İZMİR - Gaziemir İş Adamları Derneğinin (GESİAD) festival alanında düzenlediği ''İzmir'de demokrasi gündemi'' konulu toplantıya katılan Ertuğrul Günay, Türkiye'nin 10 yıl önceye göre ekonomide, demokraside çok daha iyi bir noktaya geldiğini belirtti.
Günay İzmir'den ödünç oy istedi...haberi için tıklayın
Gelişmenin dağdaki çobana dahi yansıdığını kaydeden Ertuğrul Günay, ''Bu yansımanın İzmir'de olup olmadığı konusunda ciddi bir sınavın eşiğinden geçiyoruz. Burada söylemediğimiz, yapmadığımız şeyler bize atfedilerek, gerçekten insanın içine bir miktar sitem doluyor'' dedi.
Kavgadan sakındıklarını, amaçlarının hizmet etmek olduğunu ifade eden Günay, Türkiye'de daha önce ''kamplaşma, taraflaştırma'' ile siyaset yapıldığını belirtti. Bakan Günay, bugün dünyada yenilikçilik ve statükoculuk ayrımı bulunduğuna işaret etti.
AK Parti'nin Türkiye'de ''ilerici'' hareketi temsil ettiğini vurgulayan Ertuğrul Günay, şunları söyledi: ''Anlattıklarım bir siyaset polemiği değil. Bu sosyolojik ve siyasi bir gerçekliktir. Türkiye'de bazıları hala dünyanın değiştiğinin, yeni bakış açılarının dünya için gerektiğinin farkında değil. Bizim ülkemizde hala sağcı-solcu, inanan-inanmayan, ilerici-gerici, Türk-Kürt, başı açık-başı kapalı ayrımları üzerinden siyaset üretmeye çalışan mantıklar var. Bir kere bu özellikler insanların doğuştan gelen veya tercih ettiği özelliklerdir. Devletin bunlarla meşgul olmaması lazım. Devletin insanın doğum yeriyle, itikadıyla meşgul olmaması lazım. İnsanların eğitimi, sağlığıyla, güvenliğiyle, istihdamıyla meşgul olması lazım. İnsanın onurlu bir biçimde yaşamını sürdürmeye çalışması lazım. Türkiye'de yakın yıllara kadar bu görevlerinden çekilmişti. Mezhebine, itikadına göre, kıyafetine göre insanlar arasında ayırım yapmaya başlamıştı. Biz bunu ortadan kaldırmaya çalışıyoruz.'' Ertuğrul Günay, bazı köşe yazarlarının bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğunu ve kamuoyunu yanlış yönlendirdiğini de savundu.
Amerika'da 40 yıl önce siyah ve beyazların yan yana bile gelmediğini, bugün ise bir siyahın ABD Başkanı olduğunu ifade eden Günay, ''Bizim tarihimizde farklı deri renklerinden insanlar her kademeye gelmiştir. Bizde bütün insanlar kardeştir. ABD bunu çok acımasız yaşadı. Bu eski kalıpların nasıl tarihin çöp sepetine gittiğini anlamak için ders çıkarmak lazım. Onun için diyoruz ki bu ayrımlar insanların yaşamıyla ilgilidir. Devlet kültüründe bunların yeri yoktur. Biz seçimlerde bunun karşılığını alıyoruz'' dedi.
''SIRT ÜSTÜ YATMIYORUZ''
Halkın oy ve desteğine karşılık olarak sırt üstü yatmadıklarını, çok çalıştıklarını söyleyen Ertuğrul Günay, İzmir için neler yapabileceklerini düşündüklerini ifade etti.
İzmir'in çok güzel bir doğası olduğunu, engin bir tarihe sahip bulunduğunu dile getiren Günay, ''21 kazı yapıyorum İzmir'de. İzmir Büyükşehir Belediyesi 'Agora'yı kazıyorum' diyor. Ben, onun gibi 14 yer daha kazıyorum. Avrupalılarla birlikte 21 kazı yapıyorum İzmir'de. İzmir'in potansiyelinin yeterince harekete geçirildiğini söylemek zor'' dedi.
İzmir'in turizm potansiyelini hayata geçirmek için objektif tüm şartları bulundurduğuna işaret eden Ertuğrul Günay, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Turizm bu bölge için büyük bir nimet. Tarih, doğa, deniz, insan var. Helva yapacak usta konusunda arkadaşlar birbiriyle uğraşıyor. İzmir'de yerimizde saymışız. Ben planlama konusunda çalışıyorum. İnciraltı'nı, Çeşme'yi, Seferihisar'ı planlıyorum. Yatırımcı buluyorum. 70 gazeteciyi çeşitli ülkelerden davet ettik. 4 gün İzmir'i gezdi. Ben yemek verdim, Konak Belediyesi yemek verdi. Büyükşehir de yemek verecek diye bekliyorduk. Başkan gitmemiş, vekili gitmiş. Ben Bakan olarak gittim, Büyükşehir Belediye Başkanımız gitmemiş. Bir arkadaşımız da diyor ki 'Bu İZKA'nın projesiydi, Bakanlık sahip çıkıyor'. Açın sorun, bu kimin projesidir? Sadece hevesimi kırma. Hevesimi kırma, başka bir şey istemiyorum.''
İzmir'in EXPO 2020'ye ev sahibi olma konusunda önemli bir şans yakaladığını dile getiren Ertuğrul Günay, organizasyon sayesinde İzmir'e 50 milyon turist gelebileceğini ifade etti. Günay, ''Bu fırsatı İzmir'in kullanması için elimizden geleni yapıyoruz. Başbakan 28 Nisan'da mektubu yazdı. 1 Mayıs tarihi itibarıyla bizim bakanlık ve Dışişleri Bakanlığı mektubu Paris'te ilgililerin önüne koydu. EXPO'ya elbirliğiyle ile çalışmamız lazım. Asıl EXPO'nun ev sahibi olması gereken İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Vali ile kalkıp gitmedi. İyi şeylerin olabilmesi için el birliği yapmamız lazım'' dedi.