumuz içiliyor denirse süreç içinde yüzde 15 seviyesi olan musluk suyu kullanma oranı yükselir. Damacana, arıtma piyasasına yönelik hamle olur. Bu halkçı bir hamledir. Yaz aylarındayız. 1 damacana su 100 lira… İzmir’in belediye başkanı doktor ve sağlıklı kentler birliğine aday. İçme suyunun sağlıklı olduğunu muhalefete rağmen anlatmalı. Ben analizlere güveniyorum. Boğazdan geçen her lokma bir standart oluşturuyor. Bunu değiştirmek zaman alabilir. Dar kesimin yüzde 3’üne, 5’ine ulaşırsanız daha sağlıklı mineralleri içmesini sağlarsınız. Biz doktor belediye başkanına kendi alanı olduğu için de güveniriz diye düşünüyorum. Tıp alanında kendisi öne çıkmalı. Eğer başarı sağlanırsa İzmir halkının özellikle dar gelirlinin damacana üzerinden bütçesi üzerinden olumluluk olarak da yansıyacaktır”