Metehan UD / EGEDESONSÖZ - İzmir'in Gaziemir ilçesi Emrez Mahallesi'ndeki 70 dönümlük arazide gömülü bulunan nükleer atıklarla ilgili yeni bir gelişme yaşandı.
CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın'ın radyoaktif atıklarla ilgili soru önergesine cevap
veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Radyoaktif Kirliliğe Maruz Kalmış alanların Çevresel İyileştirme Faaliyetlerinin Yetkilendirilmesine İlişkin Yönetmelik' kapsamında söz konusu kirliliğin giderilmesi işlemlerine 2023 yılının Ağustos ayında başlandığını ve çalışmaların 2024 yılı Haziran ayında tamamlanacağını belirtti.
Bakanlığın cevabını değerlendiren EGEÇEP üyesi Avukat Arif Ali Cangı 'Radyoaktif atıklar ortaya çıktığından beri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ve diğer ilgili merci kurumların tarzının ve tavrının aynısı. Geçiştirme yanıtlar veriliyor. Oysa somut bir gelişme ve somut bir adım atılmış değil. Somut bir adım atılabilmesi için bu işin bilimsel olarak tartışılması, uzmanlarınca ortaklaşma sağlanması ve bağımsız denetime açılması gerekiyor. Ama gizli kapaklı kapılar ardında iş yapılıyor' dedi.
VALİ DE BÜYÜKŞEHİR DE BİLMİYOR
Nükleer Düzenleme Kurumu tarafından EKOVAR Şirketi'ne verilen izin belgesinin tüm girişimlerine rağmen 'ticari sır' gerekçe gösterilerek kendisine verilmediğini belirten Avukat Cangı 'EKOVAR Şirketi'nin projesi nasıl bir projedir? Bu projeye ilişkin ÇED izni var mıdır, yok mudur? Halk sağlığını ilgilendiren bir şey ticari olamaz. Nükleer Düzenleme Kurumu bilgi vermekten kaçındı. Bilgi Edinme Kurumu'na başvurduk, reddedildi. Konuyu yargıya taşıdık. Ne milletvekillerine ne de İzmirlilere bu temizleme işleminin nasıl yapılacağına dair bilgi verilmedi. Kamuoyundan bilgi gizlenerek iş yapılamaz. Bilgi gizlenmesi, var olan tehlikeyi daha da artırır. Yapılacak olan İzmir'e açıklanması gerekiyor. İzmir Valisi ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve diğer yetkililer burada ne yapılacağını bilmiyor. Zaten halka bilgi veren yok ama yetkililer de bilmiyor. Konuşması gereken kurumlar susuyor. Bu Türkiye'nin nükleer macerasının turnusolu olacak. Nükleer santrallerle karşılaştırıldığında çok fazla olmayan bir atığı bertaraf etmekten aciz bir yönetimin bir de nükleer santralin işletecek olması ne hale geleceğimizin ciddi bir göstergesidir' ifadelerini kullandı.
MAFYATİK YOLLARLA GETİRİLMİŞ OLABİLİR
Bu atıkların kim tarafından hangi yollarla getirildiğinin mutlaka araştırılması gerektiğini dile getiren Avukat Cangı şunları söyledi:
Bunlar şimdi araştırılmazsa aynı yoldan halen radyoaktif atıklar Türkiye'ye getiriliyor olabilir. Bertarafı çok pahalı olduğu için nükleer atık üreten firmalar bu atıkları ellerinden çıkarmak istiyor. Bizim gibi denetimsiz ülkelerdeki kimi uyanıklar da atıklardaki metalleri çıkarmak için bedavaya yakın bir paraya alıyorlar. Nükleer santraller olsun olmasın nükleer atıklar tüm dünyaya yayılmış durumda mafyatik yollarla. Bizim ülkemizde, kentimizde de çok açık bir şekilde yasa dışı atık ticareti yapılmış. Bunun izi sürülerek nereden, nasıl ve kim tarafından getirildiğinin tespiti yapılmıyor. Gönderen ülkeye ulaşabilse o ülkeye bu atıkların temizlenmesi işi yüklenebilir ama hiç kimse ilgilenmiyor. Şu anda oradaki insanların sağlıkları tehdit altında. Bir şekilde çözümün bulunması gerekiyor ama bunun gizli kapalı kapılar arkasında değil olayın tüm tarafları ile çözüm bulunmalı. Yoksa bu işlemler daha da tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Henüz bölgede Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından bir işlem yapılmış değil. Şu anda orada bir faaliyet yok. Bu yazıya cevap veren yetkili ya şu anda orada ne olup bittiğini bilmiyor ya da verilen önerge geçiştiriliyor.'
500 BİN TONDAN FAZLA NÜKLEER ATIK
Etrafı tellerle çevrili 70 dönümlük arazide 500 bin tondan fazla nükleer atık olduğu belirtiliyor ve yapılan ölçümlerde normal değerin 8 bin katı radyasyon oranı tespit edildi.