İSTANBUL - Başbakan Tayyip Erdoğan, yapımını İngiliz Lion TV’nin üstlendiği, Başbakanlık Tanıtma Fonu ve TRT’nin desteğiyle, Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi’nce hazırlanan ‘Batıya Doğru Akan Nehir’ belgeselinin tanıtımına katıldı.
“Mısır’ın halini bir görün!”
Kürsüye çıkarken davetlilerin ‘Türkiye seninle gurur duyuyor’ sloganlarını attığı gecede konuşan Erdoğan, dört gündür Mısır, Tunus ve Libya’da olduğunu hatırlatarak, ‘’Mısır medeniyetlerin beşiği bir ülke ama halini görün. Mısır’da şu anda otoriter ve totaliter bir rejim yıkılıyor. Otokratik bir sistem yıkılıyor ve ortaya çıkan siyasi partiler bir endişeyi taşıyor; ‘acaba yine bir şeyler olabilir mi?’ Yapılması gereken bütün dünyanın onlara bu öz güveni vermesidir. Siz Tahrir’de ortaya çıktınız, dediniz ki; ‘Teokratik, otoriter, totaliter ve teokrasiye hayır.’ Öyleyse bu yolda kararlılığınız sürüyor. Birilerinin farklı hesapları olabilir. Şu veya bu şekilde size yaklaşım gösterebilirler. Olması gereken artık bu yola çıkılmıştır, öyleyse özgürlükler noktasında, demokrasi noktasında ama dolambaçlı sokaklardan değil, gerçek demokrasi noktasında bu mücadeleyi vermenizdir’’ diye konuştu.
‘Amaçları petrole el koymak’
Aynı şeyin Tunus ve Libya için de geçerli olduğunu belirten Erdoğan, “İşte gördünüz ortada olmadıkları halde durum- dan vazife çıkaran veya rol kapanlar çıktı. Bu rol kapma mantığı niye, neden?” dedi. Bu yılın başında Libya olayları başladığı dönemde Avrupa Konseyi’nde konuştuğunu anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: “Batı, Libya’nın petrol kuyuları üzerinde hesap yapmasın, dedim. Şu anda batı basınını okursanız ne diyorlar; ‘Libya’nın petrollerinin yüzde 35’i şu şu şu ülkede.’ Ayıptır. Her zamanki yaklaşım tarzınızı yine tekrar ederseniz bu defa durum inanıyorum ki farklı olacak. Libya’da 4 miting yaptım. Misrata’nın yakılıp, yıkıldığını gördüm. Oradan ‘Ankara’ gemisiyle 450 yaralıyı 12 tane F-16 uçağının korumasıyla çıkardık. Dün Fransa ve İngiltere 35 yaralıyı tedaviye götürmüş. Her taraf güllük gülistanlık şimdi. Bunu da allaya pullaya anlatıyorlar. Gücü, silahı ve acımasızca rekabeti merkezine alan bir medeniyet anlayışı kabul edilemez.