TMMOB'a bağlı Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi ve Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından düzenlenen panel, aralarında CHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır'ın da bulunduğu akademisyen, mühendis ve sektör temsilcilerinin katılımıyla yapıldı.

Bornova Belediyesi Kültür Merkezi'nde 3 oturum şeklinde gerçekleşen panele, akademisyenler, gıda, çevre, ziraat ve kimya mühendisleri ile sektör temsilcileri katıldı. Konuşmacılar gün boyu süren panelde bitkisel ve hayvansal gıdalarda güvenilirlik, kooperatifçilik, gıda güvenliğinde riskler, lojistik, gıdada depolama, gıda kaynaklı hastalıklar, devlet ve yerel yönetimlerde gıda politikaları gibi konuları ele aldı.

BİLİMİN IŞIĞINDA DOĞRU POLİTİKALAR GEREKLİ
Panelin açılışında konuşan Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ, Türkiye'nin tarımda ve hayvancılıkta kendi kendine yeten, kendi yağında kavrulan bir ülkeyken derin bir yoksulluk içine girdi. Bu durumu ancak doğru tarım politikaları ve bilimin ışığında yapılacak çalışmalarla tersine çevirebiliriz' dedi. İduğ, konuşmasında atalık tohumdan fide ve fidan dağıtımlarına, arıcılıktan coğrafi tescili alınan Misket Üzümü ve Kınalı Bornova Bamyası'na belediye olarak yaptıkları çalışmaları da anlattı.

Bornova Kültür Merkezinde gerçekleşen panelde Sındır, 'Anadolu'nun kadim topraklarında üretim yapan çiftçilerimize sesleniyorum; bize katılın, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde aydınlık ve refah yarınları birlikte inşa edelim' dedi.

'İKTİDARIN BASİRETSİZ, VURDUMDUYMAZ, RANT ODAKLI POLİTİKALARI TARIMI BİTİRDİ'
'Gıda Güvenliğinde Devlet Politikaları' başlığında sunum yapan, vatandaşların yeterli miktarda, güvenli gıdaya erişmesinin temel bir insan hakkı olduğunu söyleyen Sındır, 'gıdalarda olabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik ve her türlü zararların bertaraf edilmesi anlamını taşıyan 'gıda güvenliğinin' sağlanabilmesi için iktidar bugüne kadar yeterli tedbirleri almadı, alamadı. Bu durum da maalesef beslenme sorunlarını derinleştirdi ve güvenli gıda teminini her geçen gün zorlaştırdı. Bugün Türkiye'yi yöneten siyasal iktidar vatandaşlarımızın, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını koruyamıyor. GIDA, tarladan veya ahırdan/kümesten sofraya iletilen tüm besin maddelerini içermekte ve Tarım ve Orman Bakanlığınca sadece 7000 civarında kontrol görevlisiyle ancak denetlenebilmektedir. 2019 yılında Türkiye'de yer alan 688 bin 159 gıda işletmesine yılda bir kez bile gidilemediğini görüyoruz. Maalesef, iktidarın basiretsiz, vurdumduymaz, rant odaklı politikaları tarım sektörünü tüm bileşenleriyle birlikte bitirdi. Türkiye'de gıda güvenliğimiz ne yazık ki tehdit altında' dedi.

'SAĞLIKLI, GÜVENLİ VE UCUZ GIDA'
Doğru tarım politikalarıyla sağlıklı gıdaya erişilebileceğini ifade ederek sözlerine devam eden Milletvekili Sındır, 'tarımsal üretimde yeterli ve doğru politikalarla üretim yaparsanız, üretimde devamlılığı sağlayacak desteklemeleri yerine getirirseniz, çiftçilerimizin uygulayacağı ilaç ve kimyasal gübreyi denetim altına alırsanız ve güvenli gıdayı teşvik edici politikaları hayata geçirirseniz üreticilerimizin emeğinin karşılığını alacağı, tüketicilerimizi sağlıklı, güvenli ve ucuz gıdaya ulaşabileceği bir ortam yaratırsınız. Meralarımızı amaç dışı endüstri kuruluşlarına, sanayi bölgelerine, madencilik faaliyetlerine, enerji üretim tesislerine feda etmez, mera hayvancılığını yaygınlaştırsanız vatandaşlarımıza daha sağlıklı hayvansal gıdaya erişim imkanı sağlarsınız. Ticarileştirilen ithal, hibrid, kısır, niteliksiz fakat tescilli tohumların kullanımını teşvik yerine yerel ve ata tohum çeşitlerimizin yaygınlaştırılmasını ve kullanımını sağlarsanız yurttaşlarımızı sağlıklı gıdayla buluşturabilirsiniz. Organik tarıma yeterli destekleri, hibeleri sağlar üretim alanlarını artırır, üretici sayısının fazlalaşmasını sağlarsanız halkımıza güvenli gıda tüketmesine imkan verirsiniz. Maalesef Türkiye'de bunlar yapılmıyor, gıda güvenliği iktidar eliyle yok ediliyor' dedi.

'BİZE KATILIN!'
CHP iktidarında uygulayacakları tarım politikalarından kesitler sunan Sındır, sözlerini söyle sonlandırdı: 'iktidarımızda üretim dışında kalan 35 Milyon dönüm verimli araziyi yeniden ekilir, biçilir, üretim yapılır hale getireceğiz. Tarım Kanununun amir hükmünü yerine getirecek, Tarıma Destek Miktarını GSMH'nin en az yüzde biri düzeyine taşıyacağız. Bugüne kadar kanunda belirtilen desteklemenin yarısını bile vermeyen AKP iktidarının yarattığı tahribatı en kısa zamanda Türk tarımından söküp atacağız. Üreticinin gelir düzeyini, sosyal refahını arttıracak, tarım ürünlerimizde dünyada yeniden söz sahibi olacağız. Üretici örgütlenmelerini teşvik edecek, tarım ürünlerimizin iç ve dış pazar stratejilerini belirleyecek, satış ve pazarlama mekanizmalarını oluşturacağız. Gıda ve tarım ürün piyasalarının kontrol ve denetimlerini yapacak, piyasaların regülasyonlarını sağlayacağız. Desteklemeleri kirli siyasetin, seçim politikalarının bir aracı olarak kullanılmasına asla izin vermeyeceğiz. Dengeli, istikrarlı, coğrafik ve iklimsel özellikleri dikkate alan üretim planlarını yaşama geçireceğiz. Bilimin ışığında üretimde verimlilik artışını sağlayacak, ürün kalitelerini yükselteceğiz. Rekabet Kurulu'nu, Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasalarını İzleme ve Değerlendirme Komitesi'ni yeniden işler hale getireceğiz. Anadolu'nun kadim topraklarında üretim yapan çiftçilerimize sesleniyorum; bize katılın, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde aydınlık ve refah dolu yarınları birlikte inşa edelim.'

ÜÇ ODADAN ORTAK AÇIKLAMA
Panelde ayrıca TMMOB'a bağlı Ziraat ve Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile Kimya Mühendisleri Odası Ege Şubesi, 7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü'ne özel olarak ortak açıklama yaptı. Açıklamada; 'Güvenli gıda ve suya erişimdeki en önemli engellerden olan tarım ve endüstride bilinçsizce kimyasalların kullanımı, tarım arazilerinin azalması ve jeotermal enerji santrallerinin kurulması, tarımsal üretimde girdi fiyatlarının artması, gıda enflasyonunun artması, insanların alım gücünün düşmesi, iklim değişikliği, verim düşüklüğü, özellikle yanlış tarım politikaları sonucu maalesef gıda güvencesi de tehlikededir' ifadeleri kullanıldı.