Tanrıkulu soru önergesi açıklamalarına devam etti: “Bu katkı payları, asgari ücretin ortalama 2 bin 500 lira olduğu Avrupa ülkelerinde alınmamaktadır. Gelir dağılımının bu kadar bozuk, işsizliğin bu kadar yaygın olduğu, ülkemizde çalışanlarımızın yarısından fazlası asgari ücretli yani, 658 TL’ye çalışmaktadır. Bugün halen birçok özel sağlık kurumunda Hükümetin tespit ettiği katılım payı ücretlerinden daha fazla ücret vatandaşlarımızdan talep edilmekte, buraların yöneticileri de bu durumu ‘kaliteli hizmet vermek için alıyoruz’ şeklinde açıklamalarda bulunmaktadır. Bu açıklamaların basında yer almasına rağmen Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda sessiz kalması düşündürücüdür.Diğer yandan vatandaşlarımız daha önceki yıllarda ilaçlarını eczanelerden ücretsiz alırken, şimdi 100 TL’lik ilacı devlet indirim yaptırarak 60 TL’ye firmasından almasına rağmen, vatandaşımızdan 100 TL üzerinden, %20 katılım payı almaktadır. Aslında bu katılım payı %33’e denk gelmektedir.
Mevcut hükümet finansal olarak sağlık hizmetlerine ayrılan payın büyümesine çağdaş çözümler üretemeyerek, kolay yolu seçmekte ve sağlık için vatandaşımızın cebine yönelmektedir. Çalışan işçi ve memurumuz, esnaf ve sanatkârlarımızın ücretlerinden sağlık primi kesilmesine rağmen, tüm bu kesimimiz tedavi olurken bir kez daha para ödemek zorunda kalmaktadır. Sağlık alanında bu uygulamalarla; parası olan vatandaşımız iyileşiyor, parası olmayan vatandaşlarımız ise ya ilaca mahkûm ediliyor, ya da tedavisi yarım kalıyor.
Yazılı soru önergemle; 60, 61’inci Hükümetler öncesi; sağlık ve tedavi hizmetlerini ücretsiz alan vatandaşlarımızın, artık bu hizmetleri ceplerinden ödedikleri parayla almakta olduklarını vurgulayarak, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi vatandaşlarımızın gelirleri oranında katkı sunacağı daha ucuz, kaliteli sağlık ve tedavi hizmetini ne zaman alabileceklerini de öğrenmek istedim.
Çünkü bütün vatandaşlarımızın mağdur olmadan, yüksek ücretler ödemeden sağlık alanında talep ettikleri hizmeti alması gerekmektedir. Vatandaşlarımızın lehine sağlık politikaları üretemeyen hükümeti bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum” diyerek, sağlık alanında denetleyici, çözüme odaklı yeni ve kaliteli sağlık politikalarının takipçisi olacağını ifade etmişlerdir.”