İZMİR - Ege Tv’de Söz Meclis’ten İçeri Programına konuk olan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İzmir’e gönderilişi ve partisinin kente dair politikalarına ilişkin çok önemli açıklamalar yaptı.
Gazeteciler Nedim Atilla, Gönül Soyoğul ve Ümit Yaldız’ın sorularını yanıtlayan Günay, “Parti içinde zor bir dönem yaşayan Deniz Baykal’a rakip olması beklenirken İzmir’e alınmasının Başbakan Erdoğan’ın nezaketinde saklı olduğunu belirtti. Bu yöndeki soruyu yanıtlayan Günay, “Tabi ki Sayın Başbakan büyük bir nezaket göstermiştir. Açıkçası beni de rahatlatmıştır. Bir turizm kenti olması bakımından ve de orada küçük bir evim olması nedeniyle bu kentte aday yapılmam bekleniyordu. Gerçi ben turizmi gelişmemiş bir kente yani İzmir’e gönderilmeyi bekliyordum. Fakat yine de Sayın Baykal’la rakip yapılmamam nazik bir davranış olmuştur” dedi.
İzmir gibi turizm potansiyeli olup da gelişme göstermemiş bir kente aday yapılmayı bekliyordum. Kruvaziyer turizmiyle birlikte yıllık 1 milyon 300 binlere çıkan turist sayısı İzmir için yeterli değil. İzmir’e düşündüğüm çok özel turizm vizyonu var. Antalya kitle turizmiyle öne çıktı. İzmir ise daha çok nitelikli turistin geldiği bir kent haline gelecek. Ben İzmir için böyle bir turizm hamlesi düşünüyorum. Ege mutfağının öne çıkacağı, termal sağlık imkanları, Efes, Bergama ve kenti içindeki ören yerleriyle birlikte İzmir’in hem sayısal bakımdan daha çok turist çekmesi hem de gelen turistin daha uzun konaklayacağı daha çok harcama yapacağı bir turizm alanı olması mümkün.
EXPO 2020 ADAYLIĞI ÇOK ÖNEMLİ
İstanbul ve Ankara’ya 1,5 sayfa ayıran hükümetimiz 2023 vizyonunu ortaya koyduğu seçim beyannamesinde 2,5 sayfa ile en çok yeri İzmir’e ayırmıştır. Başta EXPO 2020 adaylığı olmak üzere benim alanıma giren Medeniyetler Müzesi projelerle kente verdiği önemi göstermiştir. Ayrıca kent ulaşımını rahatlatacak yollar, tüp geçit, İzmir’i Ankara-İstanbul’a bağlayan hızlı tren ve otoyol çalışmaları, kentsel dönüşüm projeleriyle dolu seçim beyannamemiz İzmir’i ne derece önemsediğimizi ortaya koyuyor”
EXPO 2015’İ KAPATMA DAVASI YÜZÜNDEN KAYBETTİK
EXPO 2020’yu bu kez alacağız. Geçen sefer kıl payı kaçırdığımız EXPO konusunda başından beri İzmir’in yanındayım. İzmir dışında bir tercihin yapılması beni derinden üzerdi. Bu konuda görüşlerimi İzmir adayı yapılmadan önce de deklare ettiğim için Sayın Başbakanımızın EXPO 2020 için İzmir’i destekleme kararını ben de İzmirliler kadar sevinçle karşıladım. EXPO 2015’i AK Parti’ye açılan kapatma davası ve o davanın dış dünyada yarattığı istikrarsızlık algısı yüzünden kaybettik. Biliyorsunuz Türkiye bu konuda sabıkalı bir ülke. Eğer kapatma davası olmasaydı, EXPO 2015’i İzmir alırdı.
YEREL YÖNETİMLE BİRLİKTE ÇALIŞACAĞIZ
Yerel yönetimle uyum son derece önemli… Ve hükümetimiz başta Aliağa-Menderes projesi olmak üzere İzmir Büyükşehir Belediyesi ile uyumlu çalışmayı gerçekten önemsiyor. Bakanlığım bünyesindeki tüm işlerde ben İzmir’den gelen tüm talepleri yerine getirmeye gayret ettim. Seferihisar’ın yavaş şehir olması, İnciraltı’nın planlanması, Ege Medeniyetler Müzesi’nin kurulması gibi önemli konularda kentten daha doğrusu yerel yönetimlerden gelen talepleri yerine getirdim. Yerel yönetimle uyumlu çalışmak şu açıdan önemli. Bizi de onları da halk seçiyor. Seçildikten sonra sırtını dönüp, ‘Sen başka partidensin’ demek, sırt dönmek bize yakışmaz. Zaten İzmir’e kazandırdıklarımız böyle yapmadığımızı ortaya koyuyor.
PARTİ KURSAK AK PARTİ’Yİ BÖLERDİK
Siyasete 1980 öncesinde çok hızlı başladım. 28 yaşında Türkiye’nin en genç milletvekiliydim. Hatta yaşımı büyüttüm vekil olmak için. Sonra uzun ara verdim. 1994-2004 arasında CHP yönetimi ile ciddi sorunlar yaşadım.
AK Parti’ye geçişim konusunda hafızaları tazelemek istiyorum. CHP’de kaldığım son 10 yılımda partiyle bağım çoğunlukla kesikti. Ciddi görüş ayrılıklarımız oluştu. Kimi zaman bu bağı ben kestim kimi zaman da yönetim kesti. AK Parti’yi tercih ettiğim süreçte ben ve arkadaşlarım başka bir parti kurmanın hazırlığında dahası eşiğindeydik. 27 Mayıs e-muhtırası ve demokrasiye darbe girişimi bizleri son derece rahatsız etti. Ben ve bir grup arkadaşım Sayın Başbakan’dan gelen teklifle AK Parti’ye geçmeyi tercih ettik. Bu tercihi yaptığımız sırada CHP’ye üyeliğim bile yoktu. Çünkü üyeliğimi silmişlerdi. Parti kursaydık AK Parti’nin oylarını bölecek bir yapı olacaktı. Daha önce gelen teklifleri geri çevirmiş bir siyasetçi olarak muhtıranın da etkisiyle Sayın Erdoğan’ın teklifini geri çevirmedik.
ALİANOİ’YE 60 YIL SONRA KAVUŞURUZ
Alianoi konusunda bu gün kazan kaldıran bazı eski bakanlar kendi dönemlerinde attığı imzaların hesabını vermeli. Ben göreve geldiğimde protokolü yapılmış bir süreç buldum. Alianoi’nin başına gelenlere üzülmedim diyemem. Ama balçıkla koruduğumuz Roma hamamı, barajın ömrü bittikten sonra yeniden gün yüzüne çıkabilecek. Antalya’da sel baskını sonrası çamura gönülmüş şapel çıkardık geçtiğimiz günlerde. Tam bin 200 yıllık olduğu söylendi. Şapel aynen korunmuş toprak altında. Alianoi’nin de korunacağına inanıyorum. Barajın doğal ömrünü tamamladığı 50-60 yıl sonra Alianoi’ye kavuşacağız. Ama Hasankeyf’e hala üzülüyorum. Çünkü Anadolu’da çok sayıda Alianoi gibi Roma hamamı var. Ama Hasankeyf gibi bir eser yok. O yüzden bu eseri mümkün mertebe korumaya çalışıyoruz. Hala alternatif aramanın peşindeyiz.
CHP’DE TASFİYE AK PARTİ’DE MOLA
CHP listelerinde eskiden beri tanıdığım, birlikte siyaset yaptığım değerli arkadaşlar var. Tabi ki listeler oluşurken bazı sorunlar da yaşanmış görünüyor. Biz de çok sayıda arkadaş siyasete ara verdi. Ancak CHP’de yapılan ara vermek değil daha çok tasfiye gibi duruyor, üzerine çarpı atılıyor. Biz de ise bir süre mola… İki liste arasındaki en büyük fark bu…
HİZMETE GELDİM, KAVGAYA DEĞİL
Kem söz sahibine aittir derler. (Alaattin Yüksel’e yanıt) Ben siyasetin insanları kırmayı gerektirecek boyutlarda yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Benim de geçmişte, gençlik yıllarında kullandığım ifadeler nedeniyle kırdığım, döktüğüm, üzdüğüm insanlar olabilir. Onlardan özür diliyorum. Ama siyaset insanlığa hizmet için yapılmalı. Birbirini kırmak, dökmek, üzmek için değil… CHP örgütündeki küskünlerle geçmişten gelen insani ilişkim bilindiği için kasıtlı olarak polemik alanına çekilmeye çalışılıyorum. Ama ben İzmir’e hizmet için geldim, kavga için değil…
İZMİR’İ YENİLEMEK GÖREVİMİZ
Sayın Başbakan Kars’ta hem heykelden hem de gecekondulardan şikayetçi olmuştu. Basın ne yazık ki konuyu farklı değerlendirdi. Ben o günlerde hükümet krizi olmasın için sustum, konuyu uzatmadım. Başbakanımız İzmir’de de gecekonduları kast ederek ‘ucube’ benzetmesi yapmıştır. Yerel yönetimlerin kentsel yenileme konusunda daha üretken olması lazım. Seçim beyannamemizde bu konuda önemli maddeler var. İzmir’i yenilemek hepimizin görevi…
DEVLET TİYATROLARINI KAPATMAYACAĞIM
Devlet tiyatrolarını kapatacağım yönündeki haberler gerçeği yansıtmıyor. Cumhuriyet tarihinde en çok tiyatro sahnesi açmış Kültür Bakanıyım. Rakamlar ortada… İzmir’de bile 4 yeni sahne açtım. Devlet tiyatrolarını Anadolu’nun her köşesine taşıdım, taşımaya devam edeceğim. Sırada Denizli ve Manisa var. Eleştirilerin büyük bölümü de çok fazla çalışıp, birilerinin rahatını kaçırdığım için yapılıyor. Bunun da farkındayım.
*Programın tamamı Pazar günü 12.00’de tekrar edilecek.