İZMİR - CHP'nin İzmir listesini ve seçimleri değerlendiren CHP İzmir İl Örgütünün Ağabeyi Ekrem Bulgun, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yerel Gündem’den Hasan Eser’e konuşan ve CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’a övgüler yağdırıp, Kılıçdaroğlu’nun tesadüfen genel başkan olduğunu dile getiren Bulgun, İzmir milletvekili listesinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile birlikte CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel'in istekleri doğrultusunda hazırlandığını savundu.
Baykal'a kucak dolusu övgüler
Deniz Baykal`a övgüler yağdıran Bulgun, “Deniz Baykal, “Köy, köy dolaşacağım” diye beyanat verdi. Eğer istifa edip ayrılsaydı örgüt içerisinde ki küskünlerden bravo sesleri çıkacaktı. Ama bunu basın öyle bir işler ki Baykal bir daha da siyaset yapamaz. Kimisi doğru yaptı diye övgüde bulunurdu kimi de arkadaşları yok diye politikadan kaçılır mı, diye demagoji yapardı. Ve böyle bir durumda Baykal zarar görürdü.
Baykal doğrusunu yaptı. Ve ben tahmin ediyorum ki Baykal, Antalya’da hiçbir zaman yapmadığı çalışmayı yapacak. Ben buyum diyecek” dedi.
Parti başarısız olursa Baykal dönebilir
Deniz Baykal'a yakınlığı ile bilinen ve 12 Haziran genel seçimlerinde aday adayı olduğu halde seçilmeyen Ekrem Bulgun, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 'Mevcut kadro ile devam edemezdik, bu bir devrimdir' sözlerine atfen şu uyarıda bulundu: "Genel Başkan Kılıçdaroğlu, ‘Bu bir devrimdir’ dedi. Bu değişimi bir devrim olarak nitelendirdi. Buna saygı duymak lazım. Fakat bunun neticesinde bu devrimin başarıya götürülmesi lazım. Bu devrim başarılı olursa CHP büyümeye devam eder. Başarısızlık yeni bir kaos yaratır. İnşallah Genel Başkan’ın dediği gibi başarılı olur. CHP önümüzdeki seçimlerde iktidar veya iktidar ortağı olmayı başarır. Bizimde yürekten inancımız budur. Ancak devrimler başarılı olursa, devrimi yapanlar kahraman olur ve görevine devam eder. Ama olabilesi bir başarısızlıkta da hesabını verirler. Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Başarısız olursam istifa ederim’ diyor. Olabilesi bir başarısızlık CHP’yi bölmez. Ancak CHP beklenen başarıyı yakalayamazsa genel seçim sonrası kurultaya gidebilir. Hatta Deniz Baykal, tıpkı geçmişte yaşandığı gibi yeniden CHP’nin Genel Başkanı olabilir.”
Bayır'ın yerinde olsam istifa ederdim
“Chp’nin İzmir Adayları içersinde bulunan 13 tane adayı ben bile tanımıyorum” diyen Bulgun, CHP İl Başkanı Tacettin Bayır’a göndermede bulunarak, “Ben şu anda il başkanı olsaydım. Bu listeler açıklanır açıklanmaz istifa ederdim. ‘Buyurun ben bu iş’in altından kalkamam, gücüm yetmez. Gücü olan insan gelsin’ derdim. Bu tabloda bu işin altından kalkmak kolay değil. Allah yardımcısı olsun diyorum” dedi.
Adaylara İzmir'i gezdirsinler
Bulgun, açıklanan CHP İzmir Milletvekili listesinin içinde neredeyse hiç tanımadığı 13 aday olduğunu, hiçbirinin İzmir'i bilmediğini, örgütün adaylara gidecekleri yeri gösterme konusunda yol göstermesinin şart olduğunu söyledi.
Bulgun, şöyle konuştu: "Uzun yıllardan beri CHP’de görev alan bir İzmir’li olarak itiraf etmek isterim ki , benim bile şu anda açıklanan CHP İzmir Milletvekili aday listesi içinde yakından uzaktan tanımadığım 13 tane aday var.
Bu isimler genç isimler olabilir. Bir çoğu bürokrat olabilir.7-8 tanesi İzmir’de ikamet ediyor. İnşallah İzmir’de kendilerine birer mekan açarlar. Halk istediği zaman onlara ulaşabilir. Fakat burada görev örgüte düşüyor.
Şimdi eğer örgüt temsilcileri CHP’nin başarısını istiyorlarsa, aday olan bu arkadaşlarımızı teker teker gezdirmeliler. Örneğin 2 tanesi Foça’ya geldi diyelim. Bu arkadaşlar Foça’nın köylerini, mahallesini, beldesini bilmez. Bu nedenle örgütün milletvekili adaylarımıza öncülük yapması lazım. Bu anlamda Parti’ye belki herkesin küsmeye hakkı var. Ama örgüt küsmemeli. Örgüt küstüğü zaman netice kötü olur. Eğer örgüt küsmüşse de görevinden ayrılsın.Yenileri gelsin. Aksi taktirde hüsran olur. Yeniden çekişmeler olur. Tekrar kurultaylar başlar. AKP’de bu durum karşısında göbek atar.AKP’nin karşısında AKP’ye kafa tutabilecek tek parti CHP’dir. Ülkeyi kötü yöneten AKP’den kurtulmanın tek yolu da CHP’yi yükseltmektir.”
Baykal ekibi için ricada bulunmadı
Aday listeleri açıklanmadan önce Deniz Baykal ile son 15 gün içersinde birkaç defa konuştuğuna da değinen Bulgun, “Deniz Baykal’a ‘Kılıçdaroğlu ile konuştunuz mu, konuşacak mısınız?’ diye sordum. ‘Ben davet bekliyorum. Benimle konuşacaklarını tahmin ediyorum’ dedi. Ancak Kılıçdaroğlu ve kurmayları çağırıp konuşmadılar. Konuşmadıkları içinde Baykal en yakın arkadaşı için bile ricada bulunmadı. Bu doğrumu? diye soracak olursanız benim için doğru olan gidip konuşması lazımdı. Ama bunu o bir pazarlık gibi kabul etti. Zannediyorum ki gidip ricada bulunmanın bir fayda getirmeyeceği kanaatine büründü. Ben kendisi ile yaptığım görüşmelerde bu intibayı aldım. Açıkça ifade etmek isterim ki ben konuşmasını arzu ediyordum. ‘Gidin konuşun, sizin kıramayacağınız bu partiye her zaman yararlı olmuş, dış işleri sorumlusu olan Onur Öymen gibi bir insanı ben göremiyorum. Bu tip insanları listeye koydurmanız gerekir’ şeklinde sözler söyledim. Ama ‘konuşurlarsa söyleyeceğim’ dedi. Aslında konuşmuş olsaydı 5, 10 tane isim girseydi de bugün çok fazla bir şey değişmezdi” şeklindesürdürdü sözlerini.
Baykal'a komployu herkes biliyor
“Deniz Baykal’ın bir komploya kurban gittiğini artık bilmeyen yok” diyerek sözlerini sürdüren Bulgun, “Deniz Baykal 1971’den beri hayatını partiye adamış bir insandır. Ancak yasaklı olduğu dönemlerde bir iki avukatlık davasına bakabildi.
Eşi çalışıyordu. Eşi sayesinde çocuklarını okutabildi. Aç kalmadılar. Ama tüm hayatı CHP’sine hizmet etmekle geçti.
Ecevit Baykal'ı siyaseten yok etmek istemişti...
Ben Deniz Baykal’ı seviyorsam onun karakaşı kara gözü için değil. Geçmişte Baykal’ı siyaseten yok etmek isteyen merhum Ecevit ile de bir tartışmamızda Ecevit’in kendisine bunu söylemiştim. ‘Baykal gibi Ağzı laf yapan, bilgili, çalışkan, CHP’sine hizmet etmekten hiçbir zaman kaçınmayan bir insan niçin yok olsun?’ Bunun için CHP’de Deniz Baykal’ların çoğalması lazım. Öyle olduğu taktirde parti başarıyı bulacaktır. Burada Baykal’a bir komplo yapılmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu’da bu komplonun içinde tesadüfen genel başkan olmuştur. Ama bizim parti anlayışımızda Genel Başkanlar tek başına bir kurumdur. Partimizde 3 tane kurum vardır. Bir genel başkan, bir kurultay, bir de parti meclisi. Bunlar ayrı ayrı kurumlardır. Dolayısıyla hiçbir CHP’linin genel başkana saygı duymaktan başka hiçbir çaresi yoktur. O genel başkandır. Onun CHP adına söyledikleri doğrudur. Hatalıysa da yine sonunda kendisi genel kurultayda hesap verecektir. Yapılacak iş budur” şeklinde konuştu.
Bu seçimler Kocaoğlu ve Yüksel'in
Ağabey Bulgun, CHP İzmir Milletvekili Aday listesinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile birlikte CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel’in tesiri altında hazırlandığını iddia eden Bulgun, olası başarısızlık durumunda ne olacağını ise, “Kişisel tahminimi söylemek isterim ki bu listeler İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Sayın Alaattin Yüksel’in tesiri altında yapılmıştır.
Bu iki ismin yüzde doksan tesiri vardır. Ben böyle görüyorum. Listede seçilecek olan yerde olan adayların 5-6 tanesinin bu iki isime bağlı isimler olduğunu herkes biliyor. Diğerlerini de İzmir’i tanımadıkları için Sayın Kocaoğlu ve Sayın Yüksel kendi saflarında tutmayı başaracaklardır. Netice itibarı ile bu seçimler Sayın Kocaoğlu ve Sayın Yüksel’in çalışmasına bağlı kalmıştır. Başarılı olurlarsa bu ikisi İzmir’de kahraman olacak. Başarısız olurlarsa da örgüte karşı hesabını verecekler. Benim kişisel tahminim bu” sözleriyle dile getirdi.
İzmir’de CHP’nin bir çok ilçeden aday göstermek yerine ithal aday göstermesine de tepkisi vardı Ağabey Bulgun'un.
5 bakan getirseler İzmir'i alamayacaklar
İşte Bulgun'un adaylarla ilgili değerlendirmeleri: “İzmir 2. bölgenin en önemli ilçesi Bergama’dan aday yok. Bir hanım yazmış. ‘Ben Bergama’lıyım’ diye. Bir müddet orada ikamet etmiş. Bu Bergamalı sayılmaz. Halbuki orada İdris Yavuzyılmaz’ı listeye koysalardı, tüm Bakırçay bölgesi CHP’ye oy verirdi.
Ödemiş’te Mehmet Eriş gibi o bölgeyi kapsayabilecek bir isim varken, bir ismi Ödemiş’li diye listeye koydular. O isim Ankara’da oturuyor. Bundan önce bir tek Abdürrezzak Erten vardı. Millet şikayetçiydi. ‘İzmir’de evi yok. 3 ayda bir gelip gidiyor’ diye. Şimdi ise 7-8 tanesi böyle. Nasıl olacak bu? Demek ki burada ki iş Sayın Kocaoğlu ile Sayın Yüksel’e düşüyor. Ciddi programlar yapmaları gerekiyor. Vatan-millet-Sakarya'ya artık inanacak değil bu millet. Çünkü milletvekili önemli değil, parti önemli değili kimse anlamıyor. ‘O zaman kendini koy dokuzuncu sıraya,10. sıraya neden birinci sıraya oturdun’ diye cevap veriyorlar. 2007’de ki istatistikler belli.
Biz İzmir’de varoşlardan oy alamadık.
Neden alamadık metropoldeki belediye başkanlarımız yeterince çalışmadılar. En başta büyük şehir. Bu seferde aynısını yaparlarsa hüsran olur. 2 tane Bakan gösterdi AKP. 5 tane de bakan getirse İzmir’i alamazlar.
Ayrıca İzmir’de 30 ilçe ve 700 civarında köy ve belde 45 günde dolaşılacak. Daha 22’sinde İstanbul’da tanıtım toplantısı yapıyorlar. Geriye 45 gün kalıyor. Bu 45 gün içersinde gidilmedik köy, kasaba bırakmamak lazım. Örnek vermek gerekirse Bergama’nın 114 tane köyü vardır. Bir çoğu dağ köyüdür.Bir gün dolaşacak olsan en fazla 3 tane köyü dolaşırsın. Aynı şekilde Ödemiş ve Tire ilçelerimizde de durum böyledir. Bu anlamda iyi program yapmak lazım.”
Haberal, Balbay Başbakanın elinde 'koz'
Ergenekon davasının tutuklu sanıkları Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay ile tutuksuz sanık Sinan Aygün’ün CHP’den milletvekili adayı olmalarını, ‘Başbakan Erdoğan’ın eline verilmiş bir koz olarak’ nitelendiren Bulgun, şunları söyledi:
“CHP, ilk günden beri Ergenekon sanıklarının suçsuz olduğunu söylüyor. Sayın Baykal ‘Ergenekon’un avukatıyım’ dedi. Sayın Kılıçdaroğlu’da benzer açıklamalarda bulundu.Biz bu adamların suçsuz olduklarına inanıyoruz. Mahkeme neticesinde de beraat edeceklerine inanıyoruz. Diğer taraftan aday adaylarından imza aldılar. Ben de imzaladım. Dokunulmazlığın kalkması sırasında oy vereceğimize yemin ettik.
İktidar olmak istiyoruz. İlk işimiz dokunulmazlığı kaldırmak değil mi? Kaldırdık bu arkadaşlar milletvekili ne olacak geri gitmeyecekler mi? Dokunulmazlıkları olmayacağına göre tekrar hapse girecekler. Şimdi burada şu konuya açıklık getirmek lazım biz bu arkadaşları seviyoruz. Bu arkadaşlarımızın da milletvekili olmalarını isteriz. Ama durum bu biz beraat etmelerini istiyoruz.
Mahkeme hızlandırılsın ve beraat etsinler o zaman CHP olarak partimizde nerede görev varsa biz onlara görev veririz demek lazımdı.
Ama demek ki ya biz iktidar olmayı düşünemiyoruz. Ya da dokunulmazlığın kaldırılması konusunda ikilemde kalıyoruz. Cezaevinde yatanlar niçin milletvekili adayı olur?
Oradan çıksınlar diye. Bu arkadaşların aday olmalarına karşı değilim ana beraat etmeden aday olmalarını partimiz adına doğru bulmuyorum. Çünkü AKP bunu çok iyi kullanıyor. Ve öylede oldu. Başbakan, “ne istediklerin şimdi anladık” diyor.
Mahkeme bitmeden Mustafa Balbay'ın aday yapılması yanlış... Bu söylemi de sonuna kadar kullanacaktır. Halbuki kendisinin öyle 100 tane adamı var. Ama o adam bizim yaptığımız bir hatayı öyle bir büyütüyor ki önüne geçemeyiz. Ben bölgemizden aday olan Mustafa Balbay’ı severim. Ama bir mahkeme safası var. Bu mahkeme bitmeden aday yapılması bence erken olmuştur. Öte yandan bu durum çok farklı bir tepkiyi de gündeme getirdi. İçerde 60 tane gazeteci var. Bir tek Balbay yok. Şimdi deniliyor ki bir tek Balbay, içerde yok. Niçin diğer gazeteciler de aday yapılmıyor.”(Yerel Gündem/Hasan Eser)