AK Parti Genel Merkezde gerçekleşen toplantıya Sosyal İşler Birim Başkan Yardımcıları ve Milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda akademisyen katıldı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yetkilileri ve bazı sivil toplum kuruluşları tarafından talep edilen ve bu çerçevede düzenlenen eğitim programına KKTC Sosyal Hizmetler Dairesi Şube Sorumlusu, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı Başkanı, İş Kadınları Derneği Başkanı, İş Kadınları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri katıldı. Madde Bağımlılığı ile mücadeleye yönelik çalışmalar yürüten akademisyenler, çalışma alanları ile ilgili sunum gerçekleştirerek önerilerini paylaştı.
Sempozyumun açılışında konuşan Hotar, toplumsal adalet ve güvenliğin tesisi ve korunmasının devletin temel görevleri arasında yer aldığına dikkati çekti. Hotar, halkın huzur ve güven içerisinde geleceğinden emin, sağlıklı ve güçlü bir yapıda hayatını sürdürmesinin bu görevin hakkıyla yerine getirilmesine bağlı olduğunu söyledi. Hotar ''Bütün ülkeler için en önemli tehditlerden birisi olan bağımlılık, ülkemizde de büyük bir toplumsal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır'' ifadesini kullanarak, bağımlılığın kişinin özgürlüğünü, kendine has olma özelliğini yitirdiği bir sonuç olduğunu belirtti.
Madde bağımlıları birbirlerini “görmedim, duymadım, bilmiyorum” dövmeleri ile tanıyor…
Sempozyumda Uyuşturucu kullanıcıları arasında geliştirilen dil alıcı ile satıcının kısa sürede birbirlerini tanımalarına imkân verdiği için oldukça tehlikeli olduğuna dikkat çekildi. Narkotik yetkililerine göre bu şekiller polis tarafından bilinse de madde bağımlılığı ile mücadele eden tüm kesimlerin bu işaretlerden haberdar olması önem taşıyor. Birçok çeşidi bulunmasına rağmen bugünlerde alıcı ile satıcıyı buluşturan en önemli işaret üç siyah nokta. Bu üç nokta “görmedim, duymadım, bilmiyorum” mesajı ile karşıdakine güven veriyor. Vücudun görünen bir yerine (genellikle ele) yapılan üç noktalı dövmeler vasıtasıyla alıcı ile satıcı birbirlerini hiç tanımadıkları hâlde her türlü ortamda iletişim kurabiliyor ve alışverişi gerçekleştirebiliyor.
Sempozyumdan çıkan ortak kanaat “daha hızlı, etkin ve yaygın bir mücadele”nin gerekliliği…
Eğitim programında göçen eden düşük gelirli ailelerin çocukları ve gençleri çok niteliksiz işlerde kayıt dışı çalışmakta ve belli bir süre sonra okul terkleri ve madde kullanımı riski ile karşı karşıya kaldıkları belirtildi. Bu riski azaltmak için öğrencilere verilen burs ve kredi imkânlarının başarı gözetmeksizin ilk ve orta öğretimdeki öğrencilere de verilmesi gerektiği ifade edildi.
Sempozyumda konuşulanlar arasından diğer dikkat çekilen konu da madde bağımlılığı ile mücadelede eğitimin çocuklarda ve gençlerde merakını uyandıracak nitelikten uzak, çok yönlü ve doğru yapılması gerektiği oldu.
Programda ayrıca 2015 yılında uygulamaya geçecek olan ‘Alo Uyuşturucuyla Mücadele Danışma ve Destek Hattı’nın tanıtımının iyi yapılması gerektiği, madde kullanan genç ve yakınlarının güvenini sağlaması açısından önemli olduğu belirtildi.
Son olarak, çok boyutlu bir olgu olan madde bağımlılığı ile mücadelenin Başbakanlığa bağlı bir kurum tarafından koordine edilmesinin önemi vurgulandı. Dolayısıyla madde bağımlılığı ile mücadelede en kısa sürede etkin, hızlı ve yaygın müdahalenin sağlanabileceği belirtildi.