Politika’nın hızı...

Saatleri “yolda bırakacak” kadar tempolu oluverdi aniden...

Ya da...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kalbinden geçenleri...

Kesin hissediyor!

“Bu da nereden çıktı?” diyeceksiniz ama...

Her iki tarafın attığı adımlar...

Önemli gelişmelerin “tarihini verecek” kadar sağlam!

***

Mesela...

2011’de Suriye’de iç savaş başlayınca...

Eline silah almak istemeyenler...

Hatay Reyhanlı’nın kapısına yığıldı...

Vatanını korumaktan aciz olanlara ekmek verdik...

O gün bugün onları besliyoruz...

İyi de...

İç savaşın ateşi sönünce bile...

Bizi bırakıp “vatanına koşan” Suriyeli ile karşılaşan var mı?

Yok!

Ama şu var...

Esat, iki gün önce dünyaya nasıl seslendi?

“Türkiye ile ilişkileri normalleştirmek için girişimlere açığız!”

Aslında...

Esat, farkında olmadan...

CHP Lideri Özgür Özel’in şu çarpıcı sözlerini tekrarlar gibiydi:

“Türkiye normalleşmeye aç ve talepkar, buna uyum sağlayan karşılığını alır...”

***

Dikkat ederseniz!

Aslında “normalleşme” arzusunun getirdiği...

Daha büyük bir manşet var...

Özgür Özel, akıllı siyasetçi...

Şu meydan okumayı daha önce de manşete çıkarırdı ama...

Bugün seslendirmek...

Aslında daha fiyakalı...

CHP’nin genç Genel Başkanı...

Bugünleri sabırla bekledi ve eteğindeki taşı döküverdi:

“Türkiye mutlaka normalleşecek!”

Şimdi, bu önemli ayrıntıyı...

Politik bir “avantaj” olarak değerlendiren...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel...

Bu güzel memleket için...

Kalbinden geçeni açık / net seslendirmesin mi yani?

“Normalleşme demek; normal demokrasilerde ne varsa O’nu talep etmek demek... Anayasa’ya, kanunlara, AİHM kararlarına tam uyumu istemek benim görevim... Ha, bunları yapmıyorsa bırakalım onlar anormal kalsın... Vatandaş da normal ile anormal arasında günü gelince tercihini yapar...”

***

Gelelim...

Ana muhalefet liderinin...

Masaya bıraktığı “erken seçim kartı”na...

Özgür Özel...

Kalbinden geçen “Erken Seçim”in ayrıntılarını şöyle anlatıyor:

“Hep söylüyorum; (Erken seçimi millet isterse kaçınılmaz olur...) diyorum... Tarih olarak da şunu ifade ediyorum:

Beş yıl var iki seçim arasında...

Bunun ortası çok kritik bir yer 2,5 yıl...

Sayın Erdoğan, eğer Meclis seçimlerini yenileme kararı almazsa...

Bir daha aday olamıyor...

2,5 yılda şöyle bir noktaya geleceğiz...

Biz, (Gel seçimleri yenileyelim...) deriz...

Gelip aday olursa 2,5 yıl o koyar, 2,5 yıl biz koyarız ortaya...

Tam ortasının öyle bir manası var...

Erdoğan, kendine güveniyorsa bir kere daha gelir yarışırız...

Yok güvenmiyorsa geriye giden her gün...

O’nun seçimden kaçtığı gündür...

Şartlar böyle giderse biz vatandaşların taleplerini dile getiriyorken...

İttifak ortağı ona yüz çeviriyor diye hiç bir talebi duymayıp...

Memleketi bu hale getirirse biz önümüzdeki yıl bugünlerde...

Erken seçim talebini dillendiririz ve tam 2.5 yılın sonunda...

Kendisine kaçamayacağı bir teklif sunarız...

Kaçarsa millet görür neden kaçtığını...”

Bitiriyoruz...

CHP’ye ömrünün yarım asrını vermiş…

Urla Belediye Başkanlığı’ndan, İzmir İl Başkanlığı’na…

Ardından bu kentin milletvekilliğine…

Oradan da Genel Sekreter Yardımcılığı’na uzanan yelpazede…

Neler görmüş neler yaşamış Bülent Baratalı ağabeyimize...

Bu yazının başlığındaki soruyu...

Yani...

Özgür Özel’in

“Neden erken seçim için meydan okuduğunu?”

Sordum ve ekledim:

“CHP nasıl bu kadar hızlı değişiyor?”

İşte, Sayın Baratalı’nın fark yaratan yorumu:

“Aslında sayın Özgür Özel, erken seçimin yapılabileceği tarihi nokta atışı belirliyor... Bunu yaparken de aslında fikri takipte(*) bulunuyor... İki nedeni var... Birincisi yerel seçimden sonra erken genel seçimi neden istemediğinin gerekçelerini koruyor ve iktidara süre veriyor... İkincisi ve en önemlisi, kendine de süre veriyor...  Sayın Özer, CHP’nin örgüt yapısını Kemal Bey’den devraldı... Hem taşranın hem de genel merkezin verdiği sürede örgüt seçimleri yapılacak... Sayın Özel, etkili olduğu örgütle seçime girmek istiyor...  Sonuç olarak elitlerin ve bazı köşe yazarların da eleştirilerine yanıt veriyor... Ayrıca örgütünü yenilenerek kendince daha güvenli bir örgüt yapısıyla seçime girmek istiyor... Zaten erken seçim kararı için 360 vekil bulunamayacağını o da iyi biliyor ama cevap vermeye de devam ediyor...  Zaten doğrusu da bu değil mi?

Nokta...

Hamiş 1: “Erken seçime gitmek için ya Cumhurbaşkanının kararı veya TBMM’nin beşte üç çoğunluğu gerekiyor... Erken seçim kararı için en az 360 milletvekilinin desteği şart...”

Hamiş 2: “Türkiye'deki Suriye vatandaşlarının ülkelerine dönmesi için şartlar neyse konuşulmalı... Türkiye'de doğmuş bir milyon Suriyeli varsa ilerleyen yaşlarda Türkiye'ye gelmek için vize kolaylığı sağlanabilir... Gerekirse Esat’la ilk ben görüşebilirim...” / Özgür Özel – CHP Genel Başkanı...”

(*) Fikri takip: “Bir olayı sadece meydana geldiği an ve sonraki yakın süreç içinde değil uzun zaman içinde hep izlemek ve gözlemek...”

Sonsöz: “Yolcu için yol, kurnaz politikacı için söz tükenmez... / Alan Alexander Milne / İngiliz yazar...”