Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Türkiye, haftalardır sahte içkiden hayatını kaybedenleri konuşuyor. Çeşitli illerde yaşanan sahte içkiden ölüm olayları üzerine sektör, yeniden mercek altına alındı. Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı İbrahim Uğur Toprak, denetlemelerin yetersiz kalması nedeniyle sahte içki üretiminin sanayileştiğini öne sürdü, devletin gerekli önlemleri alması gerektiğini söyledi. Başkan Toprak ayrıca, 'Sahte içkiden ölmek, insanın kaderi olmamalıdır' dedi ve içkinin sahte olup olmadığını anlamanın yöntemlerini anlattı.

DENETİMSİZLİK VE YÜKSEK ÖTV, KAYIT DIŞI VE SAHTECİLİĞİ KÖRÜKLEDİ

Kayıt dışı ekonominin bir ürünü olan sahte içkinin, halk sağlığına ciddi boyutta zarar verdiğini belirten Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı İbrahim Uğur Toprak, sahte içkinin, sanayi tipi alkollerden yapıldığını, etil alkole göre çok daha ucuz olan metil alkolün kullanıldığını anlattı. Gıdanın, insan sağlığı ile doğrudan ilgili, ihmal edilemeyecek ve ertelenemeyecek bir konu olduğunu belirten Başkan Uğur, 'Mevzuat hazırlamak, kurallar koymak, bu kuralların uygulaması, ancak takip edildiği ve yeterince denetim yapıldığı sürece önemlidir. Bu denetimler yeterince yapılamazken, bir de alkollü içkilerde çok yüksek oranlarda vergi uygulanması kayıt dışını ve sahteciliği körükledi. Dolayısıyla tüketiciler riske atıldı' yorumunu yaptı.

GÖZÜ DÖNMÜŞLERİN HUKUKSUZLUĞUNU MASUM İNSANLAR CANLARIYLA ÖDÜYOR

Alkol ve gıda zehirlenmesi gibi vakalarla insanlarımızı yitirmenin çağdaş, demokratik bir hukuk devletine yakışmadığının altını çizen Başkan Toprak, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Halk sağlığı ve gıda güvenliği denetimsizliği ile yüksek ÖTV'nin bir sonucu olan kaçak/sahte alkolden ölmek, insanın kaderi olmamalıdır. Vahşi kapitalist neoliberal ekonomik sistemin sınır tanımaz kar güdüsüyle, gözü dönmüş bir grup insanın yaptığı hukuksuzluğu, masum insanların canlarıyla ödemesi kabul edilebilir bir durum değildir. Tabana yayılmamış, adil ve eşit olmayan vergilendirmelerle kamu maliyesi ayakta tutulmaya çalışılırken, dolaylı vergilendirme gibi kolaycı bir yaklaşımla vergi toplama yolunu seçen merkezi idarenin bu durumun yaratılmasına kapı açtığı görmezden gelinemez. Vatandaşın ekonomik yönden zayıflığını fırsat bilen bu kriminal kimselerin kendi karlarını artırmak için insan yaşamını bile nasıl hiçe saydıklarını herkese göstermişlerdir.'

DEVLET, ALKOLLÜ İÇKİ DE DAHİL, TÜM GIDALARIN GÜVENİLİR OLMASINDAN SORUMLUDUR

Bütçe açıklarını kapatmak için, alkollü içkilere yapılan yüksek zamların ve vergilerin, sahtecilik ve kaçakçılığı tetiklediğini öne süren Başkan Toprak, 'Rakı dışındaki diğer distile alkollü içkilerde de sahteciliğin olmadığını söylemek olası değil. Bugünlerde rakıda yaşanan sorun, yarın diğer distile içkilerde de görülebilir. Bu bağlamda, alkollü içkilerdeki yüksek vergi baskısının, sahtecilik cazibesini düşürecek oranlara çekilmesi, tüketicinin uygun fiyatlarla alkollü içkilere ulaşmasını sağlayıcı bir fiyat düzeyinin belirlenmesi gerekiyor' dedi. Devletin, üretimine ve tüketimine izin verdiği alkollü içecekler de dahil olmak üzere tüm gıdaların yurttaş tarafından sağlıklı ve güvenilir bir şekilde tüketilmesinden sorumlu olduğuna işaret eden Başkan Toprak, sözlerini şöyle sürdürdü:

ÜRÜNÜ ALIRKEN GİB BÜİS UYGULAMASIYLA KONTROL EDİN

'Bu sağlanmadığı sürece yurttaşın sağlığı tehlike altında olacaktır. Yüksek vergi sebebiyle giderek artan sahte/kaçak içki kaynaklı ölüm, sakat kalma vakaları bu gibi yasaklarla da artmaya devam edecektir. Çünkü insanlar uygun fiyatlara ulaşamadığı için farklı çözüm yolları üretmeye çalışmaktadır. Artık sanayileşmeye başlayan sahte içki üretimi için denetimler ilgili bakanlıklarca mutlaka sıklaştırılmalıdır. Alkollü içkinin dış görünüşünden sahte olup olmadığını anlamak mümkün değildir. Dökme içki tüketmemek veya tükettikleri noktalarda orijinal ambalajı görmeyi talep etmek yetersiz de olsa bir önlemdir. Alışveriş sırasında kapak, etiket, barkod ve seri numarası kontrollerini yapmaları ve olabildiğince güvenilir buldukları yerlerden içki satın almaları önemlidir. Akıllı telefonlarda kullanılabilen GİB BÜİS uygulaması ile ürünlerin bandrolünde bulunan QR kodu okutulup orijinalliğinin kontrolünü sağlayabilirler. Şüpheli görülen durumlar, yetkililere bildirilmeli. Şu kesinlikle unutulmamalıdır; piyasadaki eşdeğerlerinden çok daha ucuz olan gıda maddelerinde sahtecilik ve aldatma riski yüksektir.'

SAHTE İÇKİ ZEHİRLENMESİ, 24 SAAT ETKİSİNİ GÖSTERMEYEBİLİYOR

Sahte içkiden zehirlenmenin, 12-24 saate kadar kendini göstermeyebildiğine vurgu yapan Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı İbrahim Uğur Toprak, metil alkolün endüstriyel kullanımı olan ürün olduğuna işaret ederek şu bilgileri aktardı:

'Metil alkol, endüstriyel kullanımı olan bir üründür. Gıda maddelerinin üretiminde girdi olarak kullanılması kesinlikle yasaktır ve kullanılamaz. Türk Gıda Kodeksi'ne göre rakıda bulunmasına izin verilen metil alkol miktarı en fazla 150 gr/hektolitredir. Bu miktardan daha yüksek oranlarda metil alkol içeren ürünler, insan sağlığı açısından risk taşır. Mevzuatta izin verilen dozların üzerinde tüketildiğinde zehirlenmelere neden olur. Zehirlenme belirtileri 12-24 saate kadar görülmeyebilir. Metil alkolün bir diğer özelliği de, zehirleme dozunun değişkenlik gösterebilmesidir. Zehirlenme mide bulantısı, karın ağrısı, baş dönmesi, güçsüzlük gibi belirtilerle başlar ve merkezi sinir sisteminde çökme, körlük, koma ve ölüm, bu olumsuz tablonun ciddi sonuçları olarak ortaya çıkar.'