ÇİAÇ’’ın (Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları) Terörle Mücadele Kanunu uyarınca tutuklanan çocukların durumuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı.’
İZMİR - ÇİAÇ’’ın (Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları)’’ın basın açıklaması şöyle:
Terörle Mücadele Kanunu uyarınca tutuklanan çocukların durumunun birkaç ay önce iyileşeceği umudu doğmuştu. ÇİAÇ’’ın (Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları) ve kamuoyunun duyarlı kesimlerinin çabaları sonucunda TMK’’da değişiklik yapılmış ve cezaevinden bazı çocukların tahliyesi mümkün olmuştu.
Ancak bugün gelinen noktada, gelişmelerin iç açıcı bir yönde seyretmediği görülmektedir.
Aradan geçen yaklaşık beş aya rağmen hala tutuklu çocukların bulunduğuna dair haberler basına da yansıdı. Sadece İstanbul’’da yirmiden fazla çocuk cezaevinde. Diyarbakır’’da beş aydan bu yana üç mahkeme arasındaki "yetki" tartışması nedeniyle çocuk ’“sanıkların’” davalarında ilerleme yaşanmadı, yani çocukların davalarına bakacak mahkeme bulunamıyor. Mahkemeler tarafından dosyaları işleme koymama veya geciktirme gibi keyfi uygulamalar devam etmektedir.
Tahliye edilip de on sekiz yaşına basanlar, farklı gerekçelerle tekrar içeri alınmaktadır.
Çocuklarla ilgili yasal düzenleme yapıldığına göre, kamuoyundaki her şeyin yolunda olduğuna dair sanı yanıltıcıdır. Çünkü durum öyle değil.
Bir taş attıkları için mağdur olan çocukların durumu gözetilerek yapılan yasal düzenlemeden Hrant Dink’’i öldürmekten sanık Ogün Samast’’ın da yararlandırılması, devlet vicdanının nasıl işlediğini göstermektedir.
Kamu vicdanını yaralama pahasına böyle bir sürecin kapısını açanlar, hak ve adalet terazisini insafsızlığa mahkûm etmektedir.
Askeri bölgelerde hala çocuk ölümleri yaşanmaktadır.
İlk tahliyeler döneminde ÇİAÇ’’ı sona erdirmemize rağmen, sürecin takibini sağlamak için bu kez ÇİAT (Çocuklar İçin Adalet Takipçileri) olarak işlev yüklenmekle doğru bir şey yaptığımızı görmüş olduk.
Çünkü devlet tarafından kamuoyuna verilen sözlerin maalesef yerine getirilmediğini gördük.
TBMM yeni dönemi açıldığında, yasanın konuyla ilgili diğer kısmının da (TMK 7/2a) düzeltileceği sözü verilmişti. Bu noktada da henüz bir adım atılmış değil.
Batman Emniyet Müdürlüğü tarafından, Milli Eğitim Müdürlüğü kanalıyla gözaltına alınan veya tutuklanan öğrencilerle ilgili olarak okul müdürlerinin disiplin cezası vermeleri istenmişti. Öğrencilere ceza vermeyen 21 okul müdürü hakkında Milli Eğitim Müdürlüğü soruşturma başlatmıştır. *
Okula giden tahliye olmuş çocuklar, okul yolunda kendilerine sürekli polis tarafından gerçekleştirilen yakın takip ve sözlü uyarılar sonucu okullarından soğutulmaktadır.
Özlük hakkı kaybına uğramış öğrencilerin durumu bir an önce ele alınmalı ve bir program doğrultusunda desteklenmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı, bu konuda acilen adım atmalıdır.
ÇİAT’’ın çağrısı ve TBB, TİHV ve Eğitim-Sen'in katkısıyla Diyarbakır ve Batman'da tahliye olmuş çocuklara ve ailelerine akut psikolojik destek verildi. Ama geri kalan 30 ilde bu yapılamadı.
Böylesi önemli bir işin yerine getirilmesi için devlet üzerine düşeni yapmalı, bir yardım programı hazırlamalıdır. Yapılan görüşmelerde hem Başbakan hem de Cumhurbaşkanı uzun vadeli rehabilitasyon çalışması için söz vermiş ve şu konulara vurgu yapmışlardı:
- Devlet bu konuda bütçe ayırmalıdır.
- Bu rehabilitasyon çalışması, bugüne kadar devletin ve STK’’ların yaptığının aksine, asimile etmeye çalışmayan ve aidiyetlere saygılı olan bir program olmalıdır.
- Bu program, bölge koşullarına vakıf sivil ekiplerce hazırlanmalı, bürokratların insafına terk edilmemelidir.
- Uzun süreli psikolojik destek, eğitim desteği ve meslek edindirme desteğinin yanı sıra sanat, spor, insan hakları, şiddetsizlik gibi konuları temel alan atölyeler içermelidir.
- Rehabilitasyon programı, sadece çocuklarla sınırlı olmamalı, bölgede çocuklarla irtibatlı görev yapan asker, polis, öğretmen, hekim, savcı, hakim, gardiyan gibi yetkili ve görevlileri de kapsamalıdır. Ve yineliyoruz ki: ’“İktidarın kulağı sağır olabilir ama biz dilsiz değiliz... Çocukların adalet çağrısına kulak verip, onların dili olmayı sürdüreceğiz’”